Bölüm 44

1.5K 66 1
                                    

Çınar salona gelerek hırkasını omzuma koydu.
"Üşüme  sonra ben bakmak zorunda kalıyorum. Böyle sümüklü sümüklü gezme."

Omzuna vurarak kapıyı açıp dışarı çıktım. Oda kapıyı kilitleyerek elini uzattı. Hızla elini tutarak yürümeye başladık.

"Bir ay sonra sınav var."

Başımı sallayarak "Maalesef."

"İstersen biraz çalış he bal ?"

"Ya Çınar , sınavdan konu mu açılır?"

Çınar gülerek belimi tutup alnımı öptü. "Tamam birşey demedim."

Sahile geldiğimizde etrafa bakındım. Merve ve Okan daha gelmemişti.
Yaklaşık on dakika daha bekledikten sonra Merve'nin penguen gibi yurudugunu gördüm. Doğuma çok az bir zaman kalmıştı. Ve bu hali çok tatlıydı. Kollarını öne uzatarak bana sarılmaya  çalıştı ama göbeğinden dolayı doğru düzgün sarılamamıştık. Merve'den ayrılarak Okan'a sarıldım. Belimi sıkıca sararak sarıldı. Ondan ayrılıp  Çınar'ın elini tuttum. Banka oturarak sohbet etmeye başladık.

"Belim kopucak."

Merve sırtını dikleştirip oturmaya çalıştı. Baya bir kilo almıştı ama o bunu dert etmiyordu. Okan elini sırtına koyarak oksamaya başladı. Merve biraz rahatlayarak banka yaslandı.

"Bence bize gidelim hem Merve de rahat oturur."

Çınar'a katılarak ikisine baktım. Onlar da kabul ederek eve doğru gittik.

***

"Merve geç salona ben hazırlarım."

Merve umursamadan dolaba uzandı. Birden inleyerek iki büklüm oldu. Elimdeki bardağı tezgaha koyarak hemen yanına gittim.

"Ben sana ne dedim ?! İnsanı dinle !"

Gözleri dolarak bana bakmaya başladı. "Özür dilerim." dedi ve karnını oksamaya başladı. Yüreğim ağzıma gelmişti. Gerçekten çok korkmuştum.

"İçeri çabuk."

Koluna girerek onu salona getirdim. Okan hızla ayağa kalkarak kucağına aldı. Bana bakıp başını salladıktan sonra koltuğa yatırdı. Çınar bana yardım etmek için mutfağa gelmişti.

"Merve de bir acayiplik var."

Çayları koyarak ona baktım. "Ne gibi ?"

Omuzlarını silkerek dudaklarını büzdü. "Bilmiyorum ama her an bizi öldürücekmiş gibi geliyor."

Gülerek dudaklarına öpücük bıraktım. Arkama geçerek belimden sarıldı. Çayları koyup kurabiyeleri de tabaklara yerleştirdikten sonra  Çınar benden ayrıldı. Salona girdiğimizde Merve ortalıkta yoktu.

Tepsiyi sehpaya koyarak Okan'a baktım.
"Merve nerede ?"

Bakışlarını bana sabitledi. Stresli bir hali vardı. Bugün bu ikisine ne olmuştu böyle ?

"Sanırım kusuyor."

Başımı sallayarak ayağa kalktım. Banyonun kapısını açarak elini yüzünü yıkayan Merve'ye baktım.
Beni aynadan görünce yerinde sıçrayarak elini kalbine koydu.

"Hamile bir bayana böyle sinsice yaklaşma demediler mi sana ?"

"Özür dilerim ,hamile bayan. Bir daha olmaz."

Kıkırdayarak tekrar elini yüzünü yıkadı. Yanıma gelerek "Bugün çok acayip."

"Evet belli birşey oluyor."

"Kasıklarıma dehşet bir ağrı giriyor."

Kafamı sallayarak ona sarıldım. Onu anlamaya çalışıyordum. Regl olduğumda benim de kasıklarıma çok kötü bir ağrı giriyordu ama aramızda şuanda çok büyük bir fark vardı. O hamileydi. Onun acısı daha kötü gibi. Yani ben öyle düşünüyorum.

Tekrar salona gelerek koltuklara oturduk. Merve sancıdan dolayı rahat olamıyordu. Okan arada sırtını ovalıyordu. Bu ona biraz olsa da iyi geliyordu.

"Sen de böyle olucak mısın ?"

Çınar'a bakarak gözlerimi devirdim.
Tekrar bana bakarak "Eğer bu hamilelik çok acı verici ise çocuğum olmasın daha iyi. Senin canın yanmasın."

Gülerek yanağını öptüm. Simdi böyle düşünüyordu ama ilerleyen zamanlarda tabi ki fikri değişecekti.

"Ben ciddiyim."

Ne dusundugumu tahmin edercesine söylemişti. "Pekâlâ tamam." diyerek geçiştirdim. O istemiyorsa bile ben çok istiyordum. Çınar'a benzeyen bir kız çocuğu veya erkek çocuğu. Bir tanesiyle zor uğraşıyorken onun küçüğü ile uğraşmak çok güzeldi. Zaten sevdiğin adamdan çocuğun olması bambaşka bir şeydi.

Düşüncelerimi  bölen şey Merve'nin çığlığı olmuştu. Hemen ayağa kalkarak ona ilerledim.

"Deniz ! Su geldi !"

Şok olmuş bir şekilde altına baktığımda gerçekten suyunun geldiğini gördüm.

"Daha yok muydu lan ?!"

Okan kendine tokat atarak bunu söylemişti. Kendine tekrar tokat atınca Çınar elini tutarak "Mal mısın oğlum ?" dedi. Okan şok içinde bir Merve'ye bir de altına bakıyordu.

"Abi ne yapıcaz ?"

Okan hala şokun etkisinden çıkamamıştı.

"Canım yanıyor !"

Merve daha çok bağırınca Çınar'a dönerek "Arabayı hazırla hadi."

Koşar adım dışarı çıktı. Terleyen ellerimi pantolonuma sürterek ikisine baktım. Okan öylece dikilip Merve'ye bakıyordu. Merve de ecel terleri döküyordu.

"Merve derin derin nefesler al. Okan Merve'yi yavaşça kaldırıcaz hadi !"

Okan beni duymayarak hala saf saf bakıyordu. Sinirle ona sert bir tokat atarak kendine getirmeyi başardım. Yavaşça Merve'nin kolundan tutarak arabaya ilerledik. Merve çığlık atarak derin nefesler alıyordu.

"Elimi sık." Okan Merve'nin elini tutarak destek vermeye çalışıyordu.

"Merve elimi koparttın hayatım."

Sesi kısık çıkmıştı ve suratı kızarmıştı. Merve'nin terlerini silerek camı açtım. Sonunda hastaneye geldiğimizde sedyeye yatırıp ameliyathaneye aldılar. Biz üçümüz de arkasından öylece bakıyorduk.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin