PART 21: Yolculuk Hazırlıkları

127 40 6
                                    




-Sterling! Artık yatmalısın.

+Uykum yok.

-Kendini zorla. Yarın set var unutma.

+Biliyorum Stephanie. Beni biraz yalnız bırak.

+Peki. Ama 10 dakika sonra uyuyup uyumadığını kontrol edeceğim.

+Abla! 21 yaşındayım ve artık kendi uyku düzenimi ayaralayabilirim.

-Sen 21 yaşında olabilirsin ama ben de 27 yaşındayım. Yani mantıken ablanım. Şimdi sözümü dinle ve uyu.

Sıkıntılı bir nefes vererek yatağa gönüldüm. Nedense gözüme gram uyku girmiyordu. Ne yaparsam yapayım uyuyamıyordum. Tüm gün, gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyor. İstemsizce içimden 'Acaba Demi şu an ne yapıyordur?' Diye geçirdim. Bana son birkaç haftadır neler oluyor anlamıyorum. Aklımda sürekli o var. Başka bir şey düşünemiyorum. Başka bir şey düşünmek istediğim söylenemezde zaten.

Uyku tutmamasının başka bir nedeni de yeni albüm. Şarkılar hala tam olarak tam değil. İlham kıtlığı yaşıyorum. Aklıma yeni hiçbir şey gelmiyor. Bunun stresi de var tabii üstümde.

Hala uykum olmamasına rağmen göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettim. Yatak beni iyice kendine çekti ve gözlerim kapandı.

-------DYLAN IN AĞZINDAN-----

+Sonra görüşürüz.

-Ne zaman?

+Bilmem. Merak etme sana ahber vermeden gitmem.

-Peki. Sen nasıl istersen.

Gülerek evin kapısından içeri girdi. Gidecekti. Zaten hep böyle şeyler benim başıma gelir zaten. İlk defa birinden bu kadar hoşlanmışken daha onu sevdiğimi söyleyemeden başka bir şehir'e gidiyor. Haksızlık bu! Belkide onu görmeye bir daha hiç fırsatım olmayacak. Neler hissetiğimi açıklamak o kadar zor ki...

Ne yapmayı planlıyorum diye sormayın. Klasik depresyon moduma geri dönüp şeker komasına girene kadar tıkınmayı planlıyorum. En azından bir süre. Ama o da haklı gitme diyemem ki.

Yağmur çok hafif atıştırmaya başladı. Üstüme damlayan damlacıklar bana evime gitmemi söyler gibiydi. Yüzümden boynuma doğru kayarak içime giren bir su damlası huylanmama sebep oldu. Yavaşca oturduğum basamaktan kalktım.

Yağmur, tüm ağlama hissimi tetikliyordu. Niye gidiyordu ki? Bunu anlamak zor benim için.

Eve girdiğimi fark ettim. Ally nin içerideki kahkahalarından annem ve babamın geldiğini anladım. Annem mutfaktaydı ki büyük ihtimalle yemekte annemin meşhur kızarmış tavuğu vardı. Babam tekrarı verilen kaçırmış olduğu bir maçı izliyordu. Kimin maçı olduğuna dikkat etmemiştim. Ally yine babamın telefonunu kaçırmış oyun oynuyordu. Ki zevk aldığı her halinden belliydi. Tyler ise... Ne? Bir dakika Tyler mi?

Tyler in burada ne işi var ki. Hazır karşılaşmışken ve ona hâlâ sinirliyken konuşabilirdim değil mi? Sonuçta Ally i bırakıp uyuyan oydu.

+Tyler! Naber dostum.

-Aaa.. İyii. Ally e bakıyordum annenler geldi. Beni de yemek yemeden göndermediler. Tabii bende o tavuk kanatlarına hayır diyemezdim.

+Tamam. Sordum sadece hemen savunmaya geçme.

Oturduğu koltuktan kalktı ve beni kolumdan sürükleyerek en yakınımızdaki oda ya sokup kapıyı kapattı. Ve hemen konuştu:

-Ee.. Neler oldu?

+Ne. Neler oldu?

-Demiyle.

+Önce sinemaya gittik anlaştığımız gibi. Ama sonra...

Sözümü kesip biraz olayları kafamda toparladıktan sonra konuştum.

+Tahmin et ne oldu! Ally ve Sterling ke karşılaştık. Ally!!

Son kelimeyi vurgulayarak kısık sesle bağırdım. (o nasıl oluyosa artık :))

+Ally i Sterling e sen verdin değil mi?

-Aslındaa...

+Ahh!! Ben sana hiç güvenemeyecek miyim? Bu seferlik görmezden geliyorum ama bir daha olmasın.

-Peki peki. Neyse acıktım ben gidiyorum.

Beni beklemeden hızla odadan çıktı. Onu aldırmayarak bende peşinden çıktım. Farkında olmadan ben de acıkmıştım. Tavuğun nefis keskin kokusu tüm evi kaplamıştı. Daha fazla dayanamayıp masaya, Tyler in yanına yerleştim.

----DEMI NIN AĞZINDAN-----

-Demi!!! Uçak saat 5 de. Geç kalmak istemezsin.

Annemin son kez olduğunu tahmin ettiğim uyarılarına karşılık hareketlerimi hızlandırdım. Gidiyordum. Kimse bana fikrimi sormuyordu. Ama asıl büyük problem Sterling di. Ve işin komik tarafı bir klipte oynadığımı ailem bilmiyordu. Sterling e de gideceğim haberini vermemiştim. Bugün set vardı. Oraya da gitmemiştim. Büyük ihtimalle öğrenince kızacaktı. Her ne kadar küs olsak da ben orada çalışıyordum. Kalbime bir anda saplanan suçluluk duygusu ile telefona sarılıp hızla numarasını tuşladım.

Herkese merhabaaa. Günde 2 bölüm. Ama şuan saat 11:45 ve tam bir günde olmuyor ama neyse. Saatin geçliğinden dolayı çoook özür dilerim ama sabahı bekleyemedim. :) hemen yayınlayıp kurtulmak istedim. Her neyse biraz spoiler vericem. Stemi sonraki bölümde resmi olarak başlıyor. Yani başlıyor gibi gibi. Yakında çook güzel olaylar sizi bekliyor... Neyse çok uzattım vote+Yorum unutmayın!!!!!

OUR LOVE STORY // Lovato&KnightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin