Sevgilim🤍
Kapıdayım güzelimSiz
GeliyorummmÜstüme hırkamı giyinip aşağı indim. Ara ara akşamları Arda kapıya gelirdi ve beraber mahalleyi turlardık. Son zamanlarda maç ve antrenmanları olduğundan okula gelmiyordu ve ancak akşamları görüşebiliyorduk. Merdivenleri inerken Arda gülümseyerek kollarını açmıştı. Ben de kolları arasına girip kollarımı beline sardım.
"Ben galiba sana bağımlı oldum. Sensiz duramıyorum." Gülerek geri çekildim.
"Bir de bana sor. Sensiz okul çok sıkıcı." El ele tutuşup yürürken elimin tersini dudaklarına götürüp öptü.
"Bir top attık konu nerelere geldi." dediğinde ikimiz de gülmüştük. "Bir gün evlendiğimizde düğün arabasının arkasına bunu yazalım. İbreti alem olsun."
"Bu aralar evlilikten çok bahsediyorsun."
"Bir şeyi kırk defa dersek olurmuş." Yüzünü buruşturdu. "Salla. Zaten benimsin."
"Hmm... Ya seninle evlenmezsem?"
"Öyle bir ihtimal olduğunu sanmıyorum. Şu birkaç ayda inatçılığımı anlamışsındır artık. Birini sevdim mi kolay kolay bırakmam."
"Gördük onu." Markete girdiğimizde ben ikimiz için kakaolu süt alırken Arda da gazete almıştı. "Niye gazete aldın ki?"
"Hiç." Omuz silkip tekrar elini tuttum. Parka gittiğimizde salıncağa gitmek için hareketlendiğimde kolumu tuttu. Merakla ona baktığımda gülümseyerek yüzümü elleri arasına aldı. "Sevgilim. Sen nasıl anlatılırsın inan hiç bilmiyorum. Tüm kırgınlıklarınla, duydukça beni her şeyden soyutlayıp huzura kavuşturan sesinle, bir bakışınla birçok şey anlattığın gözlerinle, insanı mutlu eden gülüşünle, beni hayran bırakan merhametin ve şefkatinle, seni sen yapan her zerrenle çok güzelsin sevgilim. İliklerime kadar hissettirdiğin sevgin her şeyi halledebileceğime inandırıyor beni. Hani sana hep birtanem diyorum ya, sen benin ancak her tanem olabilirsin. O an neyim olmana ihtiyacım varsa sen hep o oluyorsun bana. Umudumsun, inancımsın, bazen bana hep destek olan arkadaşım bazen de beni sevgisiyle sarıp sarmalayan annemsin. Canımsın, canımın en içisin. Bu bir delilik belki ama güldüğünü bildiğim her an yüzümden tebessüm hiç eksik olmuyor. Sana, hissettirdiklerine, yaşadığımız ve yaşayacağımız yüzlerce anıya iyi ki sevgilim."
Önümde diz çökerek elindeki gazete kağıdından yapılmış yüzüğü tuttu.
"Benimle evlenir misin Saye'm?" Birkaç saniye sonra yüzümdeki şaşkınlık yerini bir gülümsemeye bırakmıştı.
"Tabi ki evlenirim aptal." Arda gülerek ayağı kalktı ve yaptığı kağıttan yüzüğü sol yüzük parmağıma geçirdi. Sonra da kendi yüzüğünü taktı. Bana döndüğünde beni belimden çekip dudaklarımı öptü ve sarıldı.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum." Geriye çekildi.
"Artık kaçışın yok. Bunu bir anlaşma sayarım. Kaç yıl sonra olacağı umrumda değil. Önünde sonunda evleneceğiz." Başımı salladım.
"Tamam başımın belası tamam. Evleneceğiz."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Kardeşim paran yoksa vereyim de kendine bir yüzük al. Gazete kağıdıyla dolaşma etrafta." Yiğit'e göz devirip parmağındaki yüzüğe baktım.
"Ben seviyorum bunu."
"Aga bu kız böyle değildi. Aşık olmak çok bozdu bunu." Bu sefer Yiğit'in ensesine şaplak attığımda benden kaçmıştı.
"Tamam ya. Demedim bir şey."
"Diyemezsin zaten. Adam ol."
"Ya o değil de yarınki maça gidecek misin?"
"Bilmem. Niye sordun?"
"Ben gitmek istiyorum da bilet kalmamış. Kara borsadan pahalıya da almak istemiyorum. Enişte alır mı beni içeri?" Başımı salladım.
"Hallederiz."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"İrfan abi ya!" Söylenerek İrfan abinin dağıttığı saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Maçı Fenerbahçe kazanmıştı. Biz de oyuncularla kutlamak için sahaya inmiştik. Yiğit ve Onur oyuncularla fotoğraf çekilirken ben de Arda'nın röportajının bitmesini bekliyordum.
"Naber kız?"
"İyi Mert abi. Senden?"
"Süperim süper. Golümü gördün mü?" Güldüm. Mert Hakan maçta gol attığı için çok mutlu ve enerjikti. Herkesin yanına gidip 'golümü gördün mü' deyip duruyordu.
"Gördüm abi gördüm. Harikaydın."
"Valla mı la?"
"Valla la." dediğimde beni kolunun altına alıp diğerlerinin yanına götürmüştü.
"Saye. Şu çocuk senin arkadaş?" Ferdi abinin gösterdiği yere baktım. Elinde kalemle Dusan Tadic'in peşinden koşuyordu. Başımı salladım.
"Maalesef abi."
"Az önce de benim peşimden koşuyordu. Formasını imzaladım sonra yine geldi 'alnımı da imzalar mısın' dedi. Ben de kaçtım." diyerek kolunu omzuma attı Altay. "Nasıl gidiyor minik yenge? Hiç gelmiyorsun maçlara."
"Zamanım olmuyor be Altay abi. Bundan sonra daha sık gelmeye çalışırım."
"Gel gel. Özletme kendini." Başımı salladığımda Arda da yanımıza gelmişti. Ona sıkıca sarıldığımda saçımı öptü.
"Nasıl geçti röportaj?"
"İyiydi. Her zamanki sorular işte." Oyuncularla biraz daha vakit geçirdikten sonra Yiğit ve Onur'u zorla sahadan çıkarıp eve götürmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSİPLİN | Arda Güler
Fanfiction"Ya Pakize çok özür dilerim. Valla yanlışlıkla oldu." "Saye! Adım Saye. Ayrıca bu kaçıncı özür ya? Bilmiyorsan oynama kardeşim."