Merhabalar efenim, uzun bir süre oldu mu farkında değilim ama yine yeni ve güzel bir bölümle daha karşnızdayım umarım hoşunuza gider..:D lafı uzatmadan mustafa cecelinin parçaları ve yazımla sizi baş başa bırakıyorum.. keyifli okumalar..:))
bu arada resimdekiler " Kaan, Alper, Timuçin ve Eren..:P"Umut etmek kolay mıydı sahi?
Bunca umutsuz yaşayıştan sonra, söndüyse eğer kalbinin ışıkları, ölüyorsa yüreğin her gün ağır ağır, bunu durdurmanın bir yolu olur mu sahi? Bir dokunuş, tek bir tebessüm. Her şeye yeniden başlanabilir mi o zaman? Biri mutlu olurken diğerini ateşlere atmak doğru mu yani?
Ne fark ederdi o vakit? Dünyanın tüm sabahlarını onunla yaşamanın heyecanı, bir diğerini gözünü kırpmadan alevlere atmanı sağlıyorsa bunun ne önemi olurdu?
Önemli olan intikamın değil miydi Eren? Şimdi neden kayboluyorsun? Neden o boşluğun, o karanlığın cazibesine bu denli kapılıyorsun? Dur Eren, canavarın büyüsüne kapılmaya devam edersen, bunun sonunda tekrar küle döneceksin.
"İyi misin Eren?" Alper'ın sesiyle kendine gelirken bakışlarını ona çevirdi.
"Evet, evet iyim sorun yok, eğleniyor musun?" Diye sorarken yüksek sesle konuşmak zorunda kaldı zira müziğin sesi şimdi daha fazla artmaya başlamıştı.
"Fena değil, ortam oldukça ilginç. Ve sen o barmen kıyafetleriyle harika görünüyorsun." Derken biranda durdu Alper. O anda dondu kaldı ve eğildiği tezgahtan doğrulurken gözlerini kaçırdı. Eren elinde ki bardağını kurularken uzun perçemlerinin atından gülümsüyordu. Gözlerine çektiği siyah sürmesi yeşil gözlerini oldukça belirginleştirmişti. Beyaz yüzünü renklendiren dolgun dudaklarının kırmızı tonu ona bakma isteği uyandırıyordu.
"Teşekkür ederim." Dedi ve Alper için hazırladığı bir diğer mavi kokteyli ona uzattı. "Müessesenin ikramı." Diyerek ortamı yumuşatmak isterken tekrar gülümsedi.
"Bu kaçıncı? Beni sarhoş mu edeceksin? Bilgin olsun bünyem oldukça zayıfdır. Yoksa beni içirip tüm bunları bana mı kitlemeyi düşünüyorsun?" Diyerek tek kaşını kaldırıp Eren'e bakarken o da tezgaha kollarını dayayıp dudaklarını aralayarak Alper'e bakmaya başladı.
"Öyle mi düşünüyorsun? Bence zaten sarhoş oldun." Deyip Alper'İn kokteylinde ki pipeti eğilerek dudaklarının arasına aldı ve bir yudum çekerken Eren, gözlerini kısmış onu izleyerek hızla nefes alıp veriyordu Alper. Yanakları olduğundan fazla kızarmıştı ve başının döndüğü de kesindi. Üstelik giderek daha fazla sıcak basıyordu.
Hızla başını çevirip derin bir nefes alırken piste döndü Alper: "Bunu bilerek yapıyorsun." Dedi. Şikayet eder gibi.
"Ne kadar dayanabileceğini ölçüyorum. Kendi kendime bahse girdim." Derken tekrar gülümsedi ve doğruldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Saplantı (+18)
Подростковая литератураGünahlar ateşe dönüştü diye aşk özgürlükten vazgeçer miydi? O halde hangi bedende olduğunun ne önemi vardı? Lakin önemliydi işte. Derler ki: Uçsuz bucaksız bu gökyüzünün altında her birimiz küçücük birer kum tanesiyiz. O kadar varız ve dah...