Merhaba canlarım. Tekrar bir evlilik hikayesinde beraberiz. Umarım bunu da Heja ve Barlas kadar sahiplenir seversiniz. Neyse hadi başlayalım.
Sonbahar yaprağının yere düştüğü ilk gündü. Yağan yağmur ona eşlik eden şömine sesi ve dinlediği kitap. Pencerenin kenarına oturmuş kulağında kulaklık gözleri kapalı bir şekilde oturmuştu. Görmediği gözleri ile kendi dünyasını yaratıyordu. Dinlediği kitapta geçen yerleri kafasında canlandırıyor onlar gibi hissediyordu. Kendi hikayesini yaşayacağını bilmeden başka hikayeler başka hayatlar dinliyordu.
Aniden çekilen kulaklık ile yerinden sıçradı. Bunu beklemiyordu. Elleri ile etrafına dokundu. Düşmemek için. Kulağına ablasının sesi dolunca rahat bir nefes aldı.
''Mutlu hadi kalk misafir var akşama.''
Güzeller güzeli yüzü asıldı. Misafir var demek onun için ölüm gibiydi. Çünkü bütün gün odasında kalır misafirler gidince anca ailesinin yanında kalırdı. Dudakları aşağı doğru sarktı. Omuzları düşmüş bir şekilde ablasına hitaben konuştu.
''Peki abla. Ben odamdayım. Misafirler gidince beni çağır olur mu? ''
Üzgün sesi karşısında ablası gülümsedi. Ama görmedi.
''Yok Mutlu. Bugün sende aşağı da olacaksın. ''
Şaşırdı. Sevindi.
''Gerçekten mi?''
Bir çocuk edası ile konuştu.
''Gerçekten. Hadi gel seni hazırlayalım. ''
Kardeşinin elini tuttu. Merdivenlere doğru yürürken büyümüş karnı kardeşi ile çıkmaya biraz engel oluyordu. Mutlu gülerek konuştu.
''Karnın çok büyümüş. Baksana artık rahat rahat yürümüyorsun.'' dedi.
Gülen ablası. ''Evet. Gerçekten zorlanıyorum. '' dedi.
Ardından odaya girmiş ve hazırlıklara başlamışlardı.
~~~~
Sert çehresi bir o kadar yakışıklı bir o kadar da korkunçtu. Ama gören kadınlar bir kez daha dönüp bakıyordu. Geldiği villanın önünde durdu. Sinirle elini direksiyona geçirdi. Buraya evleneceği kız için geldi. Henüz nasıl biri olduğunu bilmiyordu. Lanet olasıca şirketin geleceği için bu evlilik olmak zorundaydı. Üstelik boşanma olmadan. Sessizce bir küfür savurup arabadan indi. Arkasında ailesi ile beraber güzel evin kapısına geldi. Eli Zile giderken karısının güzel birşey olması için dua ediyordu.
Çalan zilin ardından kapı açılmıştı. Kapıyı iki kız... Bir kız bir hamile kadın açmıştı. Hamile kadını es geçip kıza baktı. Şaşkınlık ile açılan ağzına büyüyen gözleri eşlik etti. Bu kız cidden çok güzeldi.
''Hoşgeldiniz. '' duyduğu ince ses ile beraber kadına döndü.
''Şey hoşgeldiniz. ''
Bu defa utangaç bir ses duyuldu. Ona baktı. Küçük bir kız çocuğu gibi elleri önünde kafası eğik. Neden yüzüne bakmıyordu ki.?
~~~~
Oturan misafirlere kahve yapılmış ve ikram edilmişti. Şimdi ise orta yaşlı adam asıl konuya girecekti.
''Sebebi ziyaretimizi biliyorsunuz Kadir bey. Buraya Allah'ın emri peygamberin kabri ile kızınız Mutlu'yu oğlum Hadin'e istiyorum. '' diyerek bitirdi.
Yanlış duyduğunu sandı. Onu istemeye mi gelmişlerdi. Hemde bu kör hali ile. Hem şaşkın hem üzgün hem kırgın hemde sinirliydi.
İki gence cevap hakkı verilmeden hayatlarının rotası belli olmuştu. Kör gelin ile yakışıklı genç hayatlarına bir adım yaklaşmıştı.
Bitti.
Bu tanıtım olduğu için birazcık kısa. Ben bunu buraya koyuyorum. Berdel hikayemin bitmesine yaklaşık 10 ~ 15 bölüm kala buna başlayacağım. Büyük ihtimalle bölümler ekimin sonlarına doğru gelir. Ama yoğun istek olursa ilk bölümü atabilirim. Neyse sizi seviyorum. Oy ve yorumları eksik etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gelin. 1. (Zor Evlilik Serisi 2)
General FictionKelimelerin ağırlığı omuzlarına düşünce eli gevşedi bir iki adım geriledi. Acıtmıştı küçük kadın. Tam kalbinin ortasından. Önüne düştü bir iki tutam sarı saçı. O beyaz ve yakışıklı yüzü şimdi acı dolu bir ifade ile kör geline baktı. Gidecekti. En az...