Baş Belası

Bölüm 29

ÇINAR

Arabadan inip yavaş adımlarla evime ilerledim. Babam benimle görüşmek istediğini söyledi. Ne zaman böyle bir görüşme yapsak sonu hep kötü biterdi. Umarım böyle olmaz.
Rüya'nın ölümünden sonra hiç eve gelmemiştim. Eski anılardan kaçmaya çalışıyordum. Sonunda bir yerden patlak vereceğini biliyordum. O gün bugün.

Derin bir nefes alarak kapıyı çaldım. Yaşlı bir hizmetçi güler yüzle karşılayıp geçmem için iyice kapıyı açtı. Koridordan yavaşça ilerleyip merdivenlere ilerledim.
Rüya'nın odasına girmek istiyordum ama yapamazdım. Oraya gidicek gücüm yoktu.

Babamın çalışma odasının önünde durup gözlerimi kapattım. Hadi bakalım neler olacaktı. Kapıyı açarak içeri girdim.

Babam masasında oturup kahvesini yudumluyordu. Gözleri benimkilerle bulusunca elini hafif masaya vurup ayağa kalktı.

"Kapıyı çalma nezaketine noldu ?"

Buyrun efendim dakika bir gol bir.

"Özür dilerim ,efendim."

Babam kaslarını çatarak masaya yaslandı. Kafasını yana yatırıp beni baştan aşağı süzdü.

"Ne için çağırdın beni buraya ?"

"Deniz."

Sinirlenerek babama ilerlemeye başladım. Nerden çıktı şimdi bu ?

"Deniz ne alaka ?" dişlerimi sıkarak konuşuyordum.

"Sakin ol. Kötü bir amacım yok. Sadece... Onunla tanışmak istiyorum."

"Baba oyun oynuyorsan hemen bırak !"

Babamın gözlerinde bir anda olsa pişmanlık duygusu vardı. Hemen kendini düzeltip elini omzuma koyarak güven verircesine sıktı.

"Başta o kızdan nefret ettiğim doğru. Ama şimdi kararım değişti. Tanışmak istiyorum."

Babamın bir eline birde yüzüne baktım. Bu adamın kafasına saksı mı düştü ? Yoksa ben mi rüya görüyordum ?

"Babama naptın ? Sen kimsin ?"

Babam kahkahara atarak bana sarıldı. Evet işte bu mucizevi bir davranıştı. Gözlerimi kapatarak gözümden yaş gelmesine izin verdim. Uzun zamandır bu anı bekliyordum.

"Seni özledim... oğlum."

Babam iyice sarılınca bende sarıldım. Benden ayrılarak omzuma vurarak bana gülümsedi.

"Gelinimle en kısa zamanımda görüşmek istiyorum."

Kafamı olumlu anlamda sallayıp koltuklara doğru ilerledik.

DENİZ

Gözlerimi açarak saate baktım. Gece yarısını geçmişti. Derin bir nefes alarak avuç içlerimi gözlerime hafif bastırarak ovaladım. Bacaklarımı yataktan sallandırarak boş boş duvara baktım.

Aşağıdan gelen sesle irkilip bakışlarımı kapıya çevirdim. Bir tarafım gidip bakmamı söylüyorken diğer tarafım uyumamı emrediyordu.

Tabi ki ayağa kalkarak odadan çıktım. Uludağ gezisinden geleli bir haftayı geçmişti. Ama ben hala kendime gelememiştim.Kapıyı hafifçe kapatarak etrafima baktım. Dayımın odasının ışığı yanıyordu. Yavaşça odasına ilerlemeye başladım. Kapı zaten aralık olduğu için biraz daha açıp baktım. Gözlerim dayımı bulunca bütün vücudum titremeye başladı.

Dayım cenin pozisyonunda yatarak ağlıyordu. Elim ayağıma dolaşmıştı ve titremeye başlamıştı.

Onu böyle görmek beni bitiriyordu.