Proje ödevi yapacak olsaydınız yanınıza neler alırdınız? A-4 kağıtları, renkli kağıtlar, renkli kalemler, makas, pirit, dosya. Başka? Sanırım bu kadarı yeterliydi.
Eşyalarıma son bir kez göz attıktan sonra çantama koydum ve odamdan çıktım. Haftasonu olduğu için annem kendine tatil vermiş ve ablama gitmişti. Benim de onla gitmemi teklif etmişti ama ödevi yapacağımız için gidememiştim. İnşallah ablam bana alınmazdı.
Ayakkabılarımı giydikten sonra kapayı kapattım ve merdivenleri inerek Umut'u beklemeye başladım. Dün gece mesaj atmış ve ödevi onun evinde yapacağımızı söylemişti. Sabah tam saatinde kapıda onu hazır bir şekilde beklememide söylemeyi unutmamıştı tabi ki.
Her ne kadar onun evine gideceğimiz için heyecanlı olsam da bunu saklamaya çalışıyordum. Artık ne kadar becerebilirsem.
Sokağın başında arabasını görünce çantamı önüme aldım. Araba önümde durduktan sonra kapıyı açarak koltuğa oturdum.
"Günaydın."
"Sanada."
Sesini duyar duymaz kaşlarımı çattım. Benim bilmediğim aramızda kötü bir şey mi olmuştu da benim mi haberim yoktu?
"Bir şey mi oldu?" dedim yüzüne bakarken.
"Hayır." dedi gayet normal bir sesle. "Ne gibi bir şey olabilir?"
"Neden yüzüme bakmıyorsun o zaman?"
Ağzına ekşi bir şey almış gibi yüzünü buruşturdu ve anlayamadığım bir şeyler mırıldandı. Daha sonra eski haline dönerek, "Araba kullanıyorum Hayal. Sence onun için olabilir mi?" dedi.
Omuz silkerek önüme döndüm ve kollarımı göğsümde bağladım.
"Sanki daha önce hiç araba kullanırken yüzüme bakmamışsın gibi konuşma Umut."
Hiçbir cevap vermedi. Bende bir şey demeyerek yolu izlemeye başladım. İnşallah ödev yaparken de aynı şekilde davranmazdı. Zira ben bu şekilde ödev yapabileceğimi sanmıyordum. Allah aşkına kim yanında bu kadar suratsız biri varken ödev yapabilirdi?
Araba demir kapının önünde durunca geldiğimiz yere baktım. Etrafta bir sürü müstakil ev vardı. Hepsinin etrafı tıpkı şuan önünde bulunduğumuz ev gibi tellerle çevriliydi ve hepsinin önünde bir demir kapı vardı.
Önümüzde ki kapı açılınca bahçenin ortasında ki eve kaydı gözlerim. Burası mıydı Umut'un evi? Açıkcası böyle bir şey beklemiyordum. Aslında ne beklediğimi de tam olarak bilmiyordum ama bu kadar renkli ve cıvıl cıvıl bir şey beklemediğim kesindi.
Araba iki tarafı çimenlerle ve adını bilmediğim çiçeklerle dolu olan taşlı yolda ilerlerken hayran olmaktan kendimi alamadım. Nasıl bir uyumdu bu böyle? İnsanın baktıkça içini açan bir görüntüsü vardı bahçenin. Aklınıza gelebilecek her renk çicek mevcuttu. Hele o bir arada renk renk açan güller? Zaten onların görüntüsü bambaşkaydı.
Arabayı evin yan tarafına park ettikten sonra arabadan indim ve Umut'u beklemeden güllerin yanına gittim. Çiçeklerin her türlüsü güzeldi. Ama benim için güller başkaydı. Benim için hepsinden daha güzellerdi.
Burnumu beyaz gülün üzerine koyduktan sonra derin bir nefes aldım. Ah, bu koku harikaydı!
Arkamı dönüp Umut'a baktığım sırada onun eve doğru baktığını gördüm. Bakışlarını takip ederek nereye baktığını anlamaya çalıştım. Perdesi çekilmiş bir cama neden bakıyordu ki? Kendi kendime omuz silkerek tekrar önüme döndüm.
Perdesi kapalı camı seyretmektense güllerle ilgilenmeyi tercih ederdim.
"En güzeli gül, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Var Mı Senden Ötesi?
Ficção AdolescenteBir daha kimseye güvenemeyeceğini düşünen yaralı bir kız. Bir daha asla sevdiği kadını koruyamayacağını zanneden umursamaz bir erkek. Tarifi olamayacak kadar büyük bir aşk. Ve sonsuza kadar birbirlerine verdikleri bir yemin. "Bizde ne öncesi olacak...