İlk öpücük...
Ondan geleceğini hiç beklemezdim. Ama ne yaptık böyle? Ya görülseydik tutuklanırdık ikimiz de!
Parmağımı dudaklarımın üzerinde gezdirdim. Anthony...
'Benim buradan gitmem gerek. '
Labirentten çıktım ve bahçede ilerlerken kraliçeyi gördüm.
" Kraliçem"
" Prensesim." eğildim ve gülümseyerek baktım.
" Solgun görünüyorsun."
" Bilmiyorum kraliçem, dinlensem iyi olur."
" Nasıl yani? Sen hala bu geceki kutlamaya hazırlık yapmadığını mı söylüyorsun?"
" Kutlama mı?"
" Evet, Blaire. Sakın haberin olmadığını ya da unuttuğunu söyleme."
" Kraliçem, gerçekten haberim yoktu. Peki kutlama yapmanızın bir nedeni var mı?"
" Biliyorsun kız kardeşin Emily ve müstakbel eşi Anthony evlilik hazırlıkları yapıyorlar. Bu gece onların birlikteliğini kutlayacağız. Birazdan Anthony'nin ailesi gelecek."
" Anthony'nin ailesi var mı kraliçem?"
" Tabi ki de. Komşu ülkemizin veliahtı Anthony. Yani babası vefat edince ülkenin başına o geçecek. Tabi bu da Emily için daha iyi olacak. Daha çok buluşma şansımız olacak ve genç yaşta kraliçe olarak kabul edilecek, ah minik prensesim benim."
Kraliçe Emily'i çok seviyor, diye düşündüm.
" Peki Anthony'nin bu evliliği kabul gördüğünden ne kadar eminsiniz kraliçem?"
" Ne demek istiyorsun Blaire."
" Hiç birbirlerini ne kadar da çok seviyorlar demek istedim kraliçem." dedim imalıca.
Kraliçe gülümsedi. İmayı anlamayarak " Hem de çok. Umarım aralarındaki aşka benzer sen de seni ölümüne seven birisiyle hayatını birleştirirsin. Siz ikiniz benim birtanelerimsiniz."
Kraliçe başımı okşadı. " Hadi ama Blaire, iyice geç kalacaksın. Konuklarımız gelmeden sen de hazırlanmaya başla."
Kraliçenin önünde eğilerek saraya girdim.
Odama çıktığımda yüzümü güzelce temizledim ve üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp duşa girdim. Havluya sarınarak duştan çıktım ve kıyafet odasına gittim. Ben üzerimde kısa beyaz bir havluyla sade abiyelere bakarken birden bulunduğum odanın kapısı pat diye açıldı. Saklanmak için zamanım yoktu çünkü odanın tam ortasındaydım. Odaya giren Anthony'di ve birbirimize saf gibi bakakalmıştık.
Bu havluyla kendimi çırılçıplak hissediyordum. Yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile.
" Anthony!!!!!!!!"
" Blaire..." dedi utanarak.
" Bir kızın odasına hele ki bir kızın giyinme odasına böyle girilmez.Üzerimde havlu olmayabilirdi ayrıca şey...Saçlarımı böyle ıslak görmeni istemez...dim."
Gülerek odaya girdi. Odadan çıkması gerekirken!!!
" Bu halinle de güzelsin " ıslak saçlarıma dokunarak akan su damlalarının avuçlarından akmasına izin vererek.
" Derhal çık buradan. Sabahki yaptığından sonra seninle asla konuşmamam gerekirdi. Ama gördüğün gibi burası giyinme odam ve kaçacak bir lavoba yok!"
" Imm, oysaki seninle konuşmaya gelmiştim."
" Né?"
" Sabahki öpücükten dolayı özür dilerim."
" Bence de dile ilk öpücüğümü çaldın pislik! Hırsız! Ahlaksız!"
" İlk öpücük?"
" Ne sandın! Sana kızmam gayet normal."
" Sen...Hiç kimseyi sevmedin mi daha önce?"
" ............ artık çıksan diyorum! Söyleceğin bir şey yoksa kutlamada görüşürüz."
" Söyleyeceklerim bitmedi.... Birkaç gün sonra Emily'le evleniyoruz." çocuksu bir şekilde sıkıntılıca ofladı.
O söylerken ben arkamı dönmüş kıyafet seçiyordum.
" İyi mutluluklar...Bitti mi?"
Ona döndüm. Meğerse dibimdeymiş. Boynumda nefesini dahi hissetmemiştim oysaki.
Labirentteki kadar yakındık.
Güçlü elleriyle belimi tuttu.
" Anthony!!! Yeter artık." ona bir tokat attım. Yüzü tokadımla başka bir yana çevrildi ve iyice gerildi yine.
" KAHRETSİN! Üvey kardeşimin müstakbel esi bana asılıyor! Nasıl bir hayatım var benim!! Bakk Anthony! Evlilik çocuk oyuncağı değildir! Emily'i üzmene izin veremem. Ya evlen ya da kızın duygularıyla oynamadan ondan ayrıl ve hayatımızdan defol git!!"
Bana yeniden yaklaştı belimdeki elleri daha güçlendi ve yaklaştı ona yaklaşmamak için arkaya doğru eğilmeye çalışıyordum. Ama durmak bilmiyordu. Gözleri ona karşı yaptığım tepkiye değil dudaklara kenetlenmişti sadece.
Tam öpecekti ki kapı ardına kadar açıldı. Ve duvara vurdu.
" Anthony!!!!! Blaire?!!!!!"
Olamaz Emily'nin sesi, Anthony'nin üzerime yığılmış vücudu, ben ve beyaz havlum!
Eyvah!
Gelecek bölümde devamı gelecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller Ülkesi (BİTİYOR)
RomanceTüm hakları saklıdır. " İzin ver bana." " Hayır, Prenses Emily görecek. Gider misiniz buradan! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz!" gömleğinden beliren kaslarını ittim. Oysaki burnumuz değecek kadar yakındık. Nefesi ve kokusu içine çekilmeye değer...