Günahlar ateşe dönüştü diye aşk özgürlükten vazgeçer miydi? O halde hangi bedende olduğunun ne önemi vardı? Lakin önemliydi işte. Derler ki:
Uçsuz bucaksız bu gökyüzünün altında her birimiz küçücük birer kum tanesiyiz. O kadar varız ve dah...
Merhabalar, yine ben..:P yeni bölümü geciktirmeden geldim..:D paylaştığım romantik slow parçalarıyla okumanızı öneririm keyifli okumalar efenim..:))
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çok sıcak. Bu kadar sıcak mıydı bu adam?
Başı dönüyordu Alper'in ama gözleri yalnızca boşluğun gidişatını izliyordu. Acının derilerinden girip derinlerine dek işlediğini ve onu kavuran o cehennem ateşlerinde küle çevirene dek yaktığını var sayarsak, geleceğe dair umutlarını yitirdiğine de şaşmamak gerekirdi.
Üzerindeki bu yabaninin çıplak bedenini hissettiğinden beri doğru ve yanlışları onu içine çekerek eritiyor, yavaşça bir kabuğa dönüştürüyordu. Gözleri onu görmüyordu Alper'in. Üzerine yerleşmeye çalışan bu nefesin bedenini çürütmeye başladığından haberi yoktu.
Böylemi hissediyordu Eren? Tıpkı bu şekilde mi? Bir çıkmazın içinde bocalamayı kestiğinde içinde kalan bir ölüyü mü taşıyordu yani? Yoksa bununla başa çıkmayı öğrenmiş miydi? Zevk alıyor muydu gerçekten? Hoşlanıyor muydu? Böyle olsun istememişti Alper. İlk deneyimini böyle bir ortamda bu şartlarda yaşamak istememişti. Kendisine sarılan bu kolların, sevdiği birine ait olmasını istemişti. Canını yakacaksa o yaksın. Zevk verecekse o versindi. Bir başkası değil.
&
Çok sıcak.
Bu kadar sıcak mıydın Sarışın? Vücudun bu kadar yumuşak mıydı? Daha sert olman gerekmiyor muydu? Böylesine güzel görünürken gözlerime nasıl olur da bırakmamı istersin? Öylesine zevk alırken nasıl olur da gitmek istersin? Dokunuşların, kokun, nefesin, sesin... Her biri öylesine baştan çıkarıcıyken, sen. Sen nasıl olur da böylesine anlamsızca bakabilirsin... Hadi söyle, bunların birer yalandan ibaret olduğunu söyle. Hissetmediğini, istemediğini. Hepsi yalan Alper. Bu anın dışında kalan Her şey yalan. Tek gerçek sensin.
&
Tutsak alındığı o deponun içindeki eski koltuğun üzerine yatırmıştı Alper'i Kaan. Onu tamamen soymuş ve yaklaşık dört saat boyunca deponun içinde yankılanan sesini dinlemişti. Ve şimdi tam iki bacağının arasına yerleşip kollarını onun iki tarafına dayamış yüzünü izliyordu. Ancak Alper kendisine bakmıyordu. Dudaklarını aralamış nefes almaya çalışırken öylece tavanı izliyordu.
Yaklaşık beş dakika kadar öylece beklediler. Alper ses çıkarmadan durmuş boşluğu izlerken Kaan yalnızca ona bakıyordu. Çıplak bedenini Sarışına sürterken tekrar içine girmek istiyor, yüzünün o çaresiz halini izlerken, sesini dinlemek, vücudunu zevkle titretmek istiyordu.
"Sarışın... Öylesine güzelsin ki, seni bütünüyle yutabilirim." Derken sağ eliyle bacağını okşamaya başladı ve başını boynuna gömerken de parmaklarıyla okşadığı yeri tırmalayıp sıktı.
