Kendime hâlâ tam olarak gelememiştim. Her merdivenin her koridorunu sırayla geziyordum. Bana yurttan bahseden o teyzeyle karşılaştım.
-Merhaba teyze.
-Merhaba kızım. Nasılsın?
-Daha iyi olacağım inşaallah. Sen Sinan abiyi hiç gördün mü? Yurt hakkında konuşmak istiyorum.
-Bu çok iyi olmuş. Evet gördüm kızım 312 numaralı odada. Bu koridorun sonunda.
-Çok teşekkür ederim teyzeciğim. Her şey için. Sen bana bu zor zamanımda , yol gösterdin. Sessiz imdadıma yetiştin.
Sevinç gözyaşlarıyla sarıldım teyzeye. Tüm kalbimle sarıldım ona.
O da bana sarıldı. Omzuma sıcak bir şey damladığını hissettim. Ayrıldığımda teyze de ağlıyordu.-Sen neden ağlıyorsun?
-Bilmem öyle işte benim kuzucuğum geldi aklıma. Eğer onu da görürsen selam söyle olur mu? Adı Kader.
Bu arada benim adım da Elmas. Bak kızım ne zaman ihtiyacınız olursa beni arayın. Hemen gelirim. Hadi sen şimdi git de konuş bir an önce. Yolun açık olsun.Bir kez daha sarıldıktan sonra yürümeye başladım. Koridorun sağındaki odanın kapısında 312 yazıyordu. Kapıyı yavaşça tıklattım. Araladığımda Sinan abi yatakta yatan hastayı kontrol ediyordu. O hasta ise Yusuf' tu (abim).
İstemesem de içeriye girdim. Ona ne kadar kızsam da onu burada böyle bırakmayı hiç istemiyordum. Sonra dudakları aralandı.- Niray, beni biraz dinlermisin?
Sana anlatmak istediklerim var.-Ben duymak istemiyorum ama. Sen diyeceklerini dedin zaten.Ben Sinan abiyle konuşmaya geldim. Sinan abi işin bitince dışarıya gelebilirmisin?
-Olur, gelirim.
-Tamam. Sen de hoşçakal Yusuf. Hayat bundan sonra sana dilediklerini yaşatsın. Ben seni çocukluğumdaki sen olarak yaşatacağım. Umarım sen mutlu olursun.
Odadan çıktım ve camdan aşağıyı izlemeye başladım.İnsanlar kendi telaşında koşuşturup duruyor. Herkezin yaşantısında olan farklılıklar var. Tuhaf , çünkü her şeyin , farkında olmadan üstlendiği roller var.
- Nereye daldın bakayım böyle sen?
Sinan abinin sesiyle irkildim. Aniden elim havaya kalktı.Yanımda öylece duruyordu. Ellerini teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdı.
-Dur. Korkma, benim ya.Sinan, doktor Sinan.
-Özür dilerim Sinan abi. Ben dalmışım öyle, aniden de konuşunca çekindiysem demek.
-Yok sorun değil.
Sen ne konuşacaksın benimle.Yoksa onu mu düşünüyodun?-Yok onu düşünmüyordum da. Ben bir yurt hakkında konuşacaktım. Elmas teyze bahsetti , torunu orada kalıyormuş. Sen de yurdun sahibini tanıyormuşun galiba. Çok rica etsem bana orada yer bulabilirmisin?
Sınavlara kadar.- Tabi bulurum Niray' cığım. Sen yeter ki iste. Senin gibi zehir kafalı bir kızı çalıştırmak onların hoşuna gidecektir. İstersen sana burs da bulurum.
- Gerçekten mi? Sen çok iyi bir yüreğe sahipsin Sinan abi. Sana çok şey borçluyum. Teşekkürler.
-Bu benim için mutluluk Niray. Hem senin gibi orada okuyan çok kişi var. Ben hemen arayıp senin kaydını yaparım. Sen hazırlıklarını tamamla.
Bu arada yurdun yerini bir kağıda yazıp elime verdi.-Oraya gidince benden bahset. Sana yardımcı olacaklardır.
-Çok saol Sinan abi. Her şey için.
Görüşürüz.Hastahaneden çıktığımda hiç olmadığım kadar umut doluydum. Bu haberi paylaşmam gereken biri vardı. Koşarak ana yola çıktım ve bir taksi durdurup gideceğim yeri söyledim. Çok hoş bir müzik çalıyordu arabada. Dinlendirici ve huzur verici. Taksi durduğunda parayı uzatıp.
-Hayırlı işler abiciğim. dedim.
Şoför dönüp yüzüme baktığında çok tanıdık bir simayla karşılaştım ama çıkaramadım.
-Seni bekleyeyim mi kızım?
-Aslında çok iyi olur amcacığım. Çok sürmez, kısa bir ziyaret yapacağım.
-Tamam öyleyse ben şu ağaçların gölgesinde bekliyorum.
Kafamı onaylar anlamda sallayıp. Yürümeye başladım. Tek tek geçtim beyaz taşların arasından. Artık gelmiştim istediğim yere.
-Merhaba anne.
Kızın seni ziyarete geldi. Seni çok özledi. Sana anlatacaklarım var anneciğim. Ben üniversite okumak için ön hazırlık olarak bir yurda kaydoldum. İnşallah Hukuk fakültesini kazanabilirim. Keşke demeyi hiç sevmesem de.Keşke yanımda olsaydın anne. Elimden tutsaydın , saçlarımı okşayıp , sıcacık bir öpücük kondurabilseydin alnıma. Sımsıkı sarılsaydın bana. "Sen başarırsın benim güzel kızım, yeter ki iste. Ben hep seninleyim." diyebilseydin anne. Olmadı diyemedin , dedirtmediler. Seni benden koparıp ulaşamayacağım yere gönderdiler hem de hiçbir şeyden haberim yokken. Ama ben biliyorum sen beni seyrediyorsun,koruyorsun, benim için dua ediyorsun. Ben seni bundan sonra hiç bırakmam anne. Bak aklıma ne geldi mezarının üzerindeki şu parlak taşları toplayıp bir kolye yaptıracağım. Sen yoksun biliyorum ama bundan sonra hatıran olur yanımda. Kokun bilirim kokusunu, belki daha az özlerim, daha az hissederim yokluğunu. Anne seni çok seviyorum. Yokluğun kalbimde bir uçurum gibi. Ama her uçurumdan farklı. Sonu olmayan, yeri doldurulamayacak bir uçurum. Oraya yaklaşmaya çekiniyorum anne. Acıyor çünkü, düşersem kurtulamam anne. Bir daha kalkamam, kaldıranım yok ki anne. Neyse seni de çok üzdüm biliyorum. Özür dilerim anne, ben yine geleceğim. Duanı eksik eyleme annem.
Ayağa kalkıp mezar taşını öptüm. Ellerimle toprağını okşayıp, taşlarımı topladım.Sonra ayrıldım oradan, ayrılmaya çalıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap Şehir
Teen FictionKaybolmak... Neredeyse hepimizin yaşadığı en sık şeydir aslında. Olayların ,Hayallerin,Korkuların, İnsanların ve hayatın içinde kaybolmak. Kaybolmak neyse de her şeyini kaybetmiş olmak, yaşadığın her an için ölümden hesap sormak gibi. Çok zor yaşana...