Bölüm 49

1.6K 64 1
                                    

1 AY SONRA

Yatakta kıpırdanarak elimle Çınar'ı yokladım. Her zamanki gibi işkolik olan kocam işe gitmişti. Saate bakarak yataktan kalktım ve banyoya girdim. Kısa bir zamanda çıkarak kiyafetlerimi değiştirdim. Mutfağa ilerleyerek kahve yapmaya başladım. Evliliğimiz çok güzel geçiyordu. Tabi daha bir ay olduğu için şuanda 'canım ,cicim' dönemindeydik.

Kapı çalınca kafamı kaldırarak derin bir nefes aldım. Karşımda gördüğüm kişiler ile gulerek kenara çekildim. Umut ,Okan ,Merve ve benim güzeller güzeli yeğenim.

"Hoşgeldiniz."

Hepsi ile sarılıp mutfağa ilerledik. Umut elindeki simit posetini tezgaha koyarak "Çınar başkanın emri."

Kıkırdayarak çay yapmaya başladım. Çınar her evde yanlız kaldığım zaman dördünü arıyor ve bize davet ediyordu. Alışmıştım bu duruma. Eylül'ü kucağıma alarak bir güzel mıncırdım. Küçük elleri ile boynuma sarılınca bende ona sıkıca sarıldım.

"Hayatım ,Umut ve Eylül'ü alıp salona gider misin ?"

Okan boş gözlerle bir bana bir de Merve'ye baktı.
"Yenge ben tek başıma giderim." Umut küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzerek omuz silkti. Okan alnımı öpüp kucağımdaki Eylül'ü alarak Umut'un elini tuttu.
"Gel oğlum sen ,kocaman ev kaybolursun falan."
Umut sırıtarak Okan'ın elini tuttu ve mutfaktan çıktılar.

Merve'ye dönerek kaşlarımı kaldırdım.
"Evet ?"

Merve derin bir nefes alarak masada olan kurabiyelerden birini ağzına attı.
"Okan ile kavga ettik."

Sandalyeyi çekerek yanına oturdum. "Neden ?"

Üzgünce dudaklarını büzerek "Eski hayatımı özlüyorum dedi."

Baba olduğu için bu ağır tempo ikisini de yormustu. Elimizden geldiği kadar onlara yardımcı oluyorduk ama işe yaramıyordu.

"Nasıl dedi ?"

"Gene tartışıyorduk. Bu bağırdı bana 'Eski hayatımı özlüyorum ,bebek ile çok yoruluyorum ,sende beni çok yoruyorsun.' falan filan dedi."

Okan böyle birşey demezdi. Yani benim bildiğim Okan asla Merve'ye veya kızına böyle seyler söylememliydi.

"Tabi bende ona şey dedim..."

"Ney ?" diyerek tip tip bakmaya başladım.

"Hiç iyi bir baba değilsin."

"Yuh Merve ! Denir mi böyle ?! Sana çocuk yardım etmek için babası ile tartıştı. Helâk ediyor çocuk kendini ,sen bir olaydan dolayı bunu diyemezsin."

Dediğim gibi de olmuştu. Okan sinirlendiği için bunları söylemişti. Ben kardeşimi tanıyorum.

"Özür dilerim.." gözyaşlarını tutamayarak ağladı. Tabi bende dayanamayarak ona sarıldım. Sırtını sıvazlayarak "Şşş tamam hadi git kocanın gönlünü al."

Gözyaşlarını silerek burukca gulumsedi ve içeri geçti. Bende ayağa kalkarak omzumu kapının eşiğine koydum. Umut ,Eylül'ü 'uçak' yaparken Okan ikisine bakarak gülüyordu. Tabi Merve içeri girince Okan sinirle ona baktı. Merve hemen yanına geçerek kocasının koynunana girdi. Okan ilk saniyeler soğuk davranmıştı ama şimdi ise sıkıca eşine sarılıyordu. Derin bir iç çekerek mutfağa ilerledim. Hepsi çocuk bunların. Gerçi onlardan benimde bir farkım yok.

"Yenge ?"

Umut'un sesiyle sıçrayarak açık olan dolaba başımı çarptım.

"Aha Çınar başkan karısını korktuğum için öldürücek beni. İyi misin yenge ?!"

Kulağımın dibinde çığırınca kendime engel olamayarak ağzına vurdum. Kucağından Eylül'ü alarak ona baktım.
"Yav niye vuruyorsun ?"

Kolunu cimcikleyerek "Sus ,hala konuşuyor bak."

Umut dudaklarını büzerek masaya oturdu. Bana tekrar bakarak yalandan burnunu çekti ve olmayan gözyaşlarını sildi. Kıkırdayarak Eylül'ü kucağına verdim ve sarı saçlarını karıştırdım. Güldü ve Eylül ile oynamaya başladı.
Çifte kumruları da çağırarak hep birlikte güzel bir kahvaltı etmeye başladık.

***

Okan rahatsızca yerinde kıpırdanarak tip tip Dumana bakmaya başladı. Duman bir bana bir de kucağımdaki Eylül'e bakıyordu.

"Bak bu kedinin bakışları bakış değil."

Gözlerimizi kısarak Dumana bakmaya başladık. Umut yanıma gelerek kucağımdaki Eylül'ü yere bıraktı. Eylül kendi ayağına vurarak kıkırdıyordu.
Duman yavaşça Eylül'ün yanına gelerek tam önünde durdu. Okan ,Eylül'ü almak için hamle yapacağı sırada Merve onu durdurdu.

"Deniz kızıma birşey olursa kedini keserim."
Okan'a bakarak gözlerimi devirdim. Duman yavaşça patisini kaldırarak Eylül'ün kafasına dokundu. Eylül de ona bakarak küçük eliyle Dumanın burnunu tuttu. Bizimkilere baktığımız dikkatle ikisini izliyordu. Eylül ayağa kalkacağı sırada Duman üstüne atlayarak onu devirdi ve ardından kaçarak merdivenlerden çıkmaya başladı.

"Lan çocuk gitti." Umut Eylül'ü kaldırırken Okan Dumanın arkasından koşmaya başlamıştı. Ayağa kalkarak bir ağlayan Eylül'e bir de yukarıda bağıran Okan'a baktım. Koşar adım merdivenlere çıkarak onu takip ettim. İlk defa evimin bu kadar büyük olmasına lanet ederek ,koridorun sonundaki Okan'a baktım.

"Ne yapıyorsun ?"

Duman köşeye sinmiş Okan'a bakıyordu ve tıslıyordu. Okan ensesinden tutup tam havaya kaldıracağı sırada kedi daha önce davranmıştı. Okan'ın yüzüne atlayarak bildiğin hava da uçarak yanımdan geçip gitti. Ağzım açık Dumana baktım. Tüylerini temizleyerek başka bir odaya girdi. Okan ise yüzünü kapatmış yerde yatıyordu.
Elinden tutarak kaldıracağım sırada durmamı söyledi.

"Sanırım kuduz oldum." kahkaha atarak yanına oturdum. Yüzüne bakınca alnının tam ortasında çizik görünce kendimi tutamayarak kahkahayı bastım.

"Çok komik Deniz ! Bana burada bir yaratık saldırıyor -üstelik kızıma da ,sen gülüyorsun. Tüh sana !"

"Tamam ,tamam gel hadi." diyerek onu yerden kaldırdım ve banyoya ilerledim. Yüzüne bant yapıştırarak aşağı indim. Okan bir anda merdivenin başında durunca ona çarparak bende durdum.

Eylül ,Dumana kendi diliyle birşey anlatıyordu ve Duman da patileri ile onun boğum boğum olan kollarını okşuyordu.

"Kızın bu durumdan hoşnut." diyerek yanında geçtim ve koltuklara oturdum.

***

Bizimkiler gidince kocaman evde tek başıma kalmıştım. Çınar da geç gelicekti. Sıkıntıdan evi kaç defa turladığımı hatırlamıyordum. Sonunda kendime kahve yaparak ,battaniye aldım ve deniz manzaralı bahçeye çıktım. Salıncağa oturarak kahvemi içmeye başladım. Hava soğuk olmasına rağmen önümde eşsiz bir manzara vardı.

"Deniz ?!"

Çınar'ın sesini duyunca çığlık atarak üstüme kahveyi döktüm. Çınar beni gorunce koşarak yanıma geldi ve ellerimi tuttu.

"Yanıyorum !" diye bağırınca kahkaha atarak "Söndürürüm !" demesi daha çok kızarmama sebep olmuştu. Beni kucağına alarak odaya çıktı. Kıyafetlerimi çıkartarak direk banyoya gittim ve bacaklarıma soğuk su döktüm. Biraz da olsa rahatlamıştım. Çınar kapının eşiğine omzunu koyarak bana hayran hayran bakıyordu.

"Ne ?" diyince yanıma gelerek eline havlu aldı ve vücudumu sarıp sarmaladı. Beni kucağına alarak giyinme odasına götürdü.
Dolabın kapağını açarak bordo renginde vücuda yapışan bir elbise çıkartarak elime verdi.
"Hadi giyin ,yemeğe çıkalım."

Basımı sallayarak hızlıca giyindim. Odaya tekrar gelince Çınar düğmelerini iliklemeye çalışıyordu. Gülümseyerek yanına gittim ve düğmelerini ben iliklemeye başladım. Ellerini belime koyarak fermuarımı açtım.

"Ne yapıyorsun ?" sesim güçsüz çıkmıştı. Üstüme gelerek beni yatağa düşürdü.

"Yemek olarak seni yemeyi düşünüyorum." dedi ve dudaklarıma yapıştı.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin