Saklı Hisler Bölüm 19

3.3K 112 22
                                    

Merhabalar bu kez çok bekletmedim ve güzel bir bölümle daha karşınızdayım..:D paylaştığım oyun olmazdı aşkla müziğiyle okumanızı tavsiye ederim..:) Bu arada medyada ki aynada seyre dalan Eren..:)  sevgiler öpücüklerr....:D

        Oldukça kafası karışıktı Alper'in. Ne yapacağını yada ne yapmak istediğini bilmiyordu. Bu kapıldığı aptal duygulardan kurtulamadan birde o Kaan denen pskopatla uğraşıyordu. Aniden okulun kapısında durduğunda boy aynasında kendini gördü. Saçları dağılmış, gömleğinin üç düğmesi de açılmıştı. Yavaşça gözlerini kısarken parmaklarını dudaklarına götürdü. "Eren..." Diye fısıldarken birden aynada Kaan'ın aksini gördü. Hızla başını arkaya çevirdi fakat kimse yoktu. Kaşlarını çatıp bu kez başını aşağı eğdi. Pislik herif, ilk öpücüğünü çalmıştı. İlk öpücüğünü bir erkeğe, üstelik nefret ettiği birine vermek, en kötü kabuslarına denkti. Yumruklarını sıktı ve hızla kapıdan çıktı.

Yağmur başlamıştı. Birden  yağmurun ortasında put gibi kaldı. Kımıldayamadığını fark ettiğinde nefes almakta zorlandı. Az önce yaptıkları yeni yeni dank ediyordu kafasına. Kendisini sunmuştu. Eren için Kaan denen o herife kendisini sunmuştu. Eren kendisi için bu kadar kıymetli mi olmaya başlamıştı yani? Nasıl olur?

***************

Pencerede durup kollarını birbiri içine atmış  Alper'i izliyordu Kaan. Ne yapıyordu bu aptal çocuk? Neden yağmurun altında öylece dikiliyordu? Başını çevirdi. Onu izlemek zorunda değildi. Yumruklarını sıktı.  Bekledi ve başını tekrar yavaşça  çevirdiğin de hala yağmurda dikildiğini gördü. Neden yürüyüp gitmiyordu?
Birden dizlerinin üzerine düştüğünü görünce irkildi. Bu da neydi? Ne yaptığını fark etmeden hızla merdivenlerden aşağı inip bahçenin ortasına koşmaya başladı. Alper'e yavaşça yaklaşırken Kaan,  sırtı ona dönüktü.

"Sarışın..." Dedi.

Bekledi ama ses gelmedi. Kısa bir sürenin sonunda yavaşça başını arkasına çevirdi Alper, İşte o anda gözlerinde gördüğü şey katıksız öfke değildi. Keskinlik yoktu. Gördüğünün çaresizlik olduğuna yemin edebilirdi Kaan. Kızarmış gözleriyle hıçkırdığını görünce  göğsünün sıkıştığını hissetti.

"Ne istiyorsun? Ne istiyorsun benden. Birine umutsuzca tutulduğumu görmek seni eğlendiriyor mu? Bu komik mi?"

Gözlerini kıstı Kaan. Birkaç adımda Alper in yanına geldi. O, oturduğu yerden başını kaldırmış Kaan ı izlerken hıçkırdığını bile fark edememişti. Eski bir anının gözlerinde canlandığını fark ettiğinde Kaan, kolundan tutup hızla ayağı kaldırdı Alper'İ. O, gözlerini kocaman açmış kendisini izlerken aynı hızla kucağına çekip kollarının arasına aldı. Alper gözlerini kocaman açmış ondan kurtulmaya çalışırken bağarmamak için dişlerini sıkıyordu. Yaptığı şeye anlam veremesede Kaan de yinede bırakmadı onu.

"Sakin ol." dedi otoriter bir sesle. Kollarında ki beden öfkeden kaskatı kesilirken, usulca sırtını okşadı ve mırıldandı.
"İnsan en zor anının ne olduğunu,   yapmayı en çok istediği  şeyi yapamadığında anlıyor. Kaybetmek...  Sahi, öyle bir zaman geliyor ve korkuyla doluyor ya insan hani. Seni frenleyen ve korkuya hapseden tek duygu işte o. Onu içinden atarsan korkularını da yenersin. Ama yapamazsan, böylede mutlu olacağına inanıyorsan eğer,, kapa o halde gözlerini. Yalnızca kapat. Mutluluk dediğin şey sana gelmiyorsa eğer. Kendi mutluluğunu kendin yarat."

Nefes alışlarının düzene girdiğini fark ettiğinde Alper, Kaan'ın ceketini sıktı. Kalbinin sıkıştığını hissediyordu. Ve bu adamın sıcaklığını. Bu soğuk yağmurda birinin sıcaklığını hissetmek uyuşmasını sağlıyordu. Ancak, öyle bile olsa  iğrendiği halde neden hala kendisini Kaan'a bastırmaya devam ediyordu? Bu uyuşukluk hissi yüzünden miydi? Miğdesinin bulanması gerekmez miydi? Niçin bu adama tutunuyordu?

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin