Bölüm 2

7.3K 241 15
                                    

"1 hafta sonra okullar açılıyor zaten."

"Okan yeteri kadar moralimizi bozdun zaten. Sus gırtlağını sıkarım."

"Vahşi kedi Deniz. Vuh-"

Sözünü bitirmeden dirseğimle Okan'ın karın boşluğuna vurdum. Ama hak etti. Merve kahkaha atmaya başladı. Elimi Okan'a uzatarak kalkmasına yardım etti. İşaret parmağını bana doğru sallayarak

"Bunu bir daha sakın yapma. Ölebilirdim."

"Sadece nefesin kesilir Okan abartma."

1 hafta sonra okullar açılıyordu ve ben daha hazır değildim. Aslında tatilin bitmesine hazır değildim. Neden tatiller sonsuza kadar sürmez ki ?

Kahvelerimiz masaya gelince iki elimin arasına alıp soğuması için üfledim. Hiçbir yararı olmuyordu ama alışkanlık olduğu için yapma gereği duyuyordum.

Akşama kadar kafede oturup sohbet etmiştik. Tabi arada tartışmalar da vardı. Masadan telefonumu alıp ayağa kalktım. Okan ve Merve sorar gözlerle bana bakıyordu.

"Geç oldu gitsem iyi olucak. Dayım merak eder."

"Bekle kahvem bitsin ben seni eve bırakırım."

"Hiç ama hiç gerek yok ben giderim Okan."

Okan kafasını sallayarak ayağa kalktı ve sarıldık. Merve ile de vedalaştıktan sonra yavaş adımlarla kafeden çıktım. Temiz havayı içime çektim ve eve doğru gitmeye başladım. Evimiz biraz kafeye biraz uzaktı. O yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. Otobüs durağına doğru ilerlerken telefonumun çalmasıyla yerimde sıçramam bir olmuştu. Duraktaki çocuk bana bakarak kahkaha atmaya başladı. Çok mu komik ? Bir an boşluğuma geldi. Ne var bunda ? Sinirli bir şekilde çocuğa bakıp telefonumu cikardim.

"Efendim dayı ?"

"Nerdesin Deniz ? Saat kaç oldu farkında mısın ?"

Evet her zaman böyleydi. Başıma bir iş gelmesinden korkuyor.

"Otobüs durağında bekliyorum dayı."

"Özgür abin seni almaya gelicek yerinde kıpırdama sakın ve itiraz etme. Hava karardı bile."

Ve suratıma telefon kapatılır. Güneş daha yeni batıyordu ki ne kararması. Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verip oturdum. Ellerimi bağlayıp öylece arabaları izlemeye başladım.

Arabalardan nefret ederdim. Küçükken araba gordugum de hep lastiklerine tekme atıyormuşum. Dayım hep öyle söylerdi. Hala da sevmiyorum ama yapicak birseyim yok. Annem ve babam öldüler. Ve bir daha asla geri gelmeyecekler.
Omzumda hissettiğim bir elle gene yerimde sıçradım. Elin sahibine baktığımda az önce bana gülen çocuk olduğunu gordum.

"Çok korkaksın." diyerek alayla güldü.

"Korkak değilim. Boş anıma geldi."

"Neyse ne beni ilgilendirmiyor. Sanırım biri seni bekliyor." kafasıyla karşıyı gösterince araba da oturan Özgür abiyi gordum.

Hemen ayağa kalkarak Özgür abinin yanına gittim. Kollarını açarak bana sıkıca sarıldı.

"Nasıl da özlemişim ben meleğimi."

"Bende seni çok özledim Özgür abi."

"Hadi eve gidelim. Evde seni bekleyen kızgın bir dana var."

Dayıma böyle hitap etmesi komiğime gelmişti. Dayım ve Özgür abi çok yakın arkadaslardı. Ben ve Merve gibi.
Kafami sallayarak arabaya bindim. Camı açarak durağa baktım. Ama çocuk gözden kaybolmuştu. Derin bir nefes alarak emniyet kemerimi taktım.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin