Merhaba arkadaşlar. SONUNDA yb geldi. Ne kadar kızsanız haklısınız. Gecikme için uzgunum. Tatilden döndüğüm için pek zaman bulamıyorum. Aslında yazmak ta içimden gelmedi. Uzun zamandır sizi aksattığımı fark edince kendimi yazarken buldum. :) Umarım beklediğinize değer bir bölüm olmuştur. Lütfen bölüm hakkındaki görüşlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın!! Bu aralar bölümler düzenli gelmeyebilir. Ama okul açılınca haftada bir bölüm filan yayınlayabilirim. Okulda boş derslerde yazıp evde telefona geçiririm. Sınav haftalarında zaten hiç yazamam. Sınav haftası geldiği zaman size belirtirim. O haftalar tahmin edebileceğiniz gibi telefon yasak olur. :/ Gerçekten çok üzgünüm. Lütfen votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Diğer hikâyelerime de bakın.
İyi okumalar....
Sizi Seviyorum...... <3 <3 <3-Sen ne yapmaya çalışıyorsun?!?!
Arkama dönmemle Sterling i gördüm. Sinirden kıprkırmızı olmuştu. Korkmadığımı söyleyemem. 'Ne var?' niye bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.
-Sen az önce ne yaptın?!?
-Bi düşüneyim... Seçmelere katıldım.
-İnanmıyorum. Ne kadar zekisin. Anlamamıştım.
-Anlamadığın belli. En iyisi ben sana anlatayım.
Sözümü kesti;
-Anlatmana gerek yok. Neyin peşinde olduğunu biliyorum. Beni sinir etmeye çalışıyorsun. Ama inan şu an buna vaktim yok. Senle ve gıcıklığına ayıracak bir dakikam bile yok. Şimdi kaybol.
Küçük bir kahkaha atıp konuşmaya başladım.
-Sanırım anlamadın. Zaten anlamanı da beklemiyordum. Zeka seviyene ağır gelebilir.
Sinirden dişlerini sıkıyordu. Ama bunu biraz da özel yaptığı belli.
-Bak. Sen bunu bir oyun olarak görebilirsin. Ama... Artık uyanmalısın çünkü bu ciddi bir iş. Ve beni meşgul etmekten başka yaptığın hiçbir şey yok. Sana ve oyununa ayıracak vaktim de yok. Kendine göre kişilerle uğraş.!
Burada bana 'normal' kendisine de 'ünlü' diyordu. Ona doğru sert bir adım atıp konuşmaya başladım.
-Şimdi beni dinle "pop star". Dediğimi yapmazsan yapabileceklerimi biliyorsun. Daha fazla direnme derim.
Kulağına doğru eğilip devam ettim.
-Karar vermek için 24 saatin var.
Daha sonra hızlı adımlarla arabaya binip oradan uzaklaştım. Surat ifadesini görmek için arkama bakmama gerek kalmadı, tahmin edebiliryorum. :) :)
Eve geldiğimde arabadan indim ve eve girdim. İçimde anlam veremediğim bir heyecan vardı. Beni seçeceğine kuşkum olmasa da heyecanlıydım.. Eve girer girmez buz mavisi tonlarındaki ikili koltuğa yayıldım ve elime telefonumu aldım. Sel in meraktan çatladığına eminim. Gördüğüm isimle arama tuşuna bastım. Ve yine 1kere çaldı. Medyum muyum neyim?? :) Eğer onu biraz tanıyorsam az önce beni aramakla aramamak arasında gidip geliyordu. Telefonun başında bekliyordu. Bu kızı tanımak hiç zor değil.
-Alo!? Ne oldu? Ne konuştunuz!?! Anlatsana Dems!!
-Hey!! Bana Dems dememen konusunda seni uyarmıştım. Demi zaten Demeteria nın kısaltması. Kısaltmayı kısatlamazsın.
-Beni bunun için hiç uyarmadın.
Dinlemiyordu. Düzeltiyorum yine!!. O kadar kelimenin arasında ilgisini çeken bu mu olmuştu.!?! ~_~
-Sel! Şansını zorlama bence! Seni uyarıyorum. Bugün neler oldu öğrenmek istiyorsan sus!!
-Peki. Tamam sustum. Hadi acil anlat!! Zaten meraktan ölüyorum. Eğer hemen anlatmazsan oraya gelir ve seni öldürürüm. Ya da buna gerek yok bu işi telefondan da yapabilirim.
Zaten hiç susmaması gibi ağzına geleni sayması da benim için büyük bir dezavantaj dı.
-Anlatıyorum. Yeter ki sus. Tamam?
-Tamam. Hadi başla!!
- Şeyy. Aslında bugün senin düşündüğün gibi geçmedi diyebiliriz. Seçmeler gayet iyiydi. Beni arayacaklarını söylediler. Odadan çıktıktan kapıyı dinlemeye başladım.................
Olan her şeyi tek tek anlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUR LOVE STORY // Lovato&Knight
FanfictionYerdeki valizimi elime dolayıp arkamı döndüm. Annemle babam da biletleri kontrol ettiriyorlardı. Bende yönümü oraya çevirdim. Yavaşca ve istemsizce ilerlerken arkamdaki sesle donup kaldım. "Seni Seviyorum." ...