Bölüm 15

2.7K 108 2
                                    

Sinirle Okan'a baktım.

"Afedersin ama niye götümün dibinden ayrılmıyorsun Okan ?"

Okan sırıtarak bana bakıp yanaklarımı mıncırdı.
"Sen küfür etme Mavi. Hiç yakışmıyor ayıp."

Yana kayarak Okan'ın yere düşmesini sağladım. Okan büyük bir iniltiyle yere dusup tip tip bana baktı. Hak etti.
Merve elinde kahve tepsisini bırakıp ellerini beline koydu.
"Acaba bugün niye siz çok kavga ediyorsunuz ?"

Okan yerden kalkıp Merve'nin dudağının kenarını öptü.

"Deniz yapıyor hepsini."

Sinirle ayağa kalkarak elimi masaya vurdum.

"Ciddi misin sen ? Sabahtan beri yanımdan ayrılmayan sensin. Tuvalate gidicem dedim bekle beni birlikte gidelim deyip ,bütün kızları tuvaletten çıkartıp içerde beni bekleyen sensin. Sınıfta biri soru sormak için omzuma dokununca çocuğun kolunu burkan sensin. Müdürlük oldun hala banane diye geziyorsun ortalıkta. Ya sizin dayimla amacınız ne ? Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz ?"

O kadar çok bağırmıştım ki boğazım çok acımıştı. Kantindeki bütün öğrenciler ve öğretmenler bize bakıyordu. Okan sinirle ayağa kalkarak sandalyeyi devirdi.

"Amacımız seni korumak aptal."

"Beni neyden koruyorsunuz Okan ?"

Okan beni küçük dusurucu bir bakış atarak kantinden ayrıldı. Sinirle inleyerek masada duran çantamı aldım. Koşarak okuldan çıkıp sahile indim. Biraz yanlız kalmaya ihtiyacım vardı.

Boş bulduğum banka oturarak bağdaş kurdum.
Son günlerde dayım ciddi anlamda değişmişti. Sanki her an başıma birşey gelicekmis gibi davranıyordu. Beni sıkıp bunaltıyordu. Onun üstüne yetmedi bir de Okan'ımız çıktı.
Sertçe ensemi ovarak gözlerimi kapattım.
Derin derin nefes almaya başladım. Denizin kokusu beni bir nevi sakinleştiriyordu.

Yanıma birinin oturmasıyla irkilip oturan kişiye baktım. Gözleri benim gozlerime odaklanarak bana gulumsedi. Tam kalkıcakken beni kolumdan tutup oturmami sağladı.

"Amacın ne ?"

Dislerimin arasından tıslayarak konuşmuştum. Çocuk alayla bakıp elini kolumdan çekti.

"Sadece konuşmak için oturdum. Sana meraklı değilim."

"Bana meraklı değilsen niye benimle konuşuyorsun ?"

Çocuk sertçe kafasını bana çevirip gözlerimin icine baktı. Ürkütücü bir bakıştı bu.

"Çok konuşuyorsun."

Sakin olmak için sahile inmiştim ama keşke okulda kalsaydım. Bu çocuk kimdi bilmiyordum ama beni sinir ettiği açıkça belliydi.

"Ben Melih."

Çocuk konuşunca bakışlarıma ona çevirdim. Tekrar denize bakınca çocuk sinirle soludu.

"Adın ne ?"

"Sana ne ?"

"Soruma soruyla karşılık verme."

"Senden emir alıcak değilim."

"Çok hırçınsın."

Oflayarak çantamı koluma takip yavaşça kalktım. Çocuğun güldüğünü çıkardığı seslerden anlayabiliyordum.

"Tanıştığımıza memnun oldum Deniz."

Vücudum kas katı kesilmişti. Adımı nerden biliyordu ? Hızlı arkamı döndüm ama gördüğüm tek şey boş bir banktı. Çocuk kaybolmuştu. Etrafima bakarak onu aradım ama bulamadım. Ah hiç uğraşmaya gücüm yoktu. Eve gidip uyumak istiyordum.

Sürüne sürüne eve ulaştığımda cantamdan anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım. Kapıyı ayağımla kapatıp montumu cikardim. Asınca koşarak odama ilerledim. Dayım evde yoktu. Ama gene de odasına bakmak için odamdan çıkıp onun odasına girdim.
Penceresi açıktı ve perde rüzgârdan süzülüyordu. Dayım asla pencereyi açık unutmazdı.
Pencereyi kapatmadan önce aşağı baktım. Pencerenin önünde çamurlu ayak izleri vardı.
Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatıp titreyen ellerimle pencereyi kapattım. Arkamı dönmek istemiyordum. Sanki biri arkamdan gelicekmiş gibi içime his doğmuştu. Gözlerimi kapatarak arkamı döndüm. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Derin bir nefes alarak sakinlesmeye çalıştım. Etrafta kimse yoktu. Dayım unutmuş olabilirdi. Ama niye çamurlu ayak izleri vardı ?

Telefonumun çalmasıyla yerimde sıçrayarak odadan çıktım. Koşarak odama ilerledim. Telefonu elime alarak arayan kişiye baktım. Özel numara arıyordu. Arkamı döndüğümde çığlık atmak istedim ama adam eliyle ağzımı kapattı. Yüzünde maske olduğu için göremiyordum.

"Simdi sessizce evden cikicaz tamam mı ? Sesini çıkartırsan seni öldürürüm."

Kafamı tamam anlamında sallayıp odadan çıktık. Kolumu sıkıca tutuyordu.
Hadi Deniz birşey yap !

Adamın ayağına çelme takip elinden kurtularak koşarak merdivenlerden inmeye başladım. Adam hızla ayağa kalkıp beni belimden tutup fırlattı. Başımı masaya vurunca gozlerim kararmaya başladı. Uyuşukluk bütün vücudumu yavaşça ele geçiriyordu. Gozlerim tamamen kapanınca kendimi karanlığa teslim ettim.

EGE

"Anladın mı Çınar ?"

"Anladım Ege abi. Deniz'i merak etme. Korumalarla gizlice takip ettiririm."

"Aferin koçum."

Elimle omzunu oksayarak ayağa kalktım. Birşey demeden Çınar'ın ailesinin şirketinden çıkıp arabama atladım.
Telefonumu çıkartıp Deniz'i aradım ama açmıyordu. Bu kız beni birgün sinirden öldürecekti. Aynı annesine yani ablama benziyordu. Hırçın ,kıskanç ,sinirlenince tam sinirlenen ama bir o kadar da neşe kaynağı ,mutluluk veren.
Tekrar Deniz'i aradım. Gene cevap vermiyordu. Okan'ı arayıp açmasını bekledim.

"Efendim Ege abi ?"

"Okan Deniz nerde ? Yanındaysa versene."

"Şey abi Deniz gitti."

Sinirle direksiyonu sıktım.

"Nereye gitti Okan ?!"

"Ege abi bilmiyorum. Tartıştık. Biraz iş çevirdiğimizi anladı eve gitmiştir."

Cevap vermeden suratına kapatıp hızla eve gittim. İçimde korku hissi vardı. Aniden frene basıp arabadan çıktım. Anahtarı çıkartıp kapıyı açtım.
"Deniz !"

Ses seda yoktu. Salona ilerledigimde göğsüme bir anda bıçak saplandı. Nefes alamamaya başladım.
Deniz kanlar içinde beyaz halının üstünde yatıyordu.

"Deniz ! Deniz uyan !"

Omuzlarından tutup Deniz'i sarsmaya başladım. Kafasını tutarak nefes alıyor mu diye kontrol ederken elim kan olmuştu. Yavaşça sırt üstü yatırıp kafasına baktım. Çok kan vardı ve ben nefes alamıyordum. Hızla Deniz'i kucağıma alıp evden çıktım.

Benim meleğim kanlar içinde kucağımdaydı.
Arka koltuğa yavaşça yatırarak Deniz'i koydum. Koşar adım sürücü tarafına geçip arabayı çalıştırdım. O kadar hızlı kullanıyordum ki arabaları acayip görüyordum.

Hastaneye gelip

"Sedye getirin çabuk !"

Doktorlar koşarak denizi sedyeye koydular.

"Nabız atışı çok düşük. Çok kan kaybetmiş. Hemen ameliyathaneyi hazırlayın."

Doktorun söylediği şeyler beynimi vurup geçmişti. Ameliyat hanenin kapısının önünde öylece durup baktım. Yavaşça duvarak giderek çöktüm.

Gözyaşlarımdan herşey buğulu görmeye başladım.

Benim meleğime bunu yapanı ödeticektim.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin