PART 34: Benimle Çıkar Mısın?

98 15 1
                                    

Herkese selam! Aslında bir önceki bölümün sınırı 6 voteydi ama 5 vote geldi. Ve hiç okunma yok. Bende erken yayınladım. Zaten final yaklaştı diye.

Odada beni görmesiyle pis pis sırıtması bir oldu. Amacı neydi ki? Beni sinir ediyor.

Ukala tavırlarla gelip yanınmaki tekli koltuğa geçti. Kollarını koltuğun iki yanına uzattıktan sonra konuştu:

-Eee... Başlıyor muyuz?

+Evet. İsterseniz seneryoyu gözden geçirelim.

Hâlâ ismini bilmediğim adam, masaya uzanıp dosyayı aldı. Açıp tekrar gözden geçirdikten sonra Sterling e uzattı. Sterling incelerken, adam da bir yandan bir şeyler anlatıyordu.

Dinledim desem yalan olur. Bu sırada Selena ile mesajlaşmakla uğraşıyordum.

"Ne oldu bitti mi?"

"Hayır Sel. daha bitmedi. Biraz sabredemez misin?"

"Pek sanmıyorum. Belki anlamıyorsun ya da kafan basmıyor ama, bu fırsat herkesin eline geçmez. Değerini bil diye söylüyorum. Bana gelseydi teklif dünden kabul ederdim.'"

"Peki peki. Anladık."

"Daha sonra konuşsak."

"Hayır sakın gitme!"

Bir boğaz temizleme sesi (o nasıl oluyorsa artık) sayesinde kendime geldim. Kafamı kaldırdığımda tüm gözlerin üzerimde olduğunu fark ettim.

-Bayan Lovato?

+E_evet?

-Seneryoya göz atmak ister misiniz?

+Şey..Tabi.

Adamın uzattığı dosyayı alıp incelemeye başladım. Tek kelime anladığım söylenemezdi.

Yaklaşık bir buçuk saatin ardından toplantı bittinde sıkıntıdan patlamış bir şekilde odadan ayrıldım.

Binadan çıkıp, Selenanın toplantı boyunca bitmek bilmeyen mesajlarına mesaj verdim.

"Toplantı bitti."

"Ne oldu peki?"

"Pek bir şey olduğu söylenemez. Role girdim. Bil bakalım kimle oynuyorum."

"Kimle?"

"Sterling! Ah! Aklım almıyor. Her yerde karşıma çıkmaktan bıkmadı."

"Belki de bir şansı hak ediyordur. Ben olsam çoktan affetmiştim."

"Bilemiyorum. Kendini tamamen affettirene dek devam edecek gibi."

"Bence dediklerimi bir düşün. ;) "

-Hey! Demi!

Telefondan kafamı kaldırmamla onu görmem bir oldu. Bana yetişmeye çalışıyordu. Durdum ve ona döndüm.

-Çok hızlı çıktın. Yetişemedim.

Anladığımı göstermek için kafamı sallamakla yetindim. Diyecek ne var ki?

-Konuşabilir miyiz?

+Ne hakkında?

-Lütfen. Soru sorma.

Yine kafamı salladım ve onu gittiği yöne doğru takip ettim. Durduğunda bende durdum. Binanın yan tarafında durmuştuk. Utangaçca sesini temizleyip konuştu.

-Sana söylemem gerekenler var.

+Evet. Dinliyorum.

-Bunu daha önce de konuştuk ama ben böyle kalamıyorum.

+Nasıl yani?

-Tiffany den ayrıldım.

+Peki...

-Senden hoşlandığımı biliyorsun işte.

+Sterling...lütfen, bunun mantıksız olacağını söylemiştim. Tekrar tekrar konuşmanın anlamı yok.

-Arkadaş kalmak istemiyorum. Bu çok zor. Seni aklımdan çıkmıyorum.

Bir an için kızardığımı hissettim. Yanaklarım yandı. Burayı sıcak mı bastı ne?

+Sterling ben...

-Lütfen itiraz etme. En azından deneyelim.

+Bilmiyorum.

-Hadi ama! Bir şansı hak etmiyor muyum?

+Düşünmem gerekiyor.

Ellerini uzatıp ellerimi kavradı. Okyanus mavisi gözlerini, gözlerime kenetleyip konuştu;






-Sadece... Benimle çıkar mısın?








OUR LOVE STORY // Lovato&KnightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin