PART 17: Triplerinle Uğraşamam

129 42 10
                                    

İyi okumalar. Multide Dylan ve Tyler!!!

-Sinema mı?

+Evet. Sinemaya davet etti. Ondan önce de lunaparka.

-Wow. Sterling hafızasını kaybetmiş olmalı. Bildiğim kadarıyla birbirinizden nefret ediyordunuz.

+Ediyorduk. Artık ona sinir olmuyorum. Yani birkaç saat önceye kadar.

-Sebep?

+Sence 'Minionlara!' gitmek istemek çocukça mı? Agh! Onu anlamıyorum.

-Minionlar mı? İstersen biz seni anaokuluna yollayalım tekrar.

+Ne var ya!

-Bence kusura bakma ama, burada o haklı.

+Öyle olsun Sel.

-Yaşının 16 olduğuna emin misin? Ya da evlatlık olmadığına?

+Çok komik. Gülmeyi unuttum. Biliyor musun senin bayat esprilerini özlemişim.

Dedim ve devam ettim:

+Ayrıca yardımcı olmuyorsun. Ne yapmalıyım?

-Özür dile. Ve onu da dinle.

+Hmm... Çok geç sinemaya Dylan la gidiyorum.

-Dylan?

+Yeni tanıştık. O kadar sevimli bir kız kardeşi var ki!

-Fazla hızlısın sana yetişemiyorum.

Gözlerimi devirmekle yetindim. Telefona uzandım. Gözlerim, Sel ile telefonum arasında gidip gelirken konuştum:

+Her şeyi anlatmalımıyım ona?

-Bilirsin. Bu konularda insanlara moral veya fikir veremem. Ben psikolog değilim. Ve senin kesinlikle bir tanesine ihtiyacın var.

+Ruh hastası olan ben değilim. Sensin. İstersen sana bu konuda yardımcı olabilirim. Fakat daha sonra. Şu an daha önemli bir konumuz var.

Soluklanıp devam ettim:

+Ahh! hadi ama. Öğrenirse daha da kızar. Ki bu muhtemel.

-Mesaj at. En azından bağırma veya suratına kapatma gibi bir imkânı yok. Hem zaten yarın set in yok mu senin?

+Var.

-Tamam işte. Küsemez. Eee.... Ama işten atar.

+Ah saçmalama. Sinemaya onunla gitmiyorum diye işten atma lüksü yok.

-Belli olmaz...... Film e ne dersin? Hem kafa dağıtırız.

+Mantıklı.

-Açıyorum o zaman. Harry Potter?

+Olur. Bende mısır patlatırım.

----DYLAN IN AĞZINDAN-----

Telefon kapandı ve o anki şokla yere düştü. Rüyada mıyım? Hayal mi görüyorum? Yoksa öldüm mü!?

Az önce Demi beni arayana kadar her şey normaldi. Ally ile dizi izliyorduk. (ne kadar zorla olsa da) Ama sonra Demi aradı. Aradı..... DEMİ!!

+Aghh!! Biri beni çimdiklesin.

Ally içeri daldı ve üzerime atlayıp beni çimdikledi.

+Heyy!! Acıdı!

-E sen söyledin.

+Ne! Beni mi dinliyordun?

-Yok canım ne dinlemesi. Sadece topum buraya kaçtı. Bende istemeden kulak misafiri oldum. Sinemaya. Birde şu kız çığlıklarına.

+Çığlık mı? Saçmalama.

-Peki. Hep öyle derler zaten.

+Ally lütfen. En azından beni biraz yalnız bırak.

-Peki abiş. Ben gidiyorum birazdan film başlayacak.

+Ne filmi'ymiş bu My Little Pony filan mı?

-Hayır! Ben o bebek filmlerini izlemem. Ben sen miyim? Benim filmin PLL. Bilmiyorsan diye söylüyorum. Preety Little Liars.

+Biliyorum. Hem sana kötü bir haberim var. Bu gün sezon finali var.

-Neee!!!

Çığlıklarla alt kata indi. Onu sinir etmeye bayılıyorum. Her neyse hemen fırsat bulmuşken Tyler'i aradım.

+Hey!

-Hey!

+Naber?

-Bir zamanlar iyiydim. Sayede tatlı şekerlememi bozduğun için kötü. Sen?

+Güzellik uykundan uyandırdığım için üzgünüm. Ve acayip derecede müthiş hissediyorum.

-Yine n'oldu?

+N'olmadı ki?

-İşte bende ne oldu diyorum. Adamı çıldırtmasana.

+Tamam. Hazır mısın?

-Anlatmazsan telefonu suratına kapatırım.

+Tamam yha! Hevesimi kursağımda bırkaman için mi yaratıldın sen?

-Belki. Neyse kapatıyorum.

+Demi...

-Ne! Ne dedin sen Demi mi?!?!

+Hani kapatıyordun?

-Neyse ne olmuş Demi ye?

+Neden benden heyecanlısın. Sakın cevap vee verme anlatmaya başlıyorum.

-Tamamm!

+Demi beni aradı ve Perşembe günü sinemaya davt etti.

-Ne!?! (What the Hell??!?)

+Sinemaya çağırdı beni. Şeyy minyonlara.

-Minyonlar mı? Ciddi misin?

+Evet. Ama kız beni değil Ally'i davet etti. Bende Ally'nin dans kursu olduğunu uydurdum. Ama onunla gidebileceğimi söyledim.

Dedim ve ekledim:

+Bu yüzden Ally e sen bakacaksın.

-Lütfen beni pis yalanlarına alet etmez misin! Hem zaten o na bakmam. O kız zekasıyla beni aşağılıyor. Geçen gün 'ne kadar gerizekalıyım' diye ağladığımı hatırlıyorum.

+En azından zekanın farkındasın. Bu da bir gelişme.

-Peki madem, o zaman Ally i benim gibi bir gerizekalı ya bırakmazsın.

+Tyler! Dalga geçiyorum. Ve triplerini dinlemek istemiyorum. Perşembe, saat 3 gibi Ally'i sana bırakırım. Görüşürüz.

-Aamaa...

Telefonumdaki 'biip' sesinden sonra telefonu cebime soktum. Şimdi sinemada ne giyeceğime karar verelim.

Evet biliyorum daha 4 gün var. Ama ilk defa Ally dışında bir kızla sinemaya gidiyorum. Elbette daha önce çıktığım kızlar vardı. Ama bu kez farklı çünkü o Demi.

Gardolabımın başına geçip kıyafetlerimi eşelemeye başladım.

Yaklaşık 3 saatim gardolabın başında geçtikten sonra eline gelen gömlek ve pantolon da kadar kıldım.


Eveeeet. Bu kadardı. 652 kelime. Bence az değil. Yani umarım beğenmişsinizdiir. Voteleyinn!!!

OUR LOVE STORY // Lovato&KnightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin