Fransız Kızı

43.Bölüm: Geçen yılların üstünden

Son 3 veya 5 bölüm. Ayrıca albay kızını okuyanlar için rahatlatıcı olaylar vardır tabi. Tabi ne kadar iyiyse eheheh

Yazım yanlışı varsa söylemekten çekinmeyin. Sınır koyacağım lan!

Sınır; 200, çünkü final yapacak. Artık koymak istiyorum.

İzem Güneş Ulukan

"Aşk bir yalandır, içine düşen salaktır. " dedi evde kalmış olan erdem abim. Elimde karaladığım çizeme bakarken, kenarlarından tutup ışığa doğru kaldırdım.

"Mükemmel. " dedim sevinçle. Erdem abim çilekli milkshake içerken kafasını kaldırdı. " Ne o ? " dediğinde çizimimi sırıtarak gösterdim.

Abilerimin yarısının elinde çocuklarıyla çizerken, köşede ağlayan erdem abimdi. Üzerinde takım elbise, elinde yüzük vardı. Atalay abim ise oğluyla kenarda ona gülüyordu. Çizim yeteneğim müthiş yeminle. Evet, Atalay abimin deniz adında 4 yaşında bir oğlu vardı.

Ve keramet veya büyü etkisi mi bilmiyorum ama abilerimin yarısı evlendi.

İnşallah büyü değildir, yoksa 5 kulaklı bir yeğen istemiyordum. Ben bunu yaparken hiç aklıma gelmemişti.

Lan büyü dönüp dolaşır sahibini bulur derler, çocuklarım 5 kulaklı doğarsa ne olacak ?!

Haratet bastı birden, çekmeceyi açıp yelpaze çıkardım. Suratıma doğru tutarken sarı saçlarım geriye doğru haraket ediyordu." Şu Kartal mı? Adamı niye hayvan olarak çizdin lan ? " dedi, erdem abim gülerek.

"Baykuş olarak çizdiğimi görse havalara uçar. Ayrıca Aslan'ı normal çizdim. " dedim burun kıvırarak. Erdem kafa sallayarak iyice bakmaya başladı kağıda. Gözlerini kıstı.

Kartal abim evlendi. Serçe ablayla. Düğün günü serçe abla sakarlık nedeniyle pastayı Kartal abimin kafasına atmıştı. Abimin düğünü gayet sakin (!) geçmişti.

"Ne sakin geçti izem ya ? Düğün gecesi diye bütün abilerin eline sopa verip uğurlama diye abini dövdürttün. " dediğinde aklım eskiye kaydı.

Pınar annem siyah elbisesinin içinde göz yaşlarını tutmaya çalışıyordu. Serçe abla bembeyaz kuğu gibi bir gelinlik ile köşede kafasına pasta yemiş Kartal abime bakıyordu.

Atalay abim kucağında oğlu ile, " Lan Kartal, uçarken pastanın içine mi girdin ?" Dediğinde, deniz masmavi gözleri parlayarak güldü. Soğuktan kızarmış yanakları, küçücük bir burnu vardı. Üzerinde ise takım elbise ve papyonu vardı. 2 yaşındaydı.

Asil abim gülmüş, " Girse daha az zarar görür yeminle. " dediğinde Kartal abim kafasında olan çilekli pastanın bir kısmını asil abimin kafasına attı. Hızlıca edildiğinde Erez abimin kafasına çarptı.

Asil abim gülmemek için kendini zor tutarken Erez abim burnunu giren pasta ile savaş veriyordu. Yanında olan kız arkadaşı melek abla çantasından çıkardığı peçeteyi burnunu tuttu." Sümkür. " dediğinde etrafta kıkırdama sesi yükseldi.