Hastahane.

72 28 3
                                    

Polis olayı anlatmayı bitirdiğinde hastahaneye gelmiştik.

Kapıdan adımımızı attık ve abimin durumu hakkında bilgi almak için girişteki mavi gözlü kızın yanına yaklaştım.

-İyi akşamlar Yusuf Korkusuz hakkında bilgi alacaktım da şu anda nerede acaba?

-Siz nesi oluyorsunuz hanımefendi?

-Ben kız kardeşiyim.

-Peki. Yusuf bey şu anda yoğun bakımda. Ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız. Doktoru Sinan Yılmaz beyin yanına gidebilirsiniz. Kendisi şu anda kantin katında olabilir.

-Çok teşekkür ederim.
Diyerek kantine doğru ilerledim. Bir anda bir yıl öncesi geldi aklıma. Annem ve babam sandığım o insanları kaybettiğim , ardından bayıldığım ve Yiğit. Kısacası her şeyin başlangıcı olan o gece. İstemsizce irkildim. Kantine geldiğimde gözüme iki masa çarptı birinde biraz önce konuştuğumuz polisler. Diğerinde ise doktor olarak tahmin ettiğim. Orta yaşlı , hafif sakallı , temiz yüzlü bir adam. Yavaşça masaya doğru yaklaştım.

-Pardon. Doktor Sinan Yılmaz siz misiniz?

-Evet , şu anda onunla görüşüyorsunuz. Siz kimsiniz hanımefendi.
diyerek ortamı yumuşatmıştı.

- Şey.. Ben abim için gelmiştim yanınıza. Sizden durumunu öğrenmek için.

-Kimden bahsettiğinizi anlamadım?

-Şu anda yoğun bakımda olan. Adı Yusuf.

-Haa. O genç mi. Tamam ama önce biz tanışalım. diyerek karşısındaki sandalyeyi gösterdi. Sandalyeye doğru uzanıp biraz geriye çektim ve yavaşça oturdum.

-Tabi. Benim adım Niray.

-Ben de doktor Sinan. dedi gülümseyerek.
Doğrudan konuya giriyorum o zaman Niray. Abin buraya geldiğinde beyin kanaması geçiriyordu. Durumu baya ağırdı. Kafaya darbeyi çok yemiş. Üstelik alnında da bir yarık vardı. İlk beynin kanamasını durdurup, ardından alnına dikiş attık. Şu anda endişelenecek bir durumu yok. Yarın öğleye kadar yoğun bakımda tutacağız. Ardından duruma göre 2-3 gün de odada kalır.

- Peki. Kalıcı bir hasar olur mu?

- Belki geçici bir unutkanlık yaşayabilir. Ama başka bir hasar olacağını sanmıyorum. Ayrıca bunu kendine gelince daha iyi öğrenebiliriz.

- Onu şu anda görmem mümkün mü?

-Dediğin gibi. Şu anda yoğun bakımda ve oraya hasta yakını almıyoruz. Ama istersen yoğun bakım odasının yanında bir oda var. Yoğun bakım odasına bakan da bir camı var. Bu gece orada kalabilirsin.Hem abini görmüş olur hem de rahat edersin.

-Gerçekten mi? Buna çok sevindim. Peki oraya nasıl gidebilirim Sinan bey.

- Ben sana şimdi tarif ederim. İlk 3. Kata çıkıyorsun sonra da sağdan ilk kapı bahsettiğim oda. Onun yanı da yoğun bakım.

-Çok teşekkür ederim Sinan bey. Size kolay gelsin.

-İşimiz bu Niray. Ayrıca ben bu gece nöbetçiyim yardıma ihtiyacın olursa beni bul. İyi geceler.

-İyi geceler. Tekrar teşekkürler. diyip oturduğum sandalyeyi arkaya doğru ittirip merdivenlere doğru yöneldim. Merdivenlerden tırmanırken bir yandan da düşünüyordum. Ne kadar iyi bir adam diye. Beni bir anda rahatlatmıştı. Belki de benim yaşlarımda bir kızı vardı. Ondan böyle davranmış olabilir. Artık 3. Kata gelmiştim. Sağdan ilk kapıyı araladım ve içeriye girdim. Koridorun aksine beyaz yerine buz mavisiydi duvarlar. Kapının tam karşısında da pembe örtülü bir yatak vardı. Gözlerim Doktor abinin bahsettiği o camla buluştuğunda ben de kendimi orada bulmuştum. Ve karşı tarafta kabloların ve onların bağlı oldukları makineler arasında kaybolmuştu abim.
Bu çok tuhaf bir duyguydu. Onun yaşamasına vesile olan o kablolara bile minnet ediyordu insan. Çok duygulandım, çünkü daha önce hiç sevdiğim bir insanı bu halde görmemiştim.

Onun için yapabileceğim tek şey vardı. Dua etmek. Neredeyse tüm gece dua edip kalp atışlarını izledim. Saat 5 ' e yaklaştığında ise yarın ayakta kalabilmek için en azından bir kaç saatlik uykuya ihtiyacım olacaktı.
Yatağın üzerine uzanıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Girdap ŞehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin