68.Bölüm 4.sezon (final sezonu)

4 7 0
                                    

Arkadaşlar, bir araya gelip yaşadıkları bu zorlu süreci kutladılar. Şimdi, birbirlerine daha da yakın ve güçlü bir bağla bağlıydılar. Hayatları, bu deneyimden sonra tamamen değişmişti, ama daha da önemlisi, her biri mutlu ve huzurluydu.  Talat, Sumru, Seher ve Hamza, Nehir 4 yıl sonra geri döndüler nehir artık hayatını kurmuş emirler holdingin baş yöneticisi olmuştur eşi tuğkan ve bebekleri serenle güzel bir hayat geçiriyordur talat ve sumruda yurt dışında holding hisse alım satımı yapıyordur tuğkan fakir olmasına rağmen nehire deliler gibi aşık hayata bir yerden tutunmasına rağmen gizlediği öyle bir sır vardıki bunu sadece seher biliyordu 

-Nehir:tuğkan sen iyimisin 

-Tuğkan:nehir b-ben

-Nehir:sen bir dakika yüzün soldu noldu sana 

-Tuğkan:Affet beni  14 yıl önce  havalimanındaki patlama ve zahrayı ben öldürdüm

Nehir:naptın senn sen katilsin 

nehir eline başına koyarak bir köşeye oturur ve 14 yıl önce sevdiklerini kaybetmenin acısını derinden yaşar 

-sen katilsin 

-ben katilim ama bak 14 yıl 

-kess ne 14 yılı istersen 50 yıl geçsin katilsin sen adalete teslim ol

-eğerki beni adaletin kollarına verirsen emirler diye bir holding kalmaz 

-açık açık tehdit bu 

-nerenden nasıl anlarsan

-defollllll

ardından nehirin telefonıu çalar arayan sumrudur

-efendim canım

-naber bebiş

-i-iyi sen

-bende iyi ya /47 lik hisse alınmıyor neden

-artık hisse alamazsın

-noldu 

-tuğkan 

-noldu kızım bu ne araya reklam koyar gibi

-ya tuğkan tüm hisseleri alıp kaçtı 

-neeeeeee

-dur kapat 2 dakika

sumru gülerek tuğkana mesaj yazar

//aferin iyi iş çıkardın

-Tuğkan:has++ktr 

nehir artık yolun sonuna geldiğinin farkındadır ama hepiniz bir şeyi unuttunuz nehirin kabusu 

Nehir gözünü açar açmazdım tuğkan'ın telefonunu karıştırır 

GELEN MESAJ:Tuğkan bey Günaydın Hafta sonu yapicaginiz süpriz doğum günü partisi için altın bilezik hazır

Nehir sevinçten havalara uçar ama bir sorun var nehirin dogum gunu değil bu hafta bu ay bile değil 

Kızların doğum günü için altın bilezik almayacağı için nehir  şüphelenmeye başladı

Tuğkan hareketlenmeye başlar nehir hemen lavoboya girer kalbi sıkısır ne kadar elini yuzunu yikasada gecmiyor o mesajin etkisindedir içeriden annne diye bağırma sesi gelir 

Nehir hemen dışarı cıkar ve o manzarayı görür

Nehir, Seren'i kucağında tutarken aklında binbir düşünce dolanıyordu. Tuğkan'ın itirafı, öğrendiği sırlar ve telefonundaki mesaj… Hepsi, hayatını bir kez daha bir bilinmeze sürüklemişti. Her zaman güçlü durmaya çalışmıştı ama bu kez işler daha karmaşık görünüyordu. Seren'in gözyaşları yüzüne damladıkça, içinde ona bir söz verme ihtiyacı hissetti.

"Seni bu kaostan koruyacağım, kızım. Sana söz."

Nehir, Seren'i sakinleştirmek için bir kahvaltı yerine oturdu. Kızının yüzüne bakıp gülümsedi ama içindeki karmaşayı gizleyemiyordu. Tuğkan'ı ve geçmişteki suçlarını düşünmek bile kalbini sıkıştırıyordu. Bir yandan, Sumru'nun söyledikleri kafasında yankılanıyordu:

"Tüm hisseleri alıp kaçtı."

Bu, sadece bir iş meselesi değil gibiydi. Tuğkan'ın içinde sakladığı sırlar, Nehir'in kontrol edemeyeceği kadar büyüktü. Sumru’nun durumu hafife almadığını biliyordu. Hemen telefonu eline aldı ve Sumru’yu tekrar aradı.

- Nehir: "Sumru, Tuğkan’ın bir şeyler sakladığını düşünüyorum. Ama bunu nasıl çözeceğimi bilmiyorum."
- Sumru: "Kızım, sakin ol! Sadece elindeki bilgilere odaklan. Hangi mesajı gördün?"
Nehir, derin bir nefes alıp telefonu sımsıkı tuttu.
- Nehir: "Altın bilezikten bahsediyordu. Ama benim doğum günüm değil ve Seren’in de değil. Kim için almış olabilir?"
Sumru bir an durakladı, ardından kısık bir sesle konuştu:
- Sumru: "Nehir, Tuğkan’ın geçmişte kimlerle bağlantılı olduğunu biliyor musun? Bu mesele sadece bir doğum günü hediyesi meselesi olmayabilir."
Sumru, Nehir’in anlattıklarından bir şeylerin ters gittiğini hissetmişti. Hemen laptopunu açtı ve Tuğkan’ın adıyla kayıtlı tüm şirket evraklarını taramaya başladı. Özellikle Tuğkan’ın iş yaptığı diğer isimleri kontrol ediyordu. Birkaç dakika içinde gözleri bir isimde takılı kaldı: "Zafer Aslan."

Zafer Aslan, 14 yıl önceki havalimanı patlaması davasında adı geçen kişilerden biriydi. Tuğkan’ın bu adamla bağlantılı olabileceği fikri, Sumru’nun içini ürpertti. Bu bilgiyle Nehir’e döndü:
- Sumru: "Nehir, Tuğkan’ın eski iş ortaklarını araştırıyorum. Zafer Aslan adında biriyle iş yapmış olabilir. Onunla bağlantısı seni ilgilendirebilir."

Nehir, bu ismi duyduğunda içini bir ürperti kapladı. 14 yıl önceki patlamayı hatırladı. O gün sevdiklerini kaybetmiş, hayatı altüst olmuştu. Tuğkan’ın bir şekilde bu patlamayla bağlantısı olduğunu öğrenmek, onun için kabul edilemez bir durumdu.

- Nehir: "Sumru, bunu öğrenmeliyim. Eğer Zafer Aslan hâlâ yaşıyorsa, onunla konuşmalıyım."
- Sumru: "Ama dikkatli ol, Nehir. Bu adam tehlikeli biri olabilir. Sana yardım edeceğim ama doğru adımlar atmamız gerekiyor
Bu sırada Tuğkan, Nehir’in kendisinden uzaklaştığını fark etmişti. Telefonunun şifrelerini sürekli değiştiriyor, iş bahanesiyle sık sık evden çıkıyordu. Ancak, bir yandan Nehir’i kaybetmek istemiyordu. İçindeki çatışma büyüdükçe, geçmişte yaptığı hatalar daha da ağır bir yük hâline geliyordu.

Bir gece, Tuğkan’ın telefonu yeniden çaldı. Arayan, kimliği gizli biriydi. Tuğkan telefonu açtı ve kısık bir sesle konuşmaya başladı:
- Tuğkan: "Neden beni tekrar arıyorsun? Anlaşmamız bitmişti."
- Gizemli Ses: "Anlaşmamız mı? Seninle işlerim bitmedi, Tuğkan. Nehir, senin sırrını öğrenmeye başladı. Eğer bu konuda bir şey yapmazsan, her şey mahvolacak."
- Tuğkan: "Ona hiçbir şey anlatmayacağım. Sadece uzak dur!"

Telefon görüşmesi bittiğinde, Tuğkan yüzündeki gerginliği saklayamadı. Bu işin sonunda, Nehir’in ondan tamamen kopacağından korkuyordu. Ama her ne olursa olsun, Seren’i ve ailesini korumak istiyordu.
Nehir, Sumru ile konuşmasından sonra Tuğkan’ın davranışlarını daha dikkatli incelemeye başlamıştı. Tuğkan eskisi kadar sıcak değildi. Gözlerinde bir uzaklık, davranışlarında bir soğukluk hissediyordu. Ancak, bunun sebebinin yalnızca iş yoğunluğu ya da aralarındaki son tartışmalar olduğunu düşünmek istiyordu.

Bir sabah, Tuğkan apar topar evden çıkarken masasının üzerinde bir not bıraktı:

"Akşam geç döneceğim, toplantılar var. Seni seviyorum."

Bu notu okuyan Nehir’in içine bir kurt düştü. Toplantılar bahanesi son zamanlarda oldukça sık tekrarlanıyordu. Sumru’nun uyarısı da aklından çıkmıyordu. Hemen telefonunu eline aldı ve Tuğkan’ın cebine koyduğu ceketinin iç cebini kontrol etti. Cebinden bir otel anahtarı buldu. Anahtar üzerinde “Flamingo Oteli, Oda 305” yazıyordu.

- Nehir (kendi kendine): "Toplantı dediği bu mu? Otelde ne işi var?"
Nehir hazirlanir ve otele gider

---

GiritHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin