Kalabalığın içinde yalnız kalmak, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktan daha ağırdır. Geçmişimde çok yalnız kaldım. Arkadaşlarım yanımdaydı ama ben onların yanındayken de yalnızdım. Kötü şeyler yaşadım, uzun bir süre boyunca yüzümün bir kere bile gülmediği oldu. Giden bir sevgilim, duygularımla oynayan yalancılar, beni yüz üstü bırakan bir dost, benliğimi yerle bir eden bir aile... Çok kırıldım, çok fazla. Acı çektim, ağladım, bağırdım. Kurtulmak istedim kötü günlerimden, düştüğüm yerden elimi birinin tutmasını istedim. Ama sürekli kendim kalktım ayağa....
Ve şimdi baştan başlıyorum hayata, yeniden sayfa açıyorum. Geri dönüyorum bambaşka birisi olarak. Korkusuz ve intikam duygusuyla yanıp tutuşan biri olarak... Gözlerimi yavaşça araladığımda yoğun beyaz ışık gözlerime vuruyordu. Bir süre sonra gözlerimi tamamen açtığımda ise dört duvarla kaplı garip bir kapısı olan odada olduğumu fark etmiştim. Ürkerek yattığım yerden doğrulduğumda ise üzerime bakıyordum; bej renginde elbise vardı. Beyaz bir yatağa yatırmışlardı beni ve ne zamandır uyuduğumu bilmiyordum. Anlayamadığım ses vardı, sanki makine sesi gibiydi. Uğultulu sesti...
Yataktan derin nefes alarak kalktığımda garip bir şekilde kendimi fazlasıyla dinç hissediyordum. Kapıya doğru yürümeye başladığımda kapının gıcırtısını duyarak yürümeyi kesmiştim. Kapı yavaş yavaş açılmaya başladığında kapıda ki beyaz ışık artarak yüzüme daha da fazla vuruyordu. Işıktan dolayı kolumla gözlerimi kapatarak kafamı eğdiğim de tanıdık bir ses duyarak kolumu indirmiştim.
"Ölmemişsin." dedi savaşta ki beni vuran kadın. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda ise arkamda başka bir ses duyarak kafamı hızla o yöne doğru çevirdim.
"Mektubu oku." diyerek Tom konuşuyordu bana bakmayarak . Anlam veremeyerek Tom a baktığımda ise küçük adımlarımla ona doğru gidiyordum.
"Yaşıyorsun." diyebilmiştim zar zor nefes alarak. Tom a doğru gitmeye devam ettiğimde gözlerimi ondan ayırmıyordum. Ona doğru yürümeye devam ettiğimde ise kafasını iki yana sallayarak bakışlarını bana çevirmişti.
"Mektubu oku." diyerek kelimelerini tekrarlıyordu. Tom a her yaklaştığımda sanki benden daha da uzaklaşıyordu. Sanki mesafelerimiz daha da artıyordu. Yürümeyi bırakıp ona bakmaya devam ettiğimde ise birden bire nefesim kısılmıştı, Tom ise ortadan kaybolmuştu.
***********
Büyük bir çığlıkla uyandığımda kollarımdan birileri sımsıkı tutuyordu bir şey yapmamam için. Bir süre boyunca onların elinden kurtulmaya çalışarak çırpındığım da kadının koluma yaptığı iğneyle sakinleşmeye başlamıştım. Tepkisizce kapının olduğu yere bakmaya başladığım ise kapıyı birisi açarak içeriye giriyordu. Onu tanıyordum, onu çok iyi tanıyordum. Stajyer odaya girdiğinde kollarımdan tutan adamlar odadan çıkarak bizi yalnız bırakıyordu. Ben ise anlam veremeyerek stajyere bakmaya devam ediyordum. Sandalye çekerek oturduğunda ise derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"Kağıdı artık bırakır mısın?" diyerek sorduğunda elimde olduğunu bile fark etmediğim kağıda baktım. Sol elimde sıkıca kağıdı tutuyordum, bu Tom un verdiği kağıttı. Gözlerim dolu bir şekilde kağıda baktığımda ise derin bir nefes alarak konuşmaya başlamıştım.
"Yalnız kalmak istiyorum." diyebilmiştim sadece. Bu kağıdı okurken yalnız kalmak istiyordum. Stajyer derin nefes alarak ayağa kalktığında kapıya doğru yürümeye başladı.
"İşin bittiğinde seninle konuşmam lazım." diyerek çıktığında kafamı olumlu anlamda sallıyordum. Kağıtta yazılanları okumaya cesaretim yoktu belki de. Ama okumam lazımdı, belki de gerçeklerle yüzleşecektim belki de saçma sapan şeyler yazıyordu. Ama ne olursa olsun okumam lazımdı, ne yazıyorsa yazsın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulum #wattys2015
VampirgeschichtenOn altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve...