22

170 19 60
                                    

"Milli ara mı?" Başını salladı.

"Evet. Bir süre yokum." Başımı salladığımda beni kolunun altına alıp saçımı öptü. "Asma suratını. Her gün arayacağım seni." Omuz silktim.

"Sevgili olmadan önce daha çok vakit geçiriyorduk."

"Güzelim rahat ol sen. Milli aradan sonra benim için sadece sen ve antrenmanlar olacak." Gülümsemesine karşılık ben de gülümseyip yanağını öptüm.

"Ne zaman gidiyorsun?"

"Yarın sabah erkenden yola çıkacağız. Beni uğurlamaya gelmek ister misin? Hem diğer oyuncularla da tanışırsın." Heyecanla başımı salladım.

"Olur!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Ben demiştim siz sevgili." Ferdi'nin bozuk Türkçe'si ile söylediğine güldük. İlk karşılaşmamızda Arda ile beni sevgili sanmıştı. Bu ikinci karşılaşmamızdı ve Arda ile sevgiliydik.

"Güzelim bak bu da Mert abi." Heyecanla Mert Günok'un uzattığı elini sıktım.

"Bliyorum. Hayranınım. Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?" Mert bu halime gülüp başını salladı. Onunla fotoğraf çekildikten sonra biraz sohbet etmiştik. O sırada İrfan Can Kahveci yanımıza gelip kolunu omzuma atmıştı.

"Naber fıstık?"

"İyi abi. Senden?"

"İyi ben de. Bir gelsene benimle." İrfan abi beni diğerlerinin yanına götürdüğünde elinde bir forma tutan Barış Alper'i ve onun elindeki formayı almaya çalışan Arda'yı gördüm.

"Oğlum bunda Saye yazıyor. Saye kim amına koyayım?"

"Ya abi hediye o. Versene."

"Arda?" İkisi de dönüp bana baktı.

"Saye."

"Saye mi? Saye bu mu?" Barış Alper'e döndüm.

"Bu mu?"

"Bu mu? Öküz herif." İrfan abi Barış'ın ensesine şaplak atınca Barış mahçup bir şekilde gülümseyerek bana döndü.

"Kusura bakma ya. Benim konuşma tarzı öyle."

"Önemli değil." diyerek gülümsedim.

"Bu senin sanırım." diyerek elindeki formayı uzattı. Milli takım formasıydı. Üstünde benim adım yazılıydı ve tüm takımın imzası vardı.

"Barış abi imzalar mısın artık şunu?" Arda sabırsızca kalemi uzattığında Barış Alper formamı imzalamıştı. Arda'ya dönüp gülümsedim.

"Çok güzel. Teşekkür ederim." Parmak uçlarımda yükselerek kollarımı boynuna sardım ve yanağını öptüm. O da ellerini belime yerleştirmişti.

"Ne demek güzelim?" Biz sarılırken Abdülkerim Bardakçı da yanımıza gelmişti.

"Gençler gitmeden önce hep beraber bir fotoğraf çekilelim." Bunu demesiyle herkes etrafımıza toplanmıştı.

"Şey ben geçebilir miyim?" dediğimde Kaan Ayhan bana dönüp gülümsemişti.

"Olur mu minik yenge? Sen de bizdensin."

"Haklı. Hadi buraya bakın. Çekiyorum." Mert Müldür birkaç selfie çektikten sonra görevlilerden biri yanımıza gelerek birazdan gideceklerini söyledi. Arda'ya dönüp sıkıca sarıldım.

"Çok özleyeceğim seni."

"Ben de seni birtanem." Geri çekilip dudağımı ve boynumu öptü. "Varır varmaz arayacağım seni." Başımı salladığımda bu sefer de alnımı öptü ve çantasını sırtına taktı. "Seni seviyorum." Gülümsedim.

"Ben de seni." Gidene kadar ben el sallamıştım, o da arkasını dönüp dönüp bana bakmıştı. En sonunda uçağa bindiğinde ben de eve döndüm.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Sana attığım videoya baksana. Uzaktayken çektim. Cenk abiyle Barış abi nasıl kıvırtıyor?" Arda ile görüntülü konuşmayı arka plana alıp bana attığı videoyu açtım. Kahkaha atarken aramaya geri döndüm.

"Ben böyle kıvırtamıyorum. Bana da ders versinler."

"Hayırdır? Kime kıvırtacaksın?" Gözlerimi devirdim.

"Düğünlerde falan oynasam güzel olabilirdi."

"Boşver güzelim. Hiç gerek yok. Ama çok istiyorsan bizim düğünümüzde kıvırtabilirsin."

"Bakıyorum da çok eminsin evleneceğimize?"

"Eminim tabi ki. Başka çare yok. Evleneceğiz."

"Daha on dokuz yaşındasın Arda."

"He ya. Yaşlandım. Aile kurma zamanım geldi."

"Abart."

"Bu konuştuklarımızı nikah masasında hatırlatırım sana."

"Sen yorgun değil misin? Uyusana artık."

"Yorgunum ama seninle konuşmak istiyorum."

"Yarın erkenden kalkıp antrenmana gideceksin Arda. Dinlenmen lazım. Uyu hadi."

"Şarkı söylersen neden olmasın?"

"Oldu paşam. Ninni de söyleyeyim mi?" Dudaklarını büzdü.

"Yakışıklı mı yakışıklı sevgilin senden bir şarkı istemiş. Çok mu?" Gözlerimi devirip başımı salladım.

"İyi. Peki. Yakışıklı mı yakışıklı sevgilimin istek şarkısı var mı?"

"Kafana göre söyle birtanem." Biraz düşündükten sonra aklıma ilk gelen şarkıyı söyledim. Arda da o sırada yatağına geçip başını yastığa koymuştu.

"Sen yağmuru çok seven küçücük şey

Ben kendine geç kalan bir kadın

Beni sevmesen de görmesen de hayat sürerdi yine
Ama kendimi sevmezdim şimdiki kadar
Beni seçmesen de "Yok" desen de güneş doğardı yine
Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar

Birden geldin aklıma, yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan
Birden geldin aklıma, yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan"

Şarkıyı bitirdikten sonra ekrana baktım. Arda gözlerini kapatmıştı. Cevap vermemesinden ve düzenli nefes alış veriş seslerinden uyuduğunu anladım. Yaklaşıp ekranı öptüm.

"İyi geceler sevgilim." Aramayı kapatmadan telefonu komodine koydum ve Arda'yı izleyerek uyudum.


DİSİPLİN | Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin