Hatırlatma: Kerem amca Atakan'ın babası.
Ayrıca bilmeyen olabilir diye söylüyorum: Kırmızı başlıklı kız hikayesinde kurt kızı yiyor ve mutsuz bitiyor gerçeğinde. Umut'un anlattığı farklı oalcak.Tavsiyem duygusal bir müzikle okuyun.
İyi okumalar!
&&&&
Heyecandan yerimde duramıyor, korkudan tırnaklarımı kemiriyordum. Bir yandan deli gibi öğrenmek istiyor, bir yandan hiç öğrenmek istemiyordum. Aklımdakinin çıkmasından korkuyordum. Eğer öyleyse Umut tekrar güvenebilir miydi birine? Sevdiğini hiç korkmadan söyleyebilir miydi bir daha? Daha önemlisi onu unutabilmiş miydi?
Umut da tedirginliğimi fark etmiş olmalı ki kaşları çatık bir şekilde, "Şuan da bu durumda benim olmam gerekmez mi Hayal? Ne bu halin?" diye sordu.
Dudağımı ısırdım.
"Sadece...sadece bilmiyorum Umut. Aklımda ki şeyin olması beni korkutuyor."
Kaşları anlına yükselirken, "Aklında ki şey?" diye sordu tekrar.
"Boşver sen şimdi beni. Sen anlattıktan sonra söylerim. Sen anlat." diyerek konu değiştirmeye çalıştım.
Umut sıkıntılı bir nefes aldıktan sonra "Anlatamıyorum." dedi.
"Neden?"
"Sen anlatacağım ilk kişisin Hayal. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum." Bakışlarını bana çevirdikten sonra ekledi. "Ayrıca rahatlayamıyorum. Ondan sözel olarak bahsetmek farklı bir şey. Evet, onu hep düşünüyorum, aklımdan çıkmıyor ama bunu sesli söylemek beni geriyor."
"Tamam, belki rahatlamanı sağlayabilirim ama nasıl başlayacağın sana kalmış." diyerek konuşmasına fırsat vermeden ayağa kalktım.
Aslında sadece başını kucağıma koymasını söylemekte yeterli olabilirdi ama bunu bizzat ben yapmak istiyordum.
Bacaklarını dik bir şekilde durduğu için diz kapaklarından bastırarak düz bir hal almasını sağladım ve omuzundan tutarak yan çevirdim. Daha sonra tekrar yerime oturdum. Sırtı bana dönük olduğu için omuzlarından tutarak kucağıma yatmasını sağladım. Şimdi yüzü tamamen bana bakıyor, cennet yeşili gözlerini daha rahat görebiliyordum.
"Kendimi robot gibi hissettim bir an. O neydi öyle?" dedi gülerek.
Omuz silktim. "Bilmem, sadece ben yapmak istedim."
Ellerimle saçlarını okşamamak için büyük bir savaş veriyordum kendimle. Okşamak, yumuşaklığını hissetmek en önemlisi onu rahatlamak istiyordum. Ama çekiniyordum. Şuan da o anlık gelen cesaretime çok ihtiyacım vardı. Neden şimdide gelmiyordu ki?
Elimi havaya kaldırdım ama saçlarına götüremeden geri indirdim.
Kesinlikle saçmalıyordum. Adamı herkesin içinde öpme cesaretini buluyordum ama başbaşayken saçını okşama cesaretini bulumıyordum. Hem de bu kadar masum bir şey için!
Ah!
İzin istersem saçma olur muydu acaba? Olursa da olsun diye geçirdim içimden zaten Umut benim saçmalıklarımla alışıktı.
"Saçlarınla oynayabilir miyim?"
"Saçlarımla oynasana."
İkimizin aynı anda konuşması üzerine kocaman gülümsedim ve elimi saçlarına daldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Var Mı Senden Ötesi?
Novela JuvenilBir daha kimseye güvenemeyeceğini düşünen yaralı bir kız. Bir daha asla sevdiği kadını koruyamayacağını zanneden umursamaz bir erkek. Tarifi olamayacak kadar büyük bir aşk. Ve sonsuza kadar birbirlerine verdikleri bir yemin. "Bizde ne öncesi olacak...