"Barış abi ya!" Gülerek Arda'nın Barış Alper'in elinden telefonu almaya çalışmasını izledim. Beş gündür her görüntülü konuşmamızda Barış abi telefonu zorla Arda'dan alıyor ve bana rastgele şeyler anlatıp takımı gösteriyordu.
"Çekil len. Eşşek sıpası. Saye. Naber minik yenge?"
"İyi abi. Senden?"
"Süperim süper. Bak bugün ne oldu biliyor musun? Bizim tesise gelen hayranlardan iki tane kız Arda'nın yanına geldiler. Kızlar böyle Arda'ya yiyecekmiş gibi bakıyor. Hatta aramızda kalsın kızıl olan ona sarıldı. Bizimkini de göreceksin, hiç geri çekilmek falan yok. Efendime söyleyeyim böyle bir kasılmalar, antrenmanda gol atmalar, artistik hareketler falan. Hayırdır yani? Kimi etkilemeye çalışıyorsun?"
"Yaa..."
"Ya Barış abi! Güzelim valla öyle değil. Abartıyor bu."
"Bu mu? Abinim la ben senin. Terbiyesiz herif." Arda'nın ensesine şaplak attıktan sonra odadan çıkarken söylendi. "Yeni nesil bitmiş ya." Arkadan gelen seslerden diğerlerinin yanına gittiğini anladım. Kendini koltuğa atıp kamerayı kaldırdığında ekrana Semih, Kerem ve Cenk de girmişti. Hepsi bana el salladı.
"Naber Saye?"
"İyi Kerem abi. Senden?"
"İyi ben de. Barış yine seni esir almış anlaşılan." diyerek güldüğünde Barış Alper onun da ensesine şaplak atmıştı.
"Oğlum salsana kızı. Bırak sevgilisiyle rahat rahat konuşsun. Konuşma saatlerini ezberledin her seferinde baskın yapıyorsun."
"Sen sus Tosun Paşa." Barış ona da şaplak atacağı sırada Cenk abi onun kolunu tutmuştu. İkisi güreşirken Semih de yere düşen telefonu alarak oradan uzaklaşmıştı. Minnettarca ona baktım.
"Teşekkür ederim."
"Ne demek?" Semih, Arda'yı ararken ekrana İrfan ve Kaan girmişti.
"Dur tahmin edeyim: Barış'tan kaçıyorsunuz." Semih ile gülerek başımızı salladık.
"Niyeyse sana taktı. Takım arkadaşım diye demiyorum zır delinin teki." Arkadan Barış Alper'in 'Saye' diye bağırmasıyla İrfan abi 'Görüşürüz fıstık' diyerek kaçarken Kaan abi de 'Allah kurtarsın minik yenge' diyerek el sallamıştı. Semih, Barış'a yakalanmadan giderken 'Mozarella aman Montella çağırıyor' diyerek gitmiş ve telefonu da Kenan'a vermişti.
"Nasılsın?"
"Sevgilimle rahat rahat konuşabilirsem daha iyi olacağım." Kenan güldüğünde arkadan Arda'nın sesi gelmişti. Hemen telefonu Kenan'ın elinden alıp ona teşekkür etti. Kenan da el sallayıp 'Görüşürüz' deyince ben de aynı şekilde karşılık verdim. Arda odasına kapandığında kendini yatağa attı.
"Çok mu şey istiyorum ya? Sadece sevgilimle başbaşa sohbet etmek istiyorum. Zaten kokunu özledim. Dudaklarını özledim."
"Ben de seni özledim. Sensiz okul da çok sıkıcı. Benimle uğraşan kimse yok."
"Uğraşamaz zaten. Sadece ben. Başkası yaparsa sikerim belasını." Güldüm.
"Sadece sen. Bu arada sana asla şaşırmayacağın bir haber vereyim mi? İngilizceci yine hamileymiş."
"Yuh be. Kadın biraz daha zorlasa futbol takımı kuracak anasını satayım. Bir insan nasıl her sene hamile kalabilir ya?"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Hoşgeldin." diyerek kollarımı Arda'nın boynuna doladım. Döneli üç gün olmuştu ve sonunda babamın isteği üzerine bize akşam yemeğine gelmişti.
"Hoşbuldum güzelim." Geri çekilip beni baştan aşağı süzerken dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. "Baya hoş buldum hem de." Gözlerimi devirip çıkardığı ceketini askılığa astım. Beraber salona geçtiğimizde babam heyecanla ayağı kalkmış ve 'Aslan oğlum' diyerek Arda'ya sıkıca sarılmıştı. Annem de Arda'nın yanaklarını öperek ona sarılırken ben de kapıya yaslanmış, gülümseyerek onları izliyordum.
"Hadi sofraya geçin. Yemekler hazır." Yemek yerken babam Arda ile maç muhabbeti yapıyor arada da Arda ve benim ilişkimle alakalı imalar yapıyordu. Arda ise babam her ima yaptığında öksürüp su içiyor sonra da konuyu değiştiriyordu. Yemekten sonra annem ve babam salonda otururken Arda da bulaşıkları yıkamamda bana yardım ediyordu. "Gerek yok Arda. Ben hallederim."
"Sen çalışırken ben oturacak değilim güzelim. Hem bir şey de yapmıyorum ki. Kuruluyorum sadece." Ne dersem diyeyim bana yardım edeceğini bildiğimden uzatmadım. Son tabağı da yıkayıp kurulaması için Arda'ya verdikten sonra ben de ellerimi kuruladım. Arkama döndüğüm gibi Arda'nın beni belimden tutması ve kalçamın tezgaha gelmesi bir olmuştu. "Çok özledim seni." Gözleri dudaklarıma kaydı.
"Ben de özledim ama yeri değil. Annemler içeride."
"E ben ne zaman öpebileceğim seni o zaman?" Omuz silktim.
"Bilmem. Şuan olmadığı kesin." Kolları arasından çıkıp salona döndüğümde o da peşimden gelmişti. Yerlerimize oturduğumuzda babam Arda'ya döndü.
"Oğlum ben çok anlayışlı bir babayımdır." Arda babamın neden durduk yere böyle bir şey dediğini anlamasa da başını salladı. "Böyle şeyler olabilir." Arda yine başını salladı. "Kızmam yani." Arda yine başını sallayınca babam ofladı. "Oğlum kızmayacağım diyorum söylesene artık sevgili olduğunuzu." Ben elimi alnıma vururken annem gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyor, Arda ise şaşkınca babama bakıyordu.
"Ha? Ney? Biz mi?"
"Evladım delikanlı gibi çık seviyorum de bitsin. Gına geldi." Babamın anlayışlı ve açık sözlü biri olmasını seviyordum ama bazen de fazla açık sözlü oluyordu işte.
"Şey... Ben kızınızı seviyorum. Çok seviyorum hem de. Ve biz... Sevgiliyiz." Annem gülerken babam rahatlayarak derin bir nefes vermişti. Sonra da dönüp bana göz kırptı.
"Bir gün sevgilim diye önüme lavuğun birini getireceksin diye çok korkuyordum. Aferin kızım."
"Sağol baba ya." Babam Arda ile nasıl tanıştığımızı, ne zaman sevgili olduğumuzu falan sorarken annem de 'Çocukları rahat bırak Poyraz' diyerek onu susturmuştu. Bir süre sonra Arda kalktığında annem de aşağı kadar onu geçirmemi söylemişti. Arda'nın çağırdığı taksiyi beklerken sürekli pencereyi kontrol ediyor ve babamın bakmadığından emin olunca beni öpüyordu. "Yeter Arda. Biri görecek."
"Ya baban görmesin de kim görürse görsün. Özledim be kızım." Taksi geldiğinde son kez yanağımı öpüp göz kırptı. "Yarın görüşürüz güzelim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSİPLİN | Arda Güler
Fanfic"Ya Pakize çok özür dilerim. Valla yanlışlıkla oldu." "Saye! Adım Saye. Ayrıca bu kaçıncı özür ya? Bilmiyorsan oynama kardeşim."