Selin’in hamileliği ortaya çıktıktan sonra, ortalık bir süre sessizleşmişti. Nehir, yeni hayatına alışmaya çalışırken, Selin’in bu hamileliği onun hayatında hala bir yara gibiydi. Tuğkan ise Selin ile kurduğu ilişkiye karşı hissettiği karmaşık duygularla boğuşuyor, ama her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Bu sırada Selin’in annesi Süheyla, yıllardır yurtdışında yaşadığı yerden dönerek, kızının hayatına dahil olmuştu. Süheyla, güçlü bir kadın olarak Selin’in yanında yer almış, aynı zamanda Tuğkan’ın hayatına müdahale etmeye başlamıştı.
Selin’in annesi Süheyla, hamilelik sürecinde Selin’e destek olmak için Tuğkan’ın evine taşınmaya karar verdi. Bu durum Tuğkan’ı biraz rahatsız etse de Selin için sesini çıkarmadı. Süheyla, eve yerleşir yerleşmez düzen kurmaya başladı.
Süheyla: (Tuğkan’a) "Bak evladım, Selin’in bu süreçte sakinliğe ve huzura ihtiyacı var. Biz de burada bunu sağlamaya geldik."
Tuğkan: "Ben zaten elimden geleni yapıyorum, Süheyla Hanım. Emin olun, Selin için her şeyin en iyisini düşünüyorum."
Ancak Süheyla, Tuğkan’a güvenmiyordu. Onun geçmişteki hareketlerini öğrenmiş ve bu ilişkiye kuşkuyla yaklaşmıştı. Selin ise annesinin desteğini almanın rahatlığı içindeydi.
Selin’in hamileliği ilerledikçe Tuğkan, bu durumun sorumluluğunu üstlenmek zorunda hissediyordu. Ancak Selin’in hamileliği ikisinin ilişkisini daha da karmaşık hale getirmişti. Tuğkan, bir yandan Selin’i desteklemeye çalışırken bir yandan da bu ilişkide sıkışmış hissediyordu.Bir akşam, Süheyla ve Tuğkan arasında kısa ama gergin bir konuşma geçti.
Süheyla: "Tuğkan, kızım seninle bir hayat kurmak için birçok şeyden vazgeçti. Ama ben bu ilişkide samimiyet görmüyorum."
Tuğkan: (Sinirlenerek) "Süheyla Hanım, bu benim ve Selin’in meselesi. Sizin buna karışmanızı istemiyorum."
Süheyla: "Seninle işim bitmedi, evlat. Bu ilişkiyi düzelteceksin ya da Selin’i de, çocuğunu da kaybedeceksin."
Bu tehdit Tuğkan’ı rahatsız etmişti ama Süheyla’nın sözlerinde biraz da gerçeklik vardı.
Her şey stabil görünse de Süheyla, Selin’in geleceğini garanti altına almak için gizlice bazı planlar yapıyordu. Tuğkan’ın finansal durumunu araştırmaya başlamış ve Nehir’in yeni hayatını öğrenmişti.
Selin ise annesinin bu hareketlerinden habersiz, sakin bir hamilelik geçiriyordu. Ancak Nehir, Tuğkan, Selin ve Süheyla arasındaki bu suni barışın ne kadar süreceği bir soru işaretiydi.
Bir gece Süheyla, sessizce Selin’in odasına gidip oturdu ve kendince bir karar aldı: "Bu aileyi koruyacağım, ama kendi yöntemlerimle."
Selin, annesi Süheyla’nın fazla müdahaleci tavırlarından sıkılmıştı. Süheyla, evin her köşesine hakim olmuş, Selin’in hayatını kontrol altına almak için bir düzen kurmuştu. Ama Selin artık bu durumdan bıkmıştı.Selin: (Yüksek sesle) "Anne, neden sürekli benim hayatıma karışıyorsun? Kendim karar verebilecek yaştayım!"
Süheyla: (Soğukkanlı ama otoriter) "Karar verebilecek yaştasın ama verdiğin kararların sonuçlarını göremeyecek kadar körsün. Ben olmasam bu evde işler daha da kötüye giderdi!"
Selin: "Ben mi körüm? Bu benim hayatım, benim çocuğum! Tuğkan’la ilgili sorunlarımı da ben çözebilirim!"
Süheyla: (Sinirlenerek) "O adamla bir hayat kurmayı mı düşünüyorsun hâlâ? Selin, senin bu saflığın beni kahrediyor!"
Selin, annesinin sözleri karşısında daha da sinirlenmişti. Artık tartışma kontrol edilemez bir hale gelmişti.
Selin: "Anne, sen benim iyiliğimi düşünüyorsun ama farkında olmadan beni boğuyorsun. Eğer benimle yaşayacaksan buna bir son vermelisin!"
Süheyla: "Sen beni boğuyorsun demek? O halde bu evden gidebilirsin. Ama unutma, o adam sana destek olmayacak!"
Selin gözyaşlarına boğulmuştu. Annesine bir şey söylemeden odasından çıkmaya çalıştı, ama Süheyla arkasından bağırıyordu:
Süheyla: "Bu evden çıkarsan bir daha geri dönme, Selin!"
