Andrea Bellini
Uzun zamandır kalbimi hiçbir kadın böyle attırmamıştı ve hiçbir kadın böylesine attırdığı o kalbi durdurmayı başaramamıştı. Nefes aldığım her an işkence gibiydi.
Keşke hiç gelmeseydim buralara dediğim anlardaydım. Annemin peşinden gelip burada iş hayatıma devam etmiş, büyük projelerde çalışıp adımı duyurmuştum. Karatay Holding'e girişim de bir süre hissedarı olmam da kendi başarılarımın sonucuydu. Annemin Sıla'nın babasıyla olan evliliği ve Tümer'le olan bağları sebebiyle değildi.
Birkaç seçenek vardı önümde, ben de kendi kariyerim için en mantıklı olanı seçmiştim. Karatay Holding'e girişim böyle olmuştu. Ayrılışım da her ne kadar sancılı olsa da hisselerimi satmam olaylardan önce tamamen ticari amaçlaydı. Birkaç gün sonra da her şey bitmişti zaten.
Para, hisse, şirket... Hiç biri umurumda değildi. Ateş gibi yanan bir kalp bırakmıştı o kadın geride. Hâlâ uslanmayıp adını sayıklayan bir kalp.
Bu defa başka bir kadını sayıkladım.
"Anne..." dedim tüm acılarımı bastırmak için savaşmamı sağlayacak tek silah oydu, onun kokusuydu. "Annem."
"Andrea, iyi misin canım?" Başımı ağır ağır iki yana salladım. İyi olmadığımı da, tüm Antalya'nın bildiği gibi yaşadıklarımı da biliyordu.
"Annem," diyerek işaret parmağımı göğsümün orta yerine koydum. "Şurası çok acıyor, ben şimdi ne yapacağım? Ben onsuz nasıl yaşayacağım?"
Ben ona doğru yürürken o da bana doğru geldi. Ortada buluştuğumuz anda elleri kollarımı buldu ve kendisinden oldukça büyük olan bedenimi sıkıca sardı.
Yanaklarımın ıslanması onun bana temasından hemen sonra olmuştu. Ben de ona sarılınca geçmesini umdum. Geçmedi. Ben daha çok ağladım, göğsüm daha çok yandı.
"Anne hiç mi sevmemiş beni?" Başını bedenimden ayırıp yüzüme baktığında onu bulanık görüyordum. "Azıcık bile mi sevmemiş?" Yediremiyordum. Bana her şeyini anlatıp en önemli kısmı atlamasını, o kadar haksızlığa uğramışken bana gelmemesini, beni çıkarı için kullanmasını hazmedemiyordum. Birbirimize tutkuyla dokunmuşken bunun yalan olmasını hazmedemiyordum.
Belki de daha fazlasını planlamıştı, bilmiyorum. Onunla olduğum anlar gözlerimin önüne gelirken başka hiçbir şey düşünemiyorum.
"Geçecek canım, geçecek. Bak gözlerime, ağlama. Onun için akıttığın yaşa değer mi?" Göz yaşlarımı silip beni koltuğa oturttu. Ellerini bir an bile üzerimden ayırmadı.
"Değer anne, onun için her şeye değer. O kadar aptal bir adamım ki değerdi bile diyemiyorum." Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Sert bir adam değilim ama ben kırılgan, saf bir adam da değilim. Onun dilini anlamıyorum diye beni saf mı sandı? Ben sadece âşık bir adamdım anne."
Bir şeyler demek istiyordu ama bana konuşarak destek veremeyeceğinin de farkındaydı, desteğini temas ederek sürdürdü.
"Ona dokunmadan nasıl yaşayacağım?" Başımı öne eğip başımı ellerimin arasına aldım. Sıkıntılı bir nefes verirken yaşlarımı sildim, bir daha da akıtmadım.
"O kadar şey yaşamış ki... Anne o, Tümer ve Sıla yüzünden neler yaşamış? Benim kardeşim yapmış bunu? İnanabiliyor musun?" İnanması zordu, masum olduğunu düşündüğüm kardeşim dediğim kadın şeytandı. "Benim öyle bir kardeşim yok."
Annem arkasına yaslanırken beni de dizlerine doğru çekti. Koca adam yanında küçücük oldu. Dizine yatarken 5 yaşında bir çocuktum, annesinin şefkatine ihtiyacı olan bir çocuk. O çocuk terk edilmişti, o çocuğun kalbi yanıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/352229407-288-k853679.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVZU BİRAZ DERİN
Ficción GeneralBir şirket casusunun intikam hikayesi... Derin, yıllar önce en yakın arkadaşı ve sevdiği adam tarafından ihanete uğramış bir kadındır. Bu ihanetin sonucu hapse girer ve orada yolları Ayanlarla kesişir. Yıllarca intikam için kendini yetiştiren Derin...