Bölüm 43

1.6K 68 1
                                    

Seda ablanın yanına giderek oturdum. İkimizde dayımı seyrediyorduk.
"Sence de hareketlerinde bir gariplik yok mu ?"

Kafamı sallayarak ona katıldım. Son hafta da ne eve geliyor ne de bizimle ilgileniyordu. Seda ablayı bile görmüyordu. Sertçe kum torbasına tekmeğini geçirerek yere oturdu. Nefesini düzelterek ikimize baktı. Gülümseyerek ayağa kalkıp Seda ablanın saçını öptü ve elinden tutup soyunma odasına götürdü. Hayretler içinde onu izledim. Bana şimdi neden böyle davranıyor ki ?

Çantamı dayımın odasından alarak spor salonundan çıktım. Gerçekten çok sinir verici hareketleri vardı. Sahile geldiğimde kendime simit alarak yemeye başladım. Karnımı doyurarak sırtımı yasladım. Sınav çok yaklaşmıştı ve ben neredeyse hiç çalışmamıştım. Sınavdan hemen sonra da düğünüm olacaktı. Elimdeki yüzüğe bakarak guldum.
Biraz daha oturup eve geldim. Çantamı salona fırlatarak mutfağa yöneldim. Dayıma yemek hazırlamak istiyordum. Patatesleri doğruyarak fırına verdim. Mercimek çorbasını çok sevdiği için onu hazırlamaya başladım. Köfteleri kızartarak sofrayı hazırladım. Üstüm yağ koktuğu için güzel bir duş alıp eşofmanlarımı ustume geçirdim. Kapı sesi duyunca telefonumu elime alıp heyecanla aşağı indim. Dayım sofraya bakarak kaşlarını catıyordu. Beni gorunce kollarını önünde bağlayarak "Bu ne ?"

"Şey ben sana yemek hazırladım."

Dayım montunu çıkartarak koltuğa attı. Elini beline koyarak kafasını salladı.

"Aç değilim."

Hayal kırıklığı ile onu süzdüm.
"Ben dışarı çıkıcam. Geç gelebilirim."

Omzuma hafifçe çarparak yukarı çıktı. Ben ise hala masanın başında dikiliyordum. Aşağı inerek kapıya gitti. Kapının önünde durarak bana bir bakış atıp kapıyı çarptı. Gozlerim dolarak sandalyeye oturdum. Bana neden böyle davranıyordu ?
Sinirle masanın örtüsünü çekerek bütün tabakların yere düşmesini izledim. Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Merdivenin başına oturarak alnımı ovaladım.
Hızlıca yerimden kalkarak dışarı çıktım. Seri adımlarla Çınar'ın evine gitmeye başladım. Üstüme birşey almadığım için donmuştum.
Sonunda eve geldiğimde kapıyı çalarak beklemeye başladım.

"Umut kapıya bak !"

Sesini duyunca gene gözyaşlarımı tutamamıştım.
"Hep Umut anasını satayım."

Umut kapıyı açmasıyla şok olması bir oldu. "Y-yenge birşey mi oldu ?"

Elimin tersiyle yüzümü silerek zoraki gülümsedim. Çınar koşar adım merdivenlerden inerek bana baktı. Hemen yanıma gelip sarıldı. O sarılınca gözyaşlarımı iyice serbest bıraktım.

"Ben sizi yanlız bırakayım."

Umut tebessüm ederek evden çıktı.
"Kim ağlattı seni ?"

Elimin tersiyle gözlerimi silerek koltuklara ilerledim. "Hiç kimse !"

"Deniz ! Söyle !"

Öyle bir bağırmıştı ki kulağım çınlamıştı. Dayım ile sorunlarımızı anlatıp dizlerimi kendime çektim. Elini çenesinin altına koyarak düşünmeye başladı. Kafasını kaldırarak gözlerini bana sabitledi.
"Canı sıkkındır ,bebeğim. Boşver sen onu."

Yanıma gelerek beni kolunun altına aldı. Çenemden tutarak kendi yüzüne döndürdü. Dudağımı öperek derin bir nefes aldı.
"Uyuyalım mı ?"

Başımı salladığımda beni çevik bir hareketle kucağına aldı. Gülerek kollarımı boynuna doladım. Sırtım yumuşak zemine değince ona yer açtım. Yanıma kıvrılarak kafasını göğsüme koydu. Kollarıyla belimi sıkıca kavrayarak sarıldı. Saçlarını öpüp ,gözlerimi kapattım.

***

Kırılma sesi gelince yerimde kıpırdanarak gözlerimi açtım. Çınar hala uyuyordu. Yavaşça kollarından ayrılarak başını öptüm ve odadan çıktım. Mutfağa ilerleyerek Umut'a baktım. Beni görünce korkarak göğsünü tuttu. Sonra ise gülerek
"Yenge korkuttun."

"Gene neyi kırdın ?"

Dudaklarını büzerek başını yere eğdi. Küçük bir çocuktan farksızdı. Yere baktığımda tabağın kırıldığını gördüm.

"Ya ben şey size kahvaltı hazırlamak istedim ama gene herşeyi batırdım."

"Tamam sorun yok. Sen elini yıka bende buraları halledeyim."

Kafasını sallayarak mutfaktan çıktı. Büyük cam parçalarını toplayarak çöpe attım. Süpürerek yerleri temizledim. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkartarak masanın üzerine yerleştirdim. Çay koyarak tekrar buzdolabına ilerledim. Yumurtaları alarak güzelce menemen yaptım. Umut mutfağa tekrar geldiğinde ağzı yere kadar açıldı.

"Sen. Sen ne ara bunları yaptın ? Vay be Çınar yaşadı."

Tebessüm ederek "Hızlı hareket ediyorum."

Umut gulerek masaya oturdu. Bende Çınar'ı uyandırmak için mutfaktan çıktım. Tabi çıkmam ile duvar gibi bir göğse çarptım.
Burnumu tutarak yere eğildim.

"Deniz iyi misin ?" kendini gulmemek için zor tutuyordu. Sesinden açıkça anlaşılıyordu.

"Ya bu göğsün burnumdan ne istiyor Allah aşkına ?"

Çınar kahkaha atarak bana sarıldı. Burnumu öperek elimden tuttu. Mutfağın kapısından girince birden durdu.

"Uzun zamandır böyle bir kahvaltı görmedim."

Umut ağzında ki yemekleri saçarak "Bende abi."

"Pis herif." diyerek masaya oturdu. Bende yanına oturarak güzel bir kahvaltı yaptık.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin