Bölüm 40

1.6K 63 1
                                    

Tuzu elime alarak yemeğin üstüne serpmeye başladım.

"Tuzu verir misin ?"

Güney'in rahatsız edici sesini duyunca derin bir nefes aldım. Okan hızla elimden tuzu alarak Güney'in önüne doğru attı. Güney usta bir şekilde tuzu hiç dökmeden tutarak bize bir bakış attı. Ben olsam o tuz şimdi yerde olmuştu.

Yemeğimle oynayarak gözlerimi kapattım. Hiçbirşey yemek istemiyordum. Hatta midem bulanıyordu. Sırtımı sandalyeye yaslayarak insanlara baktım.

"Birşey mi oldu ?"

Merve endişeli ses tonuyla bana baktı. "Yok hayır sadece iştahım yok."

Kafasını sallayarak yemeğine devam etti. Emin hoca görüş alanıma girince huzursuzca yerimde kıpırdandım. Bana doğru gelmesi de harikaydı.

"Deniz'cim lobiye seni çağırıyorlar. Arkadaşların gelmiş."

"Kim hocam ?"

"Bir fikrim yok."

Omzuma hafifçe dokunarak yanımdan ayrıldı.

Bıkkınlıkla ayağa kalkarak yemek salonundan çıktım. Otel gerçekten çok büyüktü. Kaybolma isteğim oldukça yüksekti. Lobiye girince görevli kıza doğru gelerek elimi masaya koydum.

"Arkadaşlarım varmış benim."

Kurduğum harika cümle ile resepsiyon daki kız bana gulerek arkamı gösterdi.

Arkamı dönünce kollarımı göğsümde birleştirdim. Şaka mi yapıyordu ?

"Benimle gelir misin ?"

Güney'e bakarak gözlerimi devirdim. Bu çocuk az önce masada oturuyordu ne ara böyle birsey yaptı anlamış değilim.

"İnsanca söyleyenilirdin niye lobiye çağırdın ?"

Omuz silkerek dudağını büktü "Gösterileri severim."

Yanından geçip giderken kolumu tutması bir olmuştu. Sinirle kolumu kendime çekerek "Ne yapıyorsun !?"

"Deniz insanca gel konuşucaz."

"Ne hakkında ?"

"Benimle ilgili kızım."

Kafamı sallayarak peşinden gittim. Neden böyle birşey yaptığımı bende bilmiyordum. Okan bizi görse çok kötü şeyler olabilirdi. Onu geçtim Çınar bunu öğrense asıl çok kötü şeyler olabilirdi.

Gölün kenarına gelince durdu. Aramda tren gecicek kadar mesafe bırakarak yüzüne baktım.

"Sen ciddi misin ?"

"Ne ?"

Gulerek eliyle mesafeyi gösterdi.
"Yemem seni merak etme."

"Konuşmayacaksan gidiyorum."

"Tamam. Tamam sustum."

Gölün kenarına giderek temiz havayı içime çektim.

"Aynı çocuk zamanındaki gibi hareketlerin var."

Bu çocukluğumu nerden biliyor ? Ona bakarak kaşlarımı çattım.

"Derken ?"

Bana bir bakış atarak toprağın ustune oturdu.
"Aslında biz tanışıyoruz."

"Kelime oyunlarını bırak Güney. Açık konuş. Ne diyorsun ?"

Lafı dolandırmasına gerek yoktu. Sinirle ona bakarak ellerimi montumun cebine koydum.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin