Merhabalar yeni bölümü geciktirmeden atayım dedim.. Efenim Bu arada söylemek zorundayım biliyorum seviyorsunuz ancak türk dizileri gibi, 100 bölümlük yazmamak yahut Kurtlar vadisi gibi, 10 yılı devirmeyelim tadında kalsın diye,, neyse çok uzatmıyım.. Finale yaklaşıyoruz efenim haberiniz ola.. Keyifli okumalar..:)
Hani bir rüya görürsünüz de hiç uyanmak istemezsiniz ya işte öyle bir şeydi. Bir rüya görmüşlerdi. Acı, tatlı, yakıcı ama zevkli, her şeyi içinde barındıran tuhaf bir rüya. Anlamı var mı diye sormadan yaşamışlardı belki de, yada yaşanılanın kendisi bir hayalden ibaretti aslında. Belli miydi? Değildi. Belirsizdi Timuçin. Senin için, onun için, herkes için. Artık uyanma vaktiydi. Gerçekçilik hayalin sonunda nasılsa seni bekliyor olacaktı.
Gözlerini açtı Kuzgun. Bu gece bilmem kaçıncı kez onu takip etmek adına derin uykularından uyanmıştı. Yine, yeniden. Ama yanındaydı işte. Burnunun dibinde yatıyordu. Güzel teniyle, hoş kokusuyla, küçük burnu ve bakır saçlarıyla. Buradaydı. Derin bir nefes aldı ve biran daha sokuldu ona. Baştan beri öldürmek istediği bu veledin kollarına böyle sokulmak isteyeceği kimin aklına gelirdi. O gitmesin diye ona sımsıkı sarılacağı. Olmuştu işte, nihayet delirmişti.
Ayaz'a gitmesine müsaade etmeyecekti. Kendisinin olan şeylere başkalarının dokunmasına izin veremezdi. Vermeyecekti. Bunun adının ne olduğu önemli değildi. Dün gece onu kollarına alıp saatlerce seviştikten ve tamamen kedisi ile doldurduktan sonra ne kendisi, ne de o gitmeye yüz gösterecekti. Bu sapkın bir esir almaydı belki, yada Kaan'ın ne hissettiğini anlamaya mı başlamıştı. Bilmiyordu. Umurunda değildi.
Kımıldayarak yavaşça gözlerini açtı Eren. Kuzgunun kısık gözlerini gördüğünde hızla nefes alıp vermeye başladı.
"Ne yapıyorsun öyle?"
"Seni izliyorum."
"Bu oldukça korkutucu." Dedi bakışlarını kaçırmak isterken Eren ve yavaşça gülümsedi Kuzgun.
"Beni korkunç mu buluyorsun, bu ne şeref."
"Kes dalgayı. Senden hep korktum ben." Diye itiraf ederken alt dudağını ısırdı. Bekledi Timuçin ve sordu.
"O halde neden üstüme gelmeye devam ettin? Niçin beni kendine bağımlı yaptın? Mazoşist misin Eren sen?"
Derin bir nefes alırken söyleyeceklerini tartıyor gibiydi."Senden korktuğum doğru." Dedi. "Ama ölümden korkmuyordum ben. İçinde yaşadığım, her gün ölümün soğuk nefesinin ensemde dolaştığını bile bile yaşamanın ne demek olduğunu bilemezdin sen. Bu oyuna intikam uğruna başladığımı biliyorsun." Diyerek bakışlarını yavaşça Timuçin'in gözlerine doğrulttu. "Bana gerçekten bakacağını yada dokunacağını tahmin etmedim. Param, adamlarım yada silahlarım yoktu senden intikam alabilmek için. Yalnızca kumar oynadım. Şansımı denedim. Başta tutmayacak gibi görünüyordu. Ama seni öptüğümde bana karşılık vermen ve zevk aldığını görmem. Bunlar işleri değiştirmişti. Seni bir erkeğe, yani kendime aşık edebilirsem ancak bu şekilde bana yaşattıklarının bedelini sana ödetebilirdim. İstiyordum. Kendinden nefret etmeni ve hayatını karartmanı görmek istiyordum. İyiden iyiye düşünüp bu oyuna devam ettim." Deyip sustu. "Beni mahvetmiştin. Ayaz'a nasıl yalvardığımı bilemezdin. Senin okuluna yazılmak için senin sınıfında olabilmek için. Hayatımda ilk kez ondan yardım istedim. Nasıl küçüldüğümü bilemezdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Saplantı (+18)
Genç KurguGünahlar ateşe dönüştü diye aşk özgürlükten vazgeçer miydi? O halde hangi bedende olduğunun ne önemi vardı? Lakin önemliydi işte. Derler ki: Uçsuz bucaksız bu gökyüzünün altında her birimiz küçücük birer kum tanesiyiz. O kadar varız ve dah...