...
Bir anda telefonum titreşti. Arayan kişi kesinlikle Berna'dır. Telefonumu hızlıca cebimden çıkardım. Çünkü Selim ile Burak'ın cevaplarını söyleyecekti. Telefonu açar açmaz ''Ne oldu ? Kabul etmediler mi yoksa ?'' dedim hızlıca.''Telaşlanma. Kabul ettiler. Fakat o evdeki her şeyi görmek için gece görüşlü kameralarını getireceklermiş.'' dedi. İşte bu iyi haberdi. ''O zaman sen , ben , Selim , Burak bu gece o eve giriyoruz.'' dedim. Sonra ise telefonu kapattım. Her ihtimale karşı kendimi hazırlamalıydım.
Herkes o kadına ''Kasabanın Delisi'' der. Anlattıklarına göre o kadın , korkunç görünümlü bir eve girmiş. Hemde iki kez. İlk girişinde o evde birçok şeyini kaybetmiş. Arkadaşını , Annesini ve kulağının tekini. İkinci kez gittiğinde ise hazırlıklı gitmiş. İkinci kez gittiğinde gördüklerini anlatmamış. Yaşadıklarını anlatmamış. Tek anlattığı şey ; Devasa boylarda , neredeyse bütün vücudu kırmızı olan bir yaratık. İşte bu yüzden ona ''Kasabanın Delisi'' diyorlar. İşte bende o kadına gitmek için yola çıktım. Kime sorarsam bana yolu gösterdiler. Kasabada meşhur birisi. Yol tarifi alarak kadının evini buldum. Kapıyı yavaşça çaldım. Evin dışına baktığımda bile sanki herkesten uzak , karanlıklarda yaşayan birisi vardı bu kapının ardında. Tahminim yanlış çıkmamıştı.
''Sen kimsin!'' dedi kapının arkasındaki yaşlı kadın. Korkmuştum. Çünkü görüntüsü insanı korkutuyordu. ''Ben Melisa. Sizinle konuşmak istiyorum.'' dedim. Soğuk bir tavır içerisinde ''Ne hakkında ? '' dedi. Sormak istediğim şeyleri nasıl düzgün bir şekilde ifade edebilirim diye düşünmeden edemiyordum. ''Sizin o evde gördüğünüz şeyler hakkında , yaşadıklarınız hakkında birkaç şey sormak istiyorum. '' dedim ince bir sesle. Sanki ben o kelimeleri söyledikçe yaşlı kadını üzüyordum. Her kullandığım kelimeden dolayı sanki üzülüyordu. Belki de o evde yaşadığı olayı hatırlıyordu. Belki de deli değildi. Beni kırmadan ''Sor ama saçma soracaksan defol git evimden. '' dedi. Kadına bunca zaman deli dedikleri için koca evde yalnız yaşıyordu. Saçma soru sormayacağım için yavaşça içeriye girdim. Ev dışarıdan ürkütücü gözüken bir ev. İçerisi pek de farklı değil. İki katlı , içeride neredeyse bütün eşyalar siyah ve duvarlara vursan sanki yıkılacak gibi. İçeriye doğru yürürken , adımımı bastıkça ses çıkaran tahtalar bu sessizlikte bana eşlik ediyordu.
Yavaşça koltuğa doğru oturdum. Derin bir nefes alarak ''Ne istiyorsun ? '' dedi yaşlı kadın. Ona içimden yaşlı kadın demeyi kesmek için ilk soracağım soru onun adını sormaktı. ''İlk öncelikle adınızı sormak isterim. Size adınızla hitap etmek isterim.'' dedim. Sanki bu kullandığım kelimeler onu sakinleştiriyordu. ''Zeynep.'' dedi. Zeynep ismini duydukça oturup ağlamak istiyordum. Zaten o eve girmek istememin sebebi Zeynep ile Berk idi. Yoksa o eve adımımı atmam. ''Pekala. Zeynep Hanım o evde neler gördünüz. Söyleyebilir misiniz sizin için sakıncası yoksa ? Amacım sizi yargılamak değil. Sadece gördüklerinizi , yaşadıklarınızı dinlemek. Diğer insanlar gibi yargılayan tiplerden değilim.'' dedim güven hissettirerek. ''Herkese söylediğim şeyi sana da söyleyeyim. O eve girmemin tek sebebi arkadaşımdı. O evdeki yaratık , arkadaşımı oraya doğru çekti. Fakat bir tek bunun farkına ben varmıştım. Arkadaşım gün geçtikçe o eve bağlanıyordu. Bir gün ise o eve gireceğini söyledi. İtiraz ettim ama dinlemedi. Ben ise onun peşinden gitmedim. Bekledim , bekledim , bekledim. Günlerce gelmesini bekledim. Fakat o gelmedi. En sonunda arkadaşımı kurtarmak için o eve girme kararı aldım. Girdiğimde ise sanki en korkunç kabusumu görmüştüm. İçeride iki tane küçük kız oturuyordu. Fakat otururken aynı zamanda farklı bir şey yapıyorlardı. Onlara yavaşça yaklaştım fakat biraz daha ilerledikten sonra bir şey yediklerini gördüm. Ne yediklerini anlamak için biraz daha yaklaştım. Beni fark etmemelerini sağlayacak şekilde yavaşça yürüdüm. En sonunda ne yediklerini gördüm. Arkadaşımı yiyorlardı. Gördüğüm görüntü karşısında şoka uğramıştım. Yavaşça evden çıkmaya başlarken aniden kolum vazoya çarptı. Vazonun yere düşmesiyle dönüp bana bakmaları bir oldu. Bana baktıklarında o kızların insan olmadığını anlamıştım. Bir tanesinin gözleri simsiyahtı. Gözünün her tarafı siyahtı. Gözü gibi saçları da siyahtı. Diğerine baktığımda ise sarı saçlı bir kız vardı karşımda. Fakat siyah saçlı kızın tersine bu kızın gözleri beyazdı. Gözünün tamamı beyazdı. Beni gördüklerinde bana ''Gel , bizimle oyna.'' dediler ifadesiz bir şekilde. Yavaşça kaçmaya çalıştım fakat kapı kilitliydi. Bende yukarıya doğru koşmaya başladım. Adımımı bastıkça merdivenler sanki çökecek gibiydi. Yukarıya hızlıca koştuktan sonra bir odaya girdim ve kapısını hemen kilitledim. Sonra ise kapıya yaslanıp oturdum. Oturduğumda gördüklerimi sindirmeye çalışıyordum. Sonra onlar gitmişlerdir diye kapıyı açtım. Açar açmaz üstüme atladılar. Bir tanesi kulağımı yedi. Daha fazla yiyeceklerdi fakat annem beni kurtarmak için geldi. Bunca zamandır neler olduğunu benden başka bir tek annem biliyordu. Benim için kendi hayatını feda etti. Bana gitmemi söyledi. Koşarak evden çıktım. Evden çıkarken ise en üst katta bir sürü insan gördüm. Daha doğrusu beyazlardı. Sanki hayalet gibi. Baktığımda ise orada arkadaşımda vardı. Bana gülümsüyordu. Eliyle işaret ederek kaçmamı söyledi. Sonra ise ben kaçtım. Annemde orada öldü. '' dedi. O konuşurken sessiz bir şekilde dinledim onu. ''Soruların bu kadarsa evimden git. '' dedi. Başka soracak bir şey bulamıyordum. Bu yüzden de ürkütücü evden yavaşça uzaklaştım.
Evden uzaklaşmıştım. Herkesin takıldığı cafenin önünden geçerek evime doğru gidiyordum. Telefonum çaldı. Baktığımda ise Berna arıyordu. ''Efendim ? '' dedim canım sıkkın bir şekilde yolda yürürken. ''Saat 20:00 'da evin önünde buluşuyoruz. '' dedi. Zaten o eve girmeyi unutamazdım. Hatırlatmasına gerek yoktu. ''Tamam.'' dedim ve kapattım. Şu an tek istediğim şey uyumaktı. Sanki Zeynep Hanım bütün hayat enerjimi içine çekmişti. Eve geldiğimde direk yatağıma yattım ve bu akşam yaşayabileceğimiz olayları düşünerek uyumaya çalıştım. O kadar yorgundum ki korkunç şeyleri düşündükçe uykum kaçmıyor, aksine daha fazla artıyordu. Kendimi uykuya teslim ettim ve uyumaya başladım.
...
NOT: Bölüm hakkında iyi veya kötü yorumlarınızı belirtmeniz benim için önemlidir. Eğer bölümde yazım hatası , anlam kayması , cümle bozukluğu var ise söyleyebilirsiniz. Gelecek bölümde şöyle olursa güzel olabilir diye yorumlarınızı da yazabilirsiniz. Yazacağınız bütün yorumları,düşünceleri dikkate alacağım. ☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Evi #wattys2016
TerrorBir daha girmeye cesaret edebilir misiniz? Yıllardır boş olan bir ev. Bu eve giren herkes esrarengiz bir şekilde ölüyor.Kasabadaki birkaç kişi bu eve girdi fakat bir daha bulunamadılar. Peki sen girmeye cesaret edebilir misin? Ölümü göze alabi...