24. Bölüm "Proje"

6.2K 262 17
                                    

Daha okullar açılalı iki hafta olmuşken bu proje ödevi de neyin nesiydi? Sanırım biz öğrenci milletini için rahatlık diye bir şey yoktu.

"Erken olduğunun farkındayım arkadaşlar ama en başından verip kurtulmak istiyorum." dedi hocamız gözlüklerini burnunun ucuna kadar indirerek. "Hem sizde erken yapar kurtulursunuz. Fena mı?"

Ön sıralarda oturan sınıfın en çalışkanları arasında yer aldığını öğrendim bir kız - adı Derya'ydı sanırım- isyan ederek konuşmaya başladı.

"Ama hocam hangi dersimizin düşük olacağını nereden bileceğiz ki? Daha hiç sınav olmadık."

"Evet hocam," diyerek Mira'da kıza destek çıktı. "Sonuçta proje ödevini dersi geçmek için alıyoruz."

Hoca, "Bunu diyeceğinizi tahmin ediyordum gençler." dedi samimi bir şekilde gülümseyerek. "Ama yine tahmin ediyorum ki matematikten herkesin projeye ihtiyacı vardır. Öyle değil mi?"

Sanırım çok doğru bir konuya parmak basmıştı. Zira bütün itiraz edenler susmuş kendi araların da hangi konudan ödev alacaklarını tartışmaya başlamışlardı.

"Bende böyle düşüneceğinizi biliyordum zaten. Şimdi ikişer kişilik guruplar olacak ve her bir gruba bir konu vereceğim. Konuyu en ince ayrıntısına kadar araştıracak ve bolca örnek bulacaksınız. Özellikle de geçmiş sınavlarda çıkmış olan sorulardan istiyorum. Sonuçta bu sene sonu sınava gireceksiniz ve araştırmış olduğunuz sorular sayesinde soruları tanımış olacaksınız." dedikten sonra gürültü bir nefes çekti içine. "Gurupları ben seçeceğim. Yoksa diğer türlü kargaşa çıkacak."

Sınıfın bir kısmı rahat bir nefes alırken geriye kalan çoğunluktan itiraz dolu bir nida yükselmişti. Bazısı rahatlarken bazısı iyice endişelenmişti.

"Gurupları bir sonraki ders açıklarım. Şimdi çıkabilirsiniz."

"Ya hocam yapmayın. " diye itiraz etti arka sıralarda oturan bir çocuk. "Biz kendimiz seçerdik."

"Konuyu sizler seçeceksiniz arkadaşlar. Tabi ondan da bir kargaşa çıkacak olursa yine ben vereceğim. Umuyorum ki çıkmaz 12/B." dedi sert bir sesle. Ardından kararlı bir ses tonuyla devam etti. "Konu kapanmıştır."

Hoca sınıftan çıkarken bir çok kişi kendi arasında konuşmaya başlamıştı bile. Bense onların bu endişeli hallerine anlam vermeyerek kaşlarımı çattım. Bu kadar endişelenecek ne vardı ki?

Irmak'a, "Neden bu kadar telaşlılar?" diye sordum merdivenleri inerken.

"Çünkü sevgili Davut hocamız ödevlerinde çok titizlik ister ve kendi eşleştirdiği zamanlar da bir çalışkanla bir tembeli gurup yapar. Bu yüzden de tüm yük çalışkan olanın sırtına biner." diyerek açıklama yaptı.

"İyi de bunda endişelenecek ne var ki?"

"Ne mi var?" dedi kaşlarını alnına yükselterek. "Tembel olan boş boş yattığı için her şeyi çalışkan olan yapmak zorunda kalıyor. Bu yüzden endişeliler."

"İyi, o zaman hoca söylesinler bir şey yapmadıklarını." dedim safça. Hala neden endişelendiklerini anlamış değildim.

Irmak sanki 'ben senin babanın oğluyum' demişim gibi inanamaz gözlerle bana bakıyordu.

"Ciddi olamazsın Hayal? Bu çok iyi bir fikir." dedi elini kafasına vurarak. Benle dalga geçtiğini sesin de ki alaydan ancak farkedebilmiştim. "Nasıl da aklımıza gelmedi yıllardır. Kahretsin, çok zekisin."

"Aman iyi be. İyi ki bir şey dedim." kolundan çıktıktan sonra durdum. "Madem öyle şimdi ne olacak?"

"İşte sınıfta bu yüzden endişeli ya. Bütün her şeyi çalıkan olan kişi yapmak zorunda kalacak temeller de beleşten geçmiş olacaklar." dediğinde sınıfta rahat nefes alanların tembeller, iyice endişelenlerin çalışkanlar olduğunu anladım.

Var Mı Senden Ötesi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin