Yokluğun sisi, iğne gibi batan ağrılar ve tartışma sesleri arasında kaybolup gitti. Yavaşça doğrularak kendime gelmeye çalıştığımda tartışmayı kesip stajyer yanıma geldi.
"İyi misin?" Kafamı iki yana salladım ve sonradan elimde sıkıca tuttuğum kolyeye baktım.
"Onu aldığım da bu şekilde değildi." dedim. Sonra da stajyerin o acınası ifadesiyle buz kesildim.
"Doğru." dedi Stajyer acı bir şekilde. "Ona sahip çıkana kadar bunu tam anlamıyla bitirme umudumuz vardı. Fakat hayır, artık o senin."
Gözlerimi büyüterek ona baktım. Bana bunu daha önce söylemeliydi.
"Peki şimdi ne olacak?" diye sorduğum da Dael yanıma gelerek elimde ki kolyeye odaklandı.
"Aldığında nasıl bir şekildeydi?"
"O grupta ki simgeyle aynıydı." Ama şimdi benim elimde ki simgeyle aynı. Ters v şeklindeydi.
"Bu kara meleğin taşıydı. Kara kanatlarının simgesini taşıyan kara melek." diyerek orta yaşlarda adam bulunduğumuz odaya girmişti. "Bunu onların görmemesini sağla, ama sadece sana ait olmalı." diyerek cümlesini tamamladı ve pencerenin önünde ki sandalyeye oturdu. Ve gözlerimin içine dikkatle bakmaya devam ederek konuşmasına devam etti.
"Kolye sende ama nasıl kullanman gerektiğini bilmiyorsun. Yaşadığın falan yok. Sanki hayattaymışsın gibi davranma hayali saçma. Yine de şöyle düşün. Kolyeye sahip olan sensin ama bedenine sahip olanlar onlar."
Konuşması rahatsız ediciydi. Tanımadığım bir adam beni aşağılıyor ve içime kuşku düşürüyordu. Stajyer o adama döndü. Bunun doğru olduğunu belirten o rahatsız edici ifadesini gördüm. "Bedenim onda mı?" dedim birden korkmuş bir şekilde. "Peki ama neden, onu öldürdüm ve kolyesini aldım ve buna engel bile olmadın." dediğimde kaşlarımı çatmış bir vaziyette stajyere baktım. Stajyer elini uzattı. Elini omzumda hissedince yerimden sıçradım. Sıcacıktı. Desteğini hissedebiliyordum, ama ona kızgındım. Aslında kızgın olmamam gerekirdi, çünkü onlara saldıran bendim. Ama artık öyle bir şeyin içine düştüm ki nasıl davranacağımı bile bilmiyordum. "Kolyeyi saklayacağız." dedi kararlı bir şekilde.
"Nerede saklayacağım?" diyerek gözlerimi ela gözlerine diktim. Stajyerden cevap beklerken ise tekrar o adam söze atladı.
"Boynunda. Zaten şeklini değiştirdi, yani ne olduğunu anlamazlar. Ama öğrendikleri an çok dikkatli olmalısın." Stajyer elimden kolyeyi aldı ve o adama kaşlarını çatarak baktı.
"Kimsin sen?"
"Kim olduğumu bilmenize gerek yok, zaten bir kaç güne ortadan kaybolurum ki bir kaç güne ölüm haberimi almış olursunuz."
"Ne demeye çalışıyorsun." dedim bu konu hakkında anlam çıkarmaya çalışarak.
"Sizinle konuşmam ölümüme sebep olacak, kimsenin bilmemesi gereken şeyleri biliyorum. Ama sizin bu kadarını bilmeniz yeterli." dedikten sonra kalkarak uzaklaşacakken stajyer sıkıca kolundan tutarak gitmesini engellemeye çalıştı.
"Bildiklerini anlatmadan bir yere gitmiyorsun."
"Burada bana teşekkür etmek yerine bu şekilde davranıyorsun. Bu yaptığın çok yanlış." diyerek kafasını iki yana salladı ve o yaşlı bedeninin içinden bütün gücünü çıkararak sertçe kolunu bıraktırdı.
"Yaşlıyım, bunu kabul ediyorum. Ama sizleri eğiten kişileri ben eğittim. Nasıl davranman gerektiğini iyi bilmelisin." diyerek kapıdan dışarıya çıkacakken ağzından biraz önce ki söylediği sözcükleri tekrar çıkardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/30359706-288-k893239.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulum #wattys2015
VampiroOn altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve...