Bundan tam 6 sene önceydi... Yine hazırlıklar başladı. Bu 2 sene içerisinde 6. ev değiştirmemiz olacak.Nedenini bi türlü öğrenemediğim ev takıntıları var annemlerin sanki sürekli birilerinden kaçıyolar.Ya da akıllarını kaçırıyolar :) ikisinden biri olmalı,koca şehirde bi ev de beğenilmez mi yani?
Hiç sormadım onlara neden böyle yaptıklarını çünkü abim defalarca tartıştı bu ev meselesi yüzünden her seferinde babam bağırarak:
– Bi bildiğimiz var herhalde keyfimizden yapmıyoruz bunu zamanı geldiğinde ikinize de her şeyi anlatacağız.
derdi.
İşte bu yüzden üstünde durmadım bu konunun
Bi bildikleri vardır! mutlaka. Esas kafamı karıştıran konu bu değil neden annem ve babamın bu kadar tedirgin ve yorgun oluşu.
Ben tam bunları odamın en uç köşesindeki kolinin üzerine oturmuş düşünürken kapım 3 kez tıklandı.O zaman anladım ki kapının arkasındaki abimdi.İncecik bi ses tonuyla
–Giiiiiiiiirrr. diye bağırdım.
Tahminim doğru çıkmıştı gelen abimdi.Kafasını kapıdan uzatmış kocaman bi gülümsemeyle:
– Ne yapıyosun bi bakayım dedim minik canavar hiç sesin çıkmıyo son günlerde.
diyerek yanıma kadar geldi.
Abim 18 yaşında kumral,koyu kahverengi gözlü fit bi vücuda sahip çok da yakışıklı bi gençti.
Ben ise 12 yaşında kocaman kahverengi gözlere sahip minyon tipli hafif dalgalı uzun saçları olan ve bence çirkin sayılabilecek bi kızdım.
Hiç mi çekmez bi insan abisine.
Neyse deşmeyin yaramı abime tatlı bi gülümsemeyle karışık
–Hiiiç.
diyerek yetindim.
Sonra abim:
–Unutma sadece bi hafta kaldı. Sonra bu evden de gidiyoruz.İstersen arkadaşlarınla vedalaş demeye geldim sana Niray.dedikten sonra ayrıldı yanımdan.
Abim çok düşünceli birisidir beni de çok sevdiğini iyi biliyorum çünkü ne zaman ağlasam ilk o gelir koşarak yanıma, ne zaman geceleri gök gürüldese o çağırırdı beni yanına daha sonra sımsıkı sarardı beni ardından fısıldardı kulağıma
–Senin yanında ben varım tamam mı hiç bi şey zarar veremez sana.
O beni böyle sahiplenirken annemler onun bana gösterdiği ilginin yarısını göstermedi.
Çünkü hep meşguldü onlar babam hakim, annem avukat benim işkolikliğin yürüyen iki temsilcisi gibiler ama yine de iyi insanlar be.
En azından insanlığa yardım ediyolar hak ,hukuk, adalet onlar için çok önemli kavramlar. Galiba abim ve bana olan davranışları da işlerinden kaynaklanıyordu resmi ve biraz da mantık ağırlıklı.Bunu da zaten yeni yeni anlamaya başladım.Bu düşüncelerimden sıyrıldığım sırada beynimde tekrar eden abimin sözlerini anımsadım
ARKADAŞLARINLA VEDALAŞ NİRAY !!
Benim buradaki tek arkadaşım daha doğrusu tek tanıdığım köşedeki bakkal Fazıl amca ve onun köpeği iskeletti.Onlarla tanışmam da çok olumlu değil aslında iskeletin beni kovalayıp çamura düşmemle başladı her şey.
Tam ağlayacakken bi el uzandı önüme kafamı kaldırdığımda esmer yüzlü hafif sakallı bi adamla karşılaştım.Meğer o Fazıl amcaymış.
Adamcağız önce beni yerden kaldırdıktan sonra üstümdeki çamuru da temizledi üstüne bi de şeker verdi bana.
Sonra döndü iskelete
–Oğlum beğendin mi şimdi yaptığını korkuttun şu kızcağızı derken bir eliyle de beni gösteriyordu.
Ardından yere öylece uzanmış olan iskelet yavaşça kalkıp, sağ patisini yaladıktan sonra bana doğru yaklaştı ilk başta çok korksam da bacağıma sürtününce bana bütün yaptıklarını unutmuştum.Eğildim ve başını okşayarak ona sarıldım.Ayrıca canım sıkıldığında soluğu ilk aldığım yerdi orası.
Gittiğim zaman ilk önce Fazıl amcayla birer gazoz içer , ardından iskeletle oyun oynayıp eve dönerdim.
Şimdi bu koca şehirde veda etmem gereken iki kişiydi onlar.
Kendimi bir nefeste bakkalın önünde buldum onlarla vedalaştıktan sonra tam eve dönecektim ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap Şehir
Teen FictionKaybolmak... Neredeyse hepimizin yaşadığı en sık şeydir aslında. Olayların ,Hayallerin,Korkuların, İnsanların ve hayatın içinde kaybolmak. Kaybolmak neyse de her şeyini kaybetmiş olmak, yaşadığın her an için ölümden hesap sormak gibi. Çok zor yaşana...