46. Bölüm "Bebiş"

4.7K 241 13
                                    

Bu bölüm için bana ilham olan biricik arkadaşım sevgili İrem'e @iremhappy çok teşekkür ediyorum. Bu bölümü ona ithaf ediyorum.

İyi okumalar!

&&&&

1 Hafta Sonra Hastaneden

Bugün sonunda ablam bebeğini ilk kez kucağına alacaktı. Daha bir kere bile kokusunu içine çekemişti minik bebeğin. Ah, ablacağım. Öyle bitmiş tükenmiş görünüyordu ki. Bu haline dayanamıyordum.

Eğer o ayağa kalkmışsa bebeğide kalkardı. Bunu ona defalarca anlatmaya çalışmıştım ama ben bebeğimi kucağıma almadan buna inanam diyordu.

Kolumu omzuna sardım ve onu kendime çektim. Saçlarından öperek, "Canım benim," dedim. "Sıkma artık canını. Bak bugün kucağına alacaksın. Doktoru duymadın mı abla? Sen böyle mutsuz olursan nasıl sütün gelecek? Senin bebek için bol sütlü bir anne olman gerek. Hadi gül biraz."

Gözlerinden yaşlar akarken bir yandanda gülümsüyordu.

"Emzireceğim dimi Hayal ben onu? Kucağıma alacağım dimi?"

Kaşlarımı çatarken sinirli çıkarmaya çalıştığım bir sesle, "O ne demek öyle abla! Evet tabiki de." dedim. Bu kadar umutsuz olması beni deli ediyordu. Neden birazcık olsun inanmıyordu ki? Sinirle kollarımı ğöğsümde bağladım ve minik bebeği izlemeye devam ettim.

Eniştem birden ablama arkasından sarılarak onu kolları arasına hapsetti. Saçlarından öpüp derin bir nefes çektikten sonra, "Hayatımın güneşi." diye kulağına fısıldadı. Ablam yüzünü enişteme doğru döndükten sonra eniştem kızgın bir tonda, "Yine mi Derin? Sana onun iyi olacağını defalarca söyledim sevgilim. Neden bana güvenmiyorsun ki? Neden bana inanmıyorsun?" dedi. En azından eniştemin inanması beni mutlu ediyordu. O ablam gibi umutsuz değildi.

"Güveniyorum tabi ki güveniyorum ama," dedi ve titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. "Bilmiyorum Deniz. Onun hâlâ kokusunu alamamak bu hisse kapılmama neden oluyor."

Eniştem dışarı bıkkın bir nefes bıraktıktan sonra ellerini saçlarına daldırdı. Ne diyeceğini bilemiyor ağzını açıyor tekrar geri kapatıyordu. Eğer konuşursa ablamı kıracağını biliyordu ama konuşmamakta zordu. Eniştemi anlayabiliyordum. Ablamın bu kadar umutsuz olması onu da delirtiyordu.

"Bakın ne diyeceğim?" dedim ikisinin arasına girerek. Eniştemi bi koluma ablamı bi koluma almıştım. "Bu bücürüğe ya bebek diyoruz ya da minik. Fark ettim de hâlâ bir isim koymadık." İkisi de bana hak veren şekilde mırıldandılar.

"Ne koyacağız?"

"Cinsiyetini bilmediğimiz için pek düşünmekdik aslında."

Heyecanla atılarak, "İsabet olmuş enişte. Çünkü eğer sizde beğenirsiniz ben ona bir isim buldum." dedim neşeli bir sesle.

"Neymiş?" dedi ablam eniştemin kolunun altına girerken. Eniştemde ona sarılarak meraklı gözlerle bana baktı.

"Yonca Gül."

Nefesimi tutup tepkilerini bekledim. Eniştem ablama bakınca kararı ablama bıraktığını anlayarak bakışlarımı ablama diktim.

"Gülleri sevdiğini biliyordum Hayal ama Yonca neden?" dedi.

"Aslına bakarsan güllere olan sevgimle alakası yok abla. Bunun anlamı çok daha farklı."

"Eğer söylersen bir düşünebilirim." dedi ablam bana santaj yapmanın verdiği mutlulukla. Ben ona bunun hesabını ona sorardım ya neyse.

Var Mı Senden Ötesi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin