|2| BÖLÜM 27

2.4K 160 3
                                    

BÖLÜM MÜZİKLERİ

Emrah Karaduman ft. İrem Derici - Nereden Bilecekmiş





           Gökalp, şehirden çıkış yolunun, sol şeridin tıkalı olduğunu ve adeta araba mezarlığına dönmüş olduğunu görünce şerit değiştirmişti. Ona ceza kesecek ne bir trafik polisi vardı artık ne de devlet kalmıştı. Bu serbestlik biraz hoşuna gitmişti fakat kendini hemen düzeltmişti. Yaklaşık bir saattir yolda olan Gökalp ve Didem, yolculuk boyunca konuşmamışlardı. İkisi de yaşadıkları ve tanık oldukları manzaralardan dolayı bitap düşmüş, konuşacak halleri kalmamıştı.

Gökalp, cep telefonunun bellek kartını çıkartıp, müzik dinlemek için arabanın bellek girişine taktı ve biraz değiştirdikten sonra sevdiği şarkıda durdu ve sesini yükseltti...

Didem, Gökalp'in yanındaki koltukta oturmaktaydı, sessizlikten sıkılmıştı, müziğin sesi yüksekti, o yüzden yüksek sesle konuştu:

- Gökalp?

- Hee?

- Şunun sesini biraz kıssana, bir şey söyleyeceğim.

- Ney?

- Sesini diyorum, biraz kısar mısın?

- Kızmam ya sen sor?

Aynaya baktı ve devam etti:

- Sen söyle ya kızmayacağım valla.

- Tövbe tövbe, sesini kısar mısın dedim? Ne kızması?

- Kızarmış mıyım? Normaldir çok sıcak hava.

Aynada kendine tekrar baktıktan sonra kızarmadığını görünce :

- Yoo, kızarmamışım. Nerenden sallıyorsun?

Didem gülmeye başlamış, sinirleri gevşemişti.

- Ne gülüyorsun ya? O kadar da kötü görünmüyorum.

- Görünüyorsun görünüyorsun, yüzüne b.k atsam yapışmaz.

- Oha Didem, seni efendi olmaya çağırıyorum.

- Bunu nasıl anladın o zaman? Bir tuhafsın yani.

- Manastıra mı çek ? sen iyice çizdirdin herhalde?

Didem, müziği dayanamayıp kapattı:

- Bunu yapmanı istemiştim ya.

- He, pardon ya, seni anlamamıştım.

- Hahaha, manastıra çek lafını hangi algılarını açarak anladığını cidden merak ettim ama.

Dedi, lafının sonunu gülmekten zor getirmişti. Onun neşelendiğini gören Gökalp de gülmeye başlamıştı, bir yandan konuşuyor, diğer yandan yola bakıyordu:

- Ne bileyim yani öyle dedin gibi geldi. Bende diyorum ne diyor bu. Hahaha.

İki arkadaş arabada beklemedikleri anda neşelenmişler, dışarısı akıllarına gelince hemen kovup, bir manyak gibi gülüyorlardı.

Yaklaşık iki dakika güldükten sonra yüzlerdeki gülme şekli yavaş yavaş yerini tebessüm haline dönüşmüştü.

Didem, gülmekten unuttuğu sorusunu hatırlamıştı:

- Gökalp, Edirne'nin neresinde akrabalarınız?

- Merkezinde oturuyorlardı, eğer hala oturuyorlarsa...

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin