Sürpriz. Diğer bölümü geç paylaştığım için bu bölümü erken paylaşmak istedim. Umarım begenirsiniz.
Vite ve yorum yapmayı unutmayın ;)
İyi Okumalar...
&&&&
Babamın kaza anında ki kanlı yüzü ve Umut'un kuçağında ki küçük, cansıza bedene yalvaran kabuslarıma artık bir yenisi daha eklenmişti.
O adamın yüzünü görmemiş olsam bile siyahlar içinde giymesi ve başına taktığı şapkayla zaten katil profili çiziyordu kafamda.
Kabuslarıma eklen bu yeni ızdırap bir yönden belki, iyi sayılabilirdi. Artık babamın yüzünü iki gün arayla görecek Umut'un çaresiz yalvarışlarını daha az işitecektim.
Kabuslarımı sıraya koymuş, bu gece hangisini göreceğimi düşünüyordum. Katil adam bu gece kabuslarımda olduğu için bu listede şuanlık onun yeri yoktu. Geriye kalan iki seçenekten biri olmalıydı. Umut'un yakarışlarını mı, babamın kanlı yüzü mü? O geçirdiğim tatilde bu sırayı asla şaşırmamıştım. Ama okul açıldığından bu yana her gece kabus görmediğim için sırayı unutmuştum. Sanırım eklenen yeni kabusumla beraber bir kez daha sıraya koymalıydım.
Şuan da düşündüğüm şey kulağa oldukça saçma geliyordu. Farkındaydım. Ama hangisi göreceğimi bilerek yatmak daha az korkmamı sağlıyordu. Garip olabilirdi. Ama kabuslarımı da sırayla görmem garip değil miydi? Aslında her şey garipti.
Komidin üstünde titreyen telefonumu fazla umursadığım söylenemezdi. Yine faturu bilgisi ya da bir yerde ki indirimden bahsettiğine emindim. Başka kim bu saatte mesaj atabilirdi ki?
Yine de bir umut komidin üstünde duran telefonumu elime aldım ve yattığım yerden doğrularak sırtımı yatağımın başlığına yasladım.
Yanıp sönen ekranda ki ismi görünce midemde ki kelebekler bir anda uçuşmaya başlamıştı. Fakat az sonra aklıma dün gecenin görüntüleri ve o çekici gülüşerinden birini bir kadına sunarken görmüş olduğum gelince midemde ki kelebekler yerini derhal büyük, iğnesi batırmak için bir et arayan kocaman arılarına bırakmıştı. Evet, sinirlenince benim de midemi arılar basıyordu. Garip değil mi? Zaten her şeyin garip olduğunu söylemiştim.
"Beklemeyi sevmem. Aslında sevmem çok hafif kalır. Nefret ederim daha doğru. Bu yüzden elini çabuk tut ve ben gelmeden aşşağı inmiş ol."
Tamamen emir içerikli bu cümle karşısında midemde ki kelebeklerin yaptığı gibi arılar, yerlerini daha büyük olan eşşek arılarına bırakmışlardı.
"Emrin olur paşam." diye homurdandım ve ayaklarımı yataktan sarkıttım. Bu çocuk cidden beni uyuz etmekte bir numaraydı. Neden beni almaya geliyordu ki sanki? Hayır, kim diyor sana? Anlamıyorum!
"Sana söylemekten bıktım ama bir kez daha söylüyorum: Beni okula götürmek ya da getirmek zorunda değilsin."
Gönder tuşuna bastıktan sonra elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim.
Dün gece geç saatlere kadar uyumadığım, uyuyabildiğim -uyuya kaldım desem daha doğru olur- o kısa zaman dilimi içinde kabuslarımda bir katil varolduğundan erken uyanmak zorunda kaldığım için gözümün altında mor halkalar oluşmuştu. Bunları kaybetmek için baya uğraşmam gerekecekti.
Tekrar odama girdiğimde mesaj gelmiş mi diye telefonumu kontrol ettim. Ve gelmiş olduğunu görünce hızlıca mesajı açtım.
"Bende sana anlatmaktan bıktım ama bir kez daha anlatıyorum: Verdiğim sözleri tutarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Var Mı Senden Ötesi?
Dla nastolatkówBir daha kimseye güvenemeyeceğini düşünen yaralı bir kız. Bir daha asla sevdiği kadını koruyamayacağını zanneden umursamaz bir erkek. Tarifi olamayacak kadar büyük bir aşk. Ve sonsuza kadar birbirlerine verdikleri bir yemin. "Bizde ne öncesi olacak...