Kaçış Bölüm 38

2.2K 77 78
                                    

eVVET İŞTE YİNE BEN, inanır mısınız sezen aksunun şarkılarında kafayı yiyorum heralde ben..:D  Duygu dolu sahneler sizi bekliyor efenim..:D Medyada ki Alper...keyifli okumalar
Sizi seviyore....:))  


Okuduğum bir yazıda: Kalp midir insana sev diyen? Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı? yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Diyordu. Sahi Eren,  seviyor muydun  onu? Sevmenin nedeni olur muydu? Neden sever ki insan kendisine acıdan başka bir şey vermeyeni. Nesini sever öyleyse: Gülüşünü sever, sesini, bakışlarını sever. Sevmek için illede yüzünü görmek şart mı ki? Yüreğinde duruşunu sever belki? Peki ya, oraya kadar dokundu mu kuzgun, değdi mi kalbine gerçekten? Arzularını sevgiyle karıştırıyor olabilir misin Eren? Yoksa sakladığın gizli sırların mı var?

İki gündür Timuçin'le yollardaydı Eren, Oradan oraya gitmedikleri yer kalmamıştı. Neredeydi bu Kaan denen baş belası? Nereye saklamıştı Alper'i? Lanet olası psikopat...

Arabanın içinde öylece oturmuş gün batımını izliyordu Eren. Daha ne kadar devam edeceklerdi böyle bilmiyordu. Yorulmuş muydu? Fazlasıyla. Timuçin, bir bardan içeri gireli neredeyse yarım saat olmuştu. Ne yapıyordu bu herif yarım saattir içer de? Uzanıp radyoyu açtı ve oflayarak başını geriye yasladı. Bulutlar beyaz renklerini griye bırakıyordu. Güneye göç eden sürü halindeki kuşları gördüğünde gülümsedi. Ne muhteşem manzaraydı o öyle. Biran nefes alamadığını ve gözlerinin karardığını hissedince bekledi ve gözlerini kapayarak, yavaşça nefes almaya çalıştı. Bir elini alnına dayayıp dudaklarını birbirine bastırdı. Öylece beklerken arabanın kapısı kapandı.

"Sıkıldın mı?"

"Hmm... Neden bu kadar uzun sürdü?"

"Birini bekledim." Dedi.

"Kimse bilmiyor mu?"

Timuçin'in derin bir nefes aldığını hissedince Eren alnından elini çekip yavaşça gözlerini açarak ona baktı. Yüzü solgundu. İki gündür neredeyse dinlenmeden direksiyon sallamıştı. Ve ellerine geçen koca bir hiç ti.

"Yüzünü asma bu kadar. O adamı sen bulamazsan, kimse bulamaz Timuçin."

"Neden yaptığımı bile bilmiyorum."

"Neyi?" Diye sorarken başını çevirip kuzgunun yüzüne baktı Eren.

"Neden yardım ettiği mi? Neden tüm bunları yapmak zorundayım? O sarı civciv den hoşlanmam bile, başına ne gelirse gelsin beni ilgilendirmez. Kaan'ın onunla ne yapacağı benim umurumda bile değil. Eve gidecektim işte. Çekip gidecektim bu şehirden." Derken oflayıp eliyle yüzünü okşarken yaslanıp başını yukarı kaldırdı. Eren hala onu izliyordu.

"Pişmansın yani."

Bekledi ve başını yavaşça Eren'e çevirdi. Bir süre onu izledi ve bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.
Sahiden,  pişman mıydın Timuçin? O halde nereye gidiyorsun? Yinede sonuna dek gidecek misin peşinden?

**********

    **********

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin