BÖLÜM 63

1.3K 93 4
                                    

Aynur Hanım, derin bir nefes çektikten sonra yere baktı, ardından başını kaldırıp konuşmaya başladı:

- Gökalp'in kız kardeşi Selen...

Serpil, Selen'in adını duyar duymaz heyecanlanmaya başlamış ve git gide artan merakı ikiye katlanmıştı. Yarı şaşkın yarı ciddi bir yüz ifadesiyle, titrek bir sesle:

- Eveet?

- Olayların başladığı gün, sokaklar karışıkken, Ertuğrul seni baygın halde kuaföre getirmişti. Seni koltuğa bıraktıktan sonra bana Selen'in Almanya'dan döndüğünü, babasıyla birlikte annesi Şayeste Hanım'ı ve Şeyma Hanım'ı aramaya Edirne'ye gideceklerini söyledi. Aklıma hemen orda Gökalp geldi tabi, sonuçta Selen'in ağabeyi. Ertuğrul'a onun nerede olduğunu, başına bir iş gelip gelmediğini sordum, önce üzüldü, baya hayıflandı. Sonra onu da arayacaklarını ama bunun bayağı zor olduğunu söyledi, gerçekten de öyleydi. Ay Allahım, o gün sokaklar kıyametti kızım, o kadar insanın kaçışması, silah sesleri, ambulans sesleri, helikopterler, polisler... Ortalık kan revan, herkes kendi canının derdine düşmüş... Her neyse, sonra babası geldi, gideceklerini söyledi hatta bizi de götürmeyi teklif ettiler ama onlar çok hızlı hareket ediyordu, senin de kolun yaralıydı ve baygındın. Onlara ayak bağından başka bir şey olmazdık, o da zaten onca yılın hatrı soruvermişti, neyse bana veda edip, kuaförün kapısını kapatıp kepenkleri indirdiler. Ben korkudan bir şey yapamadan çaresiz bekledim sonrasını biliyorsun zaten, baban ve Gülşah geldi. Öyle işte Serpil, kız kardeşi hayattaymış ve İstanbul'a gelmiş. Herhalde birlikte Edirne'ye doğru yola çıktılar.

Serpil, şaşırmıştı:

- Anne peki benim bundan neden haberim yoktu??

- Saçma saçma konuşup da sıkma canımı! Sana bunları anlatmaya fırsatım mı oldu sanıyorsun? Canımızı her gün zor kurtarıyorduk farkındaysan! Zafer Ertuğrul'un evine de bakmış, yokmuş, sen de ona böyle söyledin. Oradan uzaklaşırken aklımda sadece bizi nasıl hayatta tutarımın derdi varken, yaşadığımız onca korkuya, strese kafa mı kalır? Aklımdan çıktı gitti benim onlar daha kapıdan çıkar çıkmaz!

Aynur Hanım çıkıştıktan sonra devam etti:

- Evde bile aklıma gelmedi inan ki, aklım hep bizdeydi. Gökalp az önce o lafı edince birden aklıma geliverdi işte.

Serpil, sütkardeşi Gökalp'in ailesinden birinin hayatta olduğunu, en azından döndüğünü duyunca onun için ilk başta sevinse de bunun yararı olmayacağını düşünerek:

- Peki söyleyecek miyiz?

- Bilmiyorum işte ya! Bilmiyorum...

- Anne bence söylemeliyiz, bunu bilmeye hakkı var sonuçta.

Söylediğine kendisi de inanmamıştı.

- Hadi diyelim söyledik, sonra ne olacak? Kızım artık şartlar değişti, ne yapacak ? Buradan Edirne otobüsüne mi atlayıp gidecek? ... Çocuk zaten dışarıdan geldi, dışarıda onca tehlike atlatıp, onca şey yaşamışlar... Her ne kadar gidip de annesini bulamamış olsa da bu haberle tekrar yollara düşüp, onu aramaya gidecek ben çok iyi tanıyorum Gökalp'i, elimde büyüdü...

- Ya anne, haklısın ama... Söylemeyelim mi diyorsun?

- Bilmiyorum kızım, bilmiyorum... Ama en doğrusu söylememektir belki de...

- Ama ya kardeşi hayattaysa, bizim yüzümüzden kavuşamazlarsa, bu da bir kötülük olmaz mı?

Aynur Hanım ve Serpil kararsız kalmıştı. Fakat ikisi de Selen'i bulmanın oldukça zor, hatta imkansız olduğunu çok iyi biliyorlardı.

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin