Bölüm 38

1.8K 73 2
                                    

Gözyaşlarımı silerek burnumu çektim. Çınar sabırsız bir şekilde elini salladı.

"Evet."

Çınar sırıtarak "Duyamadım."

"Evet !" diye bağırınca Çınar ayağa kalkarak beni kucakladı. Sımsıkı sarılmıştık. Diğerleri ise alkışlıyordu. Yüzüğü takarak elimi öptü.

"Benden önce evlendiğine inanamıyorum."

Merve isyankar ses tonuyla ellerini karnında birleştirdi. Kıkırdayarak "Sende benden önce anne oluyorsun."

Yanıma gelerek kardeşimle sımsıkı sarıldık. Okan utana sıkıla yanıma gelip gozlerime baktı. Yüzük olan elimi tutarak bir yüzüğe bir de bana bakıp derin bir iç çekti.

"Benim Mavim büyüdü ve evleniyor şimdi ha ?"

Gözümdeki yaşları ben silmeden baş parmağını usulca yanağıma koyarak sildi. Alnımı öperek sıkıca sarıldı.

"Ah hadi ama ne bu duygusallık."

Dayımın sesiyle Okan'dan ayrılıp dayımın yanına ilerledim. Beni tek hamlede kendine çekerek sarıldı.

"Seni bırakmak istemiyorum."

"Dayı ben daha burdayım."

"Daha ama. Hep burda ol."

Dayımın sesi titrek çıkmıştı. Biraz geri çekilerek elimi yanağına koydum. Dayım avuç içlerimi öperek bana gulumsedi.

"Seni çok seviyorum ,Deniz'im."

Tekrar bana sıkıca sarıldı. Dayımdan ayrılarak Umut ve Seda ablaya da satıldıktan sonra Çınar'a ilerledim.

"Simdi biz evlenecek miyiz ?"

Çınar'ın sorduğu soruyla kahkaha atarak ona baktım.

"Evet. Ne o vazgeçtin sanırım."

Bir elini belime diğer elini yanağıma koyarak yaklaştı. Burnunu burnuma sürterek derin bir nefes aldı.

"Sence ben senden vazgeçebilir miyim ?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Şuanda gerçekten çok mutluydum. Çınar belime sarılarak dayıma baktı.

"İzin verirsen gelecekteki eşimle biraz dışarı çıkıcaz."

'Esim' demesiyle kalbim güm güm atmaya başlamıştı. Heyecandan ellerim titriyordu.

Dayımı kafasını olumlu anlamda salladı. Çınar elimi kavrayarak beni sahile yönlendirdi.

Kumların ustune oturarak denizi izledim. Çınar başımı öpüyor ,kokluyordu.

"Bana çok iyi bir eş olucaksın."

Basımı hafif kaldırınca burnu alnıma değdi. Burnunu tutarak hafif sıktım.

"Sende öyle."

Kollarını açarak beni sarıp sarmaladı.
Çenesini omzuma koyarak boynumu öpmeye başladı.

"Şimdiden anlaşalım beş çocuk istiyorum."

"Ne ?!"

Biraz bağırdığım için Çınar yüzünü burusturarak bana baktı. "Sana benzeyen beş tane güzel şey işte."

Gülümseyerek üstüne çıktım ve sıkıca sarıldım. Tabi Çınar boş bulunduğu için beni tutamadı ve kumların üstünde yuvarlandık. Kahkaha atarak üstüme çıktı. Kollarını başımın yanına koyup alnimdaki saçları çekti.

"Neden sana her baktığımda nefesim kesiliyor ?"

Kalbim neredeyse ağzımda atıcaktı. Gözleri gözlerime o kadar içten bakıyordu ki vücudum titredi. Çınar dudaklarını yaklaştırarak benimkilere buluşturdu. Özlem ve şehvetle öpmeye başladı. O kadar hızlı öpüyordu ki ona ayak uyduramıyordum. Dudaklarımı parçalıyordu. Başını yukarı kaldırarak baş parmağını dudağımda gezdirdi.

"Burayı saatlerce öpebilirim."

Bu sefer dudaklarını yavaş yavaş boynuma götürerek orada durdu. Dilini boynumda gezdirip ıslak olan yere nefesini verdi. İşte bu hareket vücudumu titretmeyi başarmıştı. Küçük küçük öpücükler koyarak tekrar gözlerim baktı.

"Boynunu ölene kadar öpebilirim."

Burnunun ucunu öpünce gulumsedi. Üstümden kalkarak ellerimden tuttu. Beni yavaşça kaldırarak kolunun altına aldı.

"Hala inanamıyoum."

Kafamı yukarı kaldırarak ona baktım. "Neye inanamıyorsun ?"

Beni durdurup önüme geçti. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşüyordu. Az önceki öpüşmemizin verdiği etkiyle dudakları dolgun ve kıpkırmızı olmuştu.

"Sonsuza kadar benim olucaksın. O kadar çok mutluyum ki."

Gülümseyerek yanına ilerledim ve beline sarıldım.

Benim mutluluğum kelimelere dökülemezdi. Sevdiğim adamla ömür boyu birlikte olucam. Ne kadar güzel değil mi ?

***

1 AY SONRA

Alnımda hissettiğim sıcaklıkla yavaşça gözlerimi açtım. Dayım bana gülümseyerek tekrar alnımı öptü.

"Uyan bakalım ,okul zamanı."

Basımı sallayarak yatakta doğruldum. Sol elimde hissettiğim ağırlıkla kaldırarak elime baktım. Yüzüğü görünce tebessüm ederek öptüm. Hala alışamamıştım.

"Güzelce karnını doyur. Okula ben bırakıcam sizi."

Kafamı sallayıp dolabımın karşısına geçtim. Okul formalarımı giyerek saçımı topladım. Beni izleyen Duman'a bakarak gulumsedim ve kafasını öptüm. Bu yaptığım hareket hoşuna gitmiş olucak ki kafasını bacağıma sürterek mırıldandı.

Çantamı omzuma asarak merdivenlerden inmeye başladım. Merve masaya oturmuş tıkınmaya başlamıştı bile. Karnına eğilerek küçük bir öpücük kondurdum.

"Acıkmış mı benim yiğenim ?"

Merve kıkırdayarak "O değil ben acıktım."

Gülümseyerek masaya oturdum. Seda abla bugün ortalarda yoktu. Açıkçası buna biraz şaşırmıştım.

"Seda abla nerde ?"

Dayım ağzındaki lokmayı çiğneyerek omuzlarını silkti. Bana dönüp " Annesi ve babası gelicekmiş. Evi temizliyor."

Kafamı sallayıp güzelce karnımı doyurdum. Masadan kalkarak okulun yolunu tuttuk.

Sınıftan içeri girdiğimde herkes bana gülümseyerek selam verdi. Sırama geçerek bana tip tip bakan Güney'e baktım.

"Dua et Çınar ,sevgilin. Eğer sana birşey yaparsam beni yaşatmaz."

Sinir bozucu bir şekilde gülerek ona baktım.

"Çınar sevgilim olmasa ne yapabilirsin ? Sana yaptıklarımı unuttun mu ?"

Güney homurdanarak vücudunu tamamen bana döndürdü. İşaret parmağını kaldırıp tehdit edercesine salladı.

"Senin yüzünden bir hafta kasıklarım ağrıdı."

"Az bile yaptım."

Kaslarını çatarak önüne döndü. Çınar benimle uğraştığını duyarak çocuğu fena benzetmişti. Hatta benden özür bile dilemisti. Çınar'dan korktuğu için ise bana birşey yapamıyordu. Hoş korkmasa bile ondan korkmazdım.

Emin hoca sınıfa girince bütün konuşmalara kesilmişti. Ellerini ceplerine koyarak hepimize kısa bir bakış attı.

"Biliyorsunuz ki bu haftasonu moral gezimiz var. Gezi yeri belli oldu. Bolu -Abant gölüne gidiyoruz gençler. Herkes şimdiden hazırlansın. Haftaya dört gün boyunca orda kalıcaz. İyi dersler."

Oraya hep gitmek istemiştim. Sevinçle Okan'a dönerek omzuna hafif yumruk attım. Oda sırıtarak yanağımı sıktı.
Hocanın sınıfa gelmesiyle derse odaklanmaya başladım.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin