Bölüm 48

1.8K 64 0
                                    

Düğün Günü

Alarmım çalmasıyla heyecanla yataktan kalktım. Kalp krizi geçirebilirdim. Hemen duşa girerek yıkandım. Saçlarımı kurutup üstümü değiştirdikten sonra hızlıca aşağı indim. Herkes toplanmıştı. Merve ,Seda abla ,dayım ,Okan. Hepsi salonda oturup konuşuyorlardı. Dayım beni fark ederek sıkıca sarıldı.

"Sakin olur musun ?"

Ellerimi sıkıca tutarak titremesini engelledi ama işe yaramadı.
"Karnını doyur güzelim ,birazdan kuaför gelir."

"Heyecandan birşey yiyemem." Dayım omuzlarımdan tutarak mutfağa doğru ilerletti.
"Bayılan bir gelin olmak istemezsin." dedikten sonra ağzıma lokmaları tıktı. Dayımın zoruyla biraz atıştırmıştım.

Yarım saat sonra kuaför gelmişti. Dayım ve Okan da hazırlanmak için evden gitmişlerdi. Kadın beni oturtarak saç işlemime başladı. Bir yandan o yapılırken genç kız da oje işlemini hallediyordu.

"Saçından anlıyorum çok güzel bir gelin olucaksın."

Kadının dediği şeye sebepsiz yere büyük bir kahkaha atmıştım. Heyecandan sapıttığımın farkındayım. Kadına istediğim modeli anlatarak kendimi teslim ettim. Diğer kızlar da Merve ve Seda ablanın saç işlemine başlamışlardı. Benim sevgili kocam biz yorulmayalım diye eve kuaför getirmişti.
Kadın aynadan bana bakarak "Makyaj olarak doğal tonlar kullanıcam. Mavi gözlerin daha çok açığa çıksın."

Basımı sallayarak makyajıma başladı. Yirmi dakika sonra gözlerimi açarak makyajıma baktım. Çok hoş ve sade gözüküyordu. Gözlerimin rengi daha da açığa çıkmıştı. Tekrar saçlarıma geçerek elleriyle şekil verdi. Dalgalandırarak ensemde dağınık topuz yaptı. Sonunda saç ,makyaj işlemlerim bitince ayağa kalkarak odama ilerledim. Hala kalbim küt küt atıyordu. Düğün de inşallah bayılmam.

Merve gelinliğimi giymem de yardımcı olarak beni süzdü. Gözyaşlarını tutamayarak bana sarıldı.

"Peri kızı gibi olmuşsun."

Gülümseyerek sıkıca sarıldım kardeşime. Odaya Seda abla ve saçlarımı yapan kadın gelince kendimi göstererek etrafta döndüm.

"Nasıl olmusum ?"

"Harikasın !" ikiside aynı anda söyleyince kıkırdayarak boy aynasından kendime baktım. Gerçekten güzel olmuştum. Odaya dalan bir adet Okan görünce bakışlarım ona kaydı. Gözlerini büyütmüş ,ağzı açık halde bana bakıyordu.

"Mavi ?"

Gözyaşlarıma engel olamayarak ona baktım. Okan yavaş adımlarla bana doğru gelerek elimi tuttu.
"Melek gibi olmuşsun."

Okan da gözyaşlarını tutamayarak burnunu çekti. Yanağımdan akan gözyaşını baş parmağı ile silerek alnımı öptü. Kollarını belime dolayarak sıkıca sarıldım kardeşime.

"Gelini ağlatmayın bakayım." yaşlı kuaför isyan edince gülerek gözyaşlarımı sildim. Seda abla elimi tutarak "Dayını çağırmaya gidiyorum." dedi ve aşağı indi. Umut odaya girerek bana baktı. Islık öttürerek "Benim yengem ne kadar güzel olmuş yav." dedi ve bana sarıldı. Biz odada konuşarak zamanın geçmesini bekliyorduk. Odanın kapısı çalınca bakışlarım kapıdan giren yakışıklı dayıma odaklandı. Ayağa kalkarak karşısına geçtim. Dayım beni görür görmez güldü ve gözyaşlarını sildi. Ona gülümseyerek gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Koşar adım yanıma geldi ve bana sıkıca sarılınca iyice ağlamaya başladım.

"Keşke bu güzelliğini ablam ve eniştem görebilseydi. Emin ol böyle güzel ve güçlü kızları olduğu için seninle gurur duyuyorlardır."

Yutkunarak boğazımdaki yumruyu geçirmeye çalıştım. Dayım açıkta kalan omzumu koklayarak öperek beni kendinden uzaklaştırdı. Makyajımın dağılması önemli değildi. Şuan ki duygusal ortam daha önemliydi.

"Bak bana." çenemden tutarak dayımın mavi gözlerine baktım. Sağ elini kalbimin ustune koyarak "Kalbin hep böyle temiz atsın olur mu meleğim ? Dayın her zaman yanında. Seni çok seviyorum." diyerek sıkıca sarıldı. Beş dakika boyunca dayıma sarılarak sakinleşmeye çalıştım. İçeri Çınar girince kalbim çok hızlı atmaya başladı. Takım elbise o kadar çok yakışmıştı ki hergün takım elbise giymesi için dua edebilirdim. Siyah spor ayakkabıları ile baya baya havalı olmuştu. Ağzı açık bir şekilde beni boydan boya süzdü. Umut ağzını kapatarak omuzlarından tuttu ve bize doğru iktirdi. Kıkırdayarak dayımdan ayrıldım. Dayım bileğimi tutarak Çınar'ın elinin üstüne koydu. Tekrar gözyaşlarını silerek odadan çıktı. Herkes odadan çıkınca sadece ikimiz kalmıştık. Bana bakınca gözleri o kadar güzel parlıyordu ki içim gidiyordu.

"Heyecandan bayılabilirim." dediğim şeye gulerek elimi sıkıca kavradı. Onun elleri de titriyordu.

"Çok güzel olmuşsun." dedi ve alnima uzun bir öpücük bıraktı. Bende ayrılarak kolunu gösterdi.

"Evet karıcım düğünümüz bizi bekler."

***

Çınar gülümseyerek elimi tutup ,öptü. İlk dansımızı şimdi yapıcaktık. Nikâh işlemlerini halledip ayağa kalktık. Beni kendine çevirerek alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Gelen misafirler deli gibi bizi alkışlıyordu.

"Ayağına bas, ayağına." Umut'un sesini duyunca Çınar'ın ayağına bastım. İnleyerek zoraki bir şekilde gülümseyip elimi tuttu. Salonun tam ortasına gelerek birbirimize baktık. Kalbim heyecandan çarpıyordu. Kollarını belime sararak beni kendine yapıştırdı.
"İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun ve ilk dans ettiğimiz günü ?"

Kafamı göğsüne koyarak guldum.
"Tabi ki evet. Telefonum çalıyordu ve ben duymamıştım. Sende omzuma dokunarak 'telefonuna bak' demiştin. Allahın odunu."

Kahkahası kulaklarımı doldurunca bende güldüm.
Uzun bir süre dans ettikten sonra kapıdan giren Umut ve davul ,zurna ekibinin geldiğini görünce kahkaha attım. Çınar elini belime koyarak Umut'a 'ciddi misin' bakışları atıyordu. Çınar'a dönerek "Ya damat efendi klasik müzikle düğün olmaz. Hoba !" dediğimde bana bakarak kahkaha attı. Kravatını çıkartarak gömleğinin düğmelerini açtı.
"Oyna bakalım gelin hanım." dediğinde karşısına geçerek göbek atmaya başladım. Umut ıslık öttürerek hepimize gaz vermeye çalışıyordu. Merve karşıma geçerek kıvırttığını gorunce kahkaha atarak oynamaya başladık.

***

Makyajımı silerek ve kafamdaki gereksiz onca tokaları çıkartarak arkamı döndüm. Merve gözlerini devirerek gelinliğimin fermuarını açtı.
"Bunu benim değil ,Çınar'ın yapması gerekiyor." demesi ile elimin tersiyle karnına vurdum. İki büklüm olarak bana tip tip baktı. Beyaz rahat bir elbise giyerek spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Gerçekten çok yorulmustum.

Merve'ye sarılarak "Haftaya görüşürüz."

Merve haylazca gülerek "Haftaya kadar hayatta kalırsan. Hani anlarsın ya."

"Merve.." diye uyarınca gülerek teslim oluyorum der gibi ellerini havaya kaldırdı. Onlar nikâhlarını bize haber vermeden kıymışlardı. Bu konuda onlara çok sinir olmama rağmen 'balayı tatilinizi bozmak istemedik' demeleri ile gönlümü almışlardı. Odamdan çıkarak salona indim. Beni gorunce herkes ayağa kalkınca gülümsemeden edemedim. Dayıma sarılarak "Kendine dikkat et meleğim." demesi bir olmuştu. Başımı sallayarak kocamın yanına ilerledim. Elimi tutarak kapıya doğru ilerledik. Arabaya binmeden önce küçük aileme bakarak elimi salladım. Onlar da bana karşılık vererek gülümsediler.

Havaalanına giderek uçağa bindik. Balayına Yunanistan'a gidiyorduk. Tabi ki bu fikir Çınar'a aitti. Uzun bir uçak yolculuğundan sonra bizim için gelen arabaya binerek otele doğru gittik. Başımı Çınar'ın göğsüne koyarak etrafı incelemeye başladım. Çok güzel bir ülkeydi. Otele geldiğimizde valizleri görevliye bırakarak odamıza çıktık. Çınar kapıyı kapatarak sırıttı. Yanıma gelerek belimden sıkıca tuttu. Burnu ,burnuma değiyordu.

"Evet karıcım ,şimdi ne yapıyoruz ?"
Utanarak basımı eğdim. Cenemden tutarak dudaklarımı öpmeye başladı. Beni kucağına alarak yatağa yatırdı. Elleri bacaklarımda gezmeye başlayınca içim kıpır kıpır olmuştu. Üstümü tek hamle de çıkartarak beni süzdü.

"Allahım..." dediğinde kıkırdayarak ona baktım. Kendi üstüne de çıkartarak bana bir bakış attı. Bizim için gece daha yeni başlıyordu.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin