Merhaba arkadaşlar yb geldi. 2. bölümüm. Umarım beğenirsiniz.. Yorumlarınız ve desteğiniz için teşekkürler. Votelemeyi ve fikir belirtmeyi unutmayın. iyi okumalar....
Bir anda kendimi arabada buldum. Selena sabısızlıkla bekliyordu. Anahtarı takıp arabayı çalıştırdım. Bir yandan navigasona bakıp bir yandan araba kullanıyordum. Acemiydim hala.
Geldiğimiz yeri daha önce gördüğümü söyleyemem yaklaşık 4 senedir Los Angeles de oturuyorum. Ama gezecek fırsatı hiç bulamadım. Sel. buraları benden daha iyi biliyor.
-E hadi inmeyecek misin?
-Sen in. Hem ben tanışmaya gelmeyeceğimi söyledim. Onunla fotoğraf çekinip sınıftakilere hava atma derdinde değilim kusura bakma.
-Hayır ben bu yüzden değil fan ı olduğum için onu tanımak istiyorum.
Kulaklığımı çıkarıp telefona taktıktan sonra bir şarkı seçtim. Kafamı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım.
-Bir saatin var.
Bunu söylememle Selena kaybolmuştu. Diğer taraftaki camdan onu izlemeye başladım. İçeri almayacakları konusunda emindim. Gerçi işin tuhafı onu izlemeye gelmiş hiç hayran yoktu. Telefonuma gelen mesajla işlerin pek yolunda gitmediğini anladım. Sel. korumalarıyla kavga ediyordu. Aslında buna bende inanamam çünkü adamlar yaklaşık 2.10 boyunda olabilirler. Abartmıyorum. 4 kişiydiler. Sel. 2.10 luk 4 adamla kavga edeceğe benziyordu. Geç olmadan olaya mudahale etmezsem sonunun çok mutlu olmayacağını anlamam çok sürmedi.
Kapıyı açıp hızlı adımlarla yanlarına gittim.
Koruma: Üzgünüm. İçeri giremezsiniz. Şuan içeride bir sahne çekiliyor. Oyuncuların dikkatinin dağılmasını istemeyiz. Lütfen zorluk çıkarmayın.
Selena: Bakın lütfen bu çok önemli. Sadece Sterling i görüp imzalı fotoğraf isteyeceğim.
Koruma: İçeriye kimseyi almamam için para alıyorum. Bakın lütfen zor kullandırtmayın.
Selena: Ya lütfen sizden zor birşey istemiyorum. Sadece Sterling i görmek istemiyorum. Bunun bir yolu yokmu?
Koruma: Ah peki. Ama önce kendisine sormalıyım. Çekimler bitene kadar beklerseniz fotoğraf alabilirsiniz. Sadece bu şartlar altında.
Selena nın resmen gözleri parlıyordu.
S: Peki akşama kadar bile beklerim sorun yok. Teşekkürler. İyi günler.
Oradan uzaklaşıp arabaya ilerledik.
D:Sel bu adam ne diyor. Ben sana bir saat verdim. Akşama kadar bekleyeceğimi bırak istemeyi aklından bile geçirme.
S:Lüüüütfennnn.. Seninle bir daha Sterling hakkında konuşmam. Yanında onunla ilgili hiçbirşey yapmam. Lütfen beni onunla tanıştıır. Yalvarırım.
Az önce dedikleri aslında fena değildi. Burada birkaç saat bekleyip Sel i içeri sokarsam Sterling den kurtulacağım. Hiç düşünmeden kabul ettim.
D: Peki. Sen kazandın anlaştık.
S:Aaaa!!! Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederimmmm... Bunu unutmayacağım. Canım arkadaşım.
Birden üstüme atladı. Dengemi zor korudum. Az kalsın nefessiz kalacaktım. Bu kız herşeye fazla tepki veriyor. Sanırım satılmaya başlayalı 2dakikayı geçiyor. Daha fazla oksijensiz kalmadan yavaşca kollarından kurtuldum.
D: Tamam Sel. Bunda abartılacak birşey göremiyorum. Hem biz en yakın arkadaşız. Bunu yapmam çok normal. E tabi birde işin ucunda ondan kurtulmak olunca hayır demek zor.
S: E peki burada 3 saat ne yapıcaz?? Sabırsız olduğumu biliyorsun.
D:Bilemiyorum. Aklıma bir şey gelmiyor.
Biraz düşündükten sonra konuştu:
S: Hey! Müziğe ne dersin?
D:İyi fikir...
Arabadaki bellekten favori şarkımızı açtım. Sabahki yorgunluğumu hala üzerimden atamamıştım. Zaten doğru duruş bir uyku da uyuyamadım. Uyumanın harika bir fikir olduğunu düşündüm. Zaman böylece geçebilirdi. Koltumu yatak pozisyonuna getirip müziğin sesini kıstım. Arkama yaslanıp gözümü kapadım.
S: Yaaa hemen uyuyacak mısın? Bu çok sıkıcı!..!
Gözlerimi aralayıp aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra tekrar kapattım.
D: Uyandırmayı unutma.
S:Unutmam. Herşey için saol.
Gülümsediğini hisse de biliyordum.
D: Önemli değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUR LOVE STORY // Lovato&Knight
FanfictionYerdeki valizimi elime dolayıp arkamı döndüm. Annemle babam da biletleri kontrol ettiriyorlardı. Bende yönümü oraya çevirdim. Yavaşca ve istemsizce ilerlerken arkamdaki sesle donup kaldım. "Seni Seviyorum." ...