SAYE ULUSOY
"Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk güzel kızım. Maşallah. Kocaman olmuşsun."
"Çok da güzelleşmişsin."
"Teşekkür ederim..." Sevim teyze ve Tarık amca ile sarıldıktan sonra benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim çocuğa döndüm. "Hoşgeldin."
"Hoşbuldum." Uzattığı eline nazikçe sıktım.
"Bak bu da oğlum Emre. Bir yaş var aranızda." Ben buna ne cevap vereceğimi düşünürken annemin sesi imdadıma yetişmişti.
"E hadi salona geçin. Ayakta kaldınız." Onlar salona geçerken ben de ceketlerini asmıştım. İşim bittiğinde mutfağa gittim. Yemekleri karıştırırken tekrar zil çaldı. "Ben bakarım kızım." Annem kapıya gittikten hemen sonra bana seslendi. "Saye! Arkadaşın gelmiş." Başta Yiğit olduğunu düşündüm ama annem arkadaşın demek yerine benim oğlan gelmiş derdi hep. Merak edip kapıya gittiğimde Arda'yı görmemle şaşkınlıktan ağzım açıldı.
"Yok artık."
"Selam. Kitabını okulda unutmuşsun da. Onu bırakmaya geldim." Yalancı. Elindeki kitap benim bile değildi.
"Ay oğlum zahmet etmişsin. Çok sağol."
"Ne demek efendim? Kusura bakmayın akşam akşam çat kapı geldim böyle."
"Ay yok. Ben seni tanıyorum zaten. Şu futbolcu çocuksun değil mi?"
"Evet teyzecim."
"Buraya kadar da zahmet etmişsin. Biz de yemeğe oturmak üzereydik. Gelsene sen de."
"Yok ben hiç rahatsızlık vermeyeyim. Hem misafirleriniz de var."
"Saçmalama oğlum. Ne rahatsızlığı? Hadi hadi. Çıkar ayakkabılarını. Saye sen de al arkadaşının ceketini. Sofraya da bir servis daha aç." Annem salona giderken Arda'ya döndüm ve hafifçe saçını çektim.
"Ah! Ben niye hep şiddete maruz kalıyorum ya?"
"Ya deli misin nesin? Ne işin var oğlum senin benim evimde?"
"Elin oğluyla aynı evde kalacaksın. Kontrole geleceğim tabi ki." Gözlerimi devirdim.
"Gerçekten delirmişsin sen." Çıkardığı ceketi alıp astıktan sonra beraber salona geçtik. Arda, Tarık amca ve Sevim teyze ile tanıştıktan sonra Emre'ye dönüp soğuk bakışlarla elini uzattı.
"Arda ben. Memnun oldum." Cidden sesini kalınlaştırarak mı konuşmuştu o?
"Emre. Ben de memnun oldum." Emre karşımıza otururken Arda ile ben de ikili koltukta oturmuştuk. Tarık amca ve babam Arda ile sohbet ederken ben de mutfakta geri kalan işleri halletmiştim. Hep beraber sofraya geçtiğimizde yemek servislerini yapmıştım. "Saye tuzu uzatır mısın?" Tuza uzanmıştım ki Arda elimdeki tuzluğu alıp Emre'ye uzattı. Emre ona teşekkür ederken masanın altındaki elimle bacağına vurdum. O da omuz silkip yemeğini yemeye devam etmişti. Babamla yemekte Arda'ya futbol hakkında birçok soru sormuştu. Çoğu saçma olmasına rağmen Arda sabırla hepsine cevap vermişti. Yemekten sonra da ben sofrayı toplarken ne kadar gerek olmadığını söylesem de Arda da bana yardım etmişti.
"Bunları nereye koyayım?"
"Şuraya koy. Ben yıkarım." Arda elindeki bulaşıkları tezgaha bırakıp eline kuru bir bez alarak benim yıkadıklarımı kurulamaya başladı. "Yalnız sen de baya hamaratmışsın. Seni alan yaşadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSİPLİN | Arda Güler
Fanfiction"Ya Pakize çok özür dilerim. Valla yanlışlıkla oldu." "Saye! Adım Saye. Ayrıca bu kaçıncı özür ya? Bilmiyorsan oynama kardeşim."