Bahadır Eren
"Bir tanem, bana öyle bakmanın sebebini öğrenmekten çok korkuyorum şu an."
Afet'in evindeydik, içeri adımımı attığım anda beni kapı eşiğine sıkıştırmış kötü kötü yüzüme bakıyordu.
Ne bok yemiştim acaba? Ne derse evet sen haklısın demek hayatımı kurtarırdı muhtemelen. Haklıydı, sebebini bilmiyordum ama biricik kelebeğim Afet'im kesinlikle haklıydı.
"Kork benden Bahadır," derken sesinde iğneleyici bir şeyler sezdim. Vallahi biraz daha anlamazsam neden bu halde olduğunu, beni çiğ çiğ yiyebilirdi.
"Korkuyorum zaten bebeğim."
Son kelimemle gardı bir anlığına düşünce belinden sıkıca kavrayıp onu yanımızdaki duvara yasladım. Bunu beklemiyordu, şaşkınca gözlerime bakarken parmaklarım kıvırcık saçlarına dolandı.
Birden nefes alışverişimiz hızlandı, dudaklarım onunkileri arzuluyordu. Onu öpmem lazımdı ama kızgınken tokadını yerim diye korkuyordum.
Hanımcı olmak bunu gerektirirdi.
"O ne oldu öyle şimdi ya? Ne yaptın, niye yaptın ki?"
Kesinlikle benimle heyecanlanıyordu. Ben de ondan farksızdım. Parmak uçlarım bu defa çenesine değdiğinde başını bana doğru yükselttim.
"Şu bakışı görebilmek için."
Ne diyeceğini unutmuş gibi bakıyordu bana, benim de tam olarak amacım buydu. Madem unutmuştu, biraz daha unutturmanın bir zararı yoktu. Elimi boynuna yerleştirip dudaklarımı onunkilere yasladım.
O kadar çok şey yaşıyorduk ki bazen kendimden bile kaçmak istiyordum ama yolum her zaman ona çıkıyordu işte. Ben bir şeylerden kaçmak istesem de ona gidiyordum, ondansa asla kaçamazdım, kaçmazdım.
Yumuşak dudaklarını özlemle öpmeye devam ettim. Elleri boynuma dolanırken sınırımı bilerek, kontrollüce öpüyordum onu. Sanki biraz kendimi bıraksam ona zarar verecektim.
"Söyle," dedim dudaklarımı ondan ayırdıktan hemen sonra. "Söyle neye kızdın böyle?"
"Ama öyle öpersen..." Yutkundu. Başını iki yana sallayıp beni biraz ileri itekledi, onun istediğini yaptığımda kendine biraz da olsun nefes alabileceği küçük bir alan açıldı.
"Öyle öpersem ne, güzelim? Etkileniyor musun?"
Kaşları yeniden çatıldığında kocaman gülümsedim. Onu sinirlendirmek çok güzeldi.
"Yoo ne alaka? Hem sen benden böyle bir şeyi nasıl saklarsın?"
Heh, şimdi o can sıkıcı noktaya gelmiştik. Ne dese haklıydı. Derin'in yaptıklarından haberi olmaması imkansızdı. Tüm Antalya bu olayı konuşuyorken mümkün değildi.
"Böyle şeyleri anlatmam çok da doğru olmazdı, Afet. Sana deli gibi âşığım ama konuşmamam gereken şeyler vardı."
"Ya şimdi? Anlat desem anlatır mısın?"
Ondan saklayacağım pek bir şey kalmamıştı, bilmediği çok ufak bir bölüm vardı. O kadarını da ben anlatsam sorun olmazdı. Zaten bu Ayanlara güvenesim yoktu. Biricik kız kardeşimi ne hale getirmişlerdi. Başında karşı çıktığım bir şeydi ama Derin inatla onların sözünü dinlemiş, ikiletmemişti. Yapabileceğim bir şey kalmamıştı bu noktada.
"Anlatırım." Elimle salonu gösterdim. "Ama önce içeri mi geçsek? Böyle yalı kazığı gibi diktin beni kapı dibine."
"Yalı kazığı ama benim kazığım."
![](https://img.wattpad.com/cover/352229407-288-k853679.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVZU BİRAZ DERİN
General FictionBir şirket casusunun intikam hikayesi... Derin, yıllar önce en yakın arkadaşı ve sevdiği adam tarafından ihanete uğramış bir kadındır. Bu ihanetin sonucu hapse girer ve orada yolları Ayanlarla kesişir. Yıllarca intikam için kendini yetiştiren Derin...