Uzun çok uzun süreli bi şokun ardından kendime geldiğimde içerisinde yaşadığım bu koca evin altında kalmayı diledim defalarca.
Hangisini kabullenmem gerekirdi ,hangi birini aklımı kaçırmadan idrak etmeliydim.Evlatlık oluşumu mu,
Bunu 17 senedir bilmeyişimi mi,
Yoksa yıllardır abim, dediğim insanın beni...
beni... seviyo oluşunu mu, Hangisi??
Şimdilik öğrenebileceğim tek şey evlatlık meselesiydi kendimi biraz olsun toparlayıp, aşağıya inmeyi başaracaktım. Tabi beynimde dönenleri susturabilirsem. Aşağı inince kimseden hesap sormayacaktım.Hakkım var mı sanki buna, ailem sandığım bu insanlar bana onca sene bakmışlar, tek bi gün maddi olarak aç kalmadım sonuçta. Belki sevgiyi, şefkati tam olarak görmedim ama olsun ben onların aslında hiçbir şeysiydim hiçbişey.Peki... ben kimim, nasıl buldular beni , niye baktılar bana onca sene. Çocukları da vardı oysa.Şimdi bunları öğrenmem için tek yol vardı aşağı inip her şeyi sormak. İstemsizce hızlandı adımlarım, ayaklarım benim kontrolümde değildi sanki, hem basabilmek için savaş verirken bi yandan da vücudumu taşımak için direniyordu.
Sonunda aşağıya indim ama inmez olsaydım bu da neydi
İçimden defalarca yalvardım bu gördüklerim gerçek olmasın diye yalvardım...
Dışarıya çıkarabildiğim tek şey ise çığlığımın ardından gelen
-Olamaaaaaazz.dı
O ayaklar artık daha şiddetli titriyordu, sadece ayağım değil tüm vücudum tir tir titriyordu. Yerde duran iki cesede doğru yaklaşmayı başardım. İlk anneme sarıldım ardından babamın tam kalbinin üzerine kafamı koyup ağlamaya başladım.
Dakikalarca ağladım onlar benim hayatımdaki 3 insandan ikisiydi ve..ve artık yoklardı, bir daha hiç olmayacaklar da. Bunları düşünürken sımsıkı sarıldım yıllardır baba dediğim o adama bana sahip çıktıkları için teşekkür ettim içimden sonra karardı her şey her yer karardı...Gözümü açtığımda bi genç taşıyordu beni kucağında beyaz bi binaya girdik ve sonra sağlık görevlileri geldi yanımıza bi sedyeye aldılar beni.
Çok çok soğuk diyebildim ve yine yenik düştüm o karanlığa. Hiç sevmedim de zaten çünkü korktum ondan, içerisinde kaybolmaktan, beni hapsetmesinden, aklıma getirdiklerinden hep korktum.
İkinci teslim oluşumdu bu ona.Ardından yavaşça araladım gözlerimi, karşımda güzel yüzlü hafif tombul bi teyze vardı.
- Geçmiş olsun güzel kızım, geldin mi kendine.
derken çok sıcak geliyordu ses tonu.Bense sadece kafamı sallamakla yetinebildim.
Son bir saat içinde yaşadıklarım tarif edilemeyecek kadar ağırdı.
Eğer şu an bi enkazın altında kalsam kurtarılmak isteyeceğim en son şey bile olamazdı.
Sonra sessizce
-Annem ve babam onlar,onlar neredeler??
- Onları otopsiye aldılar kızım hem cinayetden şüpheleniyorlarmış. İkisi de göğüslerinin tam ortasından hemen hemen aynı yerden vurulmuşlar.Büyük ihtimal susturucu silahla vurulmuş diyorlar.
Neyse sen dinlen biraz daha, yarım saate kalmaz polis ifadeni almaya gelecek.
Dedi ve çıktı odadan.Daha ne olduğunu anlayamadan yapayalnız kaldım bu uyduruk şehirde.
Tek başıma,kimsesiz.
Ne yapacağım şimdi, nasıl yaşayacağım?
Sorular beynimi kemirirken kapı çaldı. Polisin geldiğini sanıp toparlanırken o genç çocuk girdi içeriye.
- Geçmiş olsun Niray hanım.Ben arabama binerken sizin evinizin kapısının açık olduğunu farkettim içeriye doğru baktığımda sizi babanızın üzerinde bayılmış şekilde buldum önce polisi arayıp sonra sizi hastahaneye getiren kişi . Ayrıca az önce doktorunuzla da konuştum ani olarak meydana gelmiş olaylar sonucunda böyle olması normalmiş ama her şeye rağmen kan testi yapacak size. Bu arada ben sizin evin karşısına 1 ay önce taşınan ailenin oğlu Yiğit,
Yiğit keskindağ.-Yiğit bey ilk önce size her şey için teşekkür ederim. Şu an çok üzgünüm. dediğim sırada iki polis memmuru içeriye girdiler.
-Başınız sağolsun Niray hanım eğer kendinizi iyi hissediyorsanız sorularımıza başlayalım.İyi hissetmek mi ? Bunu bugünden sonra neredeyse hiç hissetmeyeceğime emindim.
Ama yine de onaylar anlamda kafamı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap Şehir
Ficção AdolescenteKaybolmak... Neredeyse hepimizin yaşadığı en sık şeydir aslında. Olayların ,Hayallerin,Korkuların, İnsanların ve hayatın içinde kaybolmak. Kaybolmak neyse de her şeyini kaybetmiş olmak, yaşadığın her an için ölümden hesap sormak gibi. Çok zor yaşana...