Şansız olduğunu hayatın da ilk defa iliklerine kadar hissetmişti. Neredeyse bir yıldır hayatı değişmişti ve o hala yerinde sayıyordu. Kendisini izleyen arkadaşına bakmamaya çalışarak yerinden kalktı. Burada böyle oturmak canını sıkıyordu. Karısı ondan kaçıyordu. Üstelik kendisinin bir suçu yokken. Odadan çıkmak üzereyken odanın kapısı kendiliğinden açıldı. İçeri giren kişiye baktığın da sadece "Amca." diyebilmişti. Çünkü bu şirkete en son gelecek birisi vardı oda Kaya Bulut'tu.
Yaşlı adam yeğenine baktı. Kararlı ifadesi ile direk Hadinin masasına oturdu ve Samete baktı bu defa. Kaş işareti ile onun gitmesini isterken eli ile Hadini çağırdı. Samet odadan çıkarken genç adam amcasının yanına geldi ve oturdu. Yaşlı adam konuşmasına başlarken bakışlarını genç adamın gözlerine dikti.
"Bundan tam yirmi yıl önceydi. Kız kardeşim yani halan öldü. Henüz on sekiz yaşındaydı o zaman. Aşık olmuştu. Evli bir adama. Aşkı için türlü şeylere katlandı. Tecavüze uğradı, dövüldü ve daha türlü türlü işkenceler gördü. Sevdiği adam yüzünden. Üstelik bunu ona yapanda sevdiği adamdı. Adamın o zamanlar iki kızı vardı. Karısına ve kızlarına zarar vermek yerine kardeşime verdi. Nedenini bilmiyorum. Sadece kardeşimin ölümüne sebep olduğunu biliyoruz. Asıl konu ise bu adam Mutlu'nun babası. Abim yani baban o gün yemin etti. O gördüğü kırmızı saçlı kız üzerine. Ve yirmi yıl sonra yeminini tuttu. "
Konuşması biten adamı zorlukla dinlemişti. Nasıl aptalca bir bahaneydi bu böyle. İnanmadı. Hızla oturduğu yerden kalkmış ve yaşlı adama bağırarak konuşmuştu.
" Benim karım. Benim kör gelinim sizin aptal aşık kardeşiniz yüzünden mi defalarca dövüldü. Sırtına kocaman kelebek resmi yapıp bunu yakarak süslemeniz insanlık mı lan! Savunmasız küçük bir kıza kardeşinizin gönül oyunu yüzünden bunu yapmak vicdanınıza nasıl sığdı. " dedi. Ardından hızla odayı terk etmişti.
Hayatı tam bir bok çukuruna dönmüştü. Oda bunun farkındaydı. Mutlu'nun bile nerede olduğunu bilmiyordu. Bir an için ölmeyi düşündü. Ölüp kurtulmayı. Sonra aklına bebeği geldi. Daha kız mı erkek mi onu bile bilmiyordu. Deli olmak üzereydi. Çünkü bu yaşadıkları artık ağır geliyordu. Babasının aptal yemini halası dediği kadının aşkı.... İnanmıyordu. Kim sevdiği kadına bunları yapardı ki.? İçinden sabır çekti ve temiz havayı içine çekti.
****
Karnına giren sancı yüzünden az daha çığlık atmak üzereydi. Ellerini karnına bastırdı ardından derin derin nefesler almaya başladı. Doğum yapacağını biliyordu. Çünkü dokuz ayı dolmuştu. Hadinsiz bir dokuz ay.. Göz yaşları gözünün etrafına toplanırken elini ağzına getirdi ve ısırdı. Bu acı dayanılmazdı. Bir kaç dakika sonra yanına gelen kerem gördüğü manzaraya şaşkınca bakmıştı.
"Mutlu? " dedi.
" Ke.. Kerem doğum başladı. " dedi zorlukla.
Genç adam hızla genç kadını kucağına almış ve arabasına doğru ilerlemişti.
****
Yaklaşık dört saatin ardından genç kadın doğumhaneden çıkmıştı. Ve uyuyordu. Bir kaç dakika sonra gözlerini açmıştı. Hala ağrısı vardı fakat onun umurunda olan sadece bebeğiydi. Bu yüzden başında bekleyen hemşireye uyandığı gibi "Bebeğim " demişti.
Uyandığını gören hemşire gülümseyerek ona baktı ve "Getiriyorum." dedi. Ardından odadan çıktı. Onun çıkması ile beraber dışarıda olan Kerem içeri girmiş ve kadını anlından öpmüştü.
"Nasılsın? " diye sordu.
" İyiyim sadece kızımı görmek istiyorum. " dedi. Gülümseyen adam heyecanlı kadına baktı sadece. Geçen beş dakikanın ardından hemşire kucağında bebek ile içeri girdi. Heyecanla kollarını uzattı. Bebeğini bir an önce görmek istiyordu. Kucağına kızını bıraktığı gibi hemşire Mutlu bebeğine bakmıştı. Saçları inanılmazdı.. Turuncu saçları vardı. Şaşkınlıkla kucağında ki miniğe baktı. Bunu beklemiyordu.. Uyuyan küçük bebek o kadar tatlıydı ki Mutlu her zerresini öpmüştü. Bu küçük mucize çok güzeldi.
"Çok güzel." dedi fısıltı ile. Bir damla göz yaşı kızının ağzın da ki elinin üstüne düştü.
"Gerçekten çok güzel. " diye tekrar etti Kerem.
Mutlu burukça gülümsedi. Kereme baktı. Şimdi onun yerine kocası olabilirdi. Eğer izin verselerdi şuan Hadin burada olurdu. Kızına bakar kucağına alırdı. Öperdi. Koklardı.. Ama yoktu! Gözlerini kapattı. Acıyan kalbini yok saydı. Şuan mutlu olması gerekiyordu. Belki de böylesi daha hayırlıydı .
Uyanmaya başlayan küçük kızına baktı. Alnını öptü. Sevgi ile. Anne olmak özeldi ve güzel. Bunun için bir kez daha şükretti Allah'a. Tuhaf sesler çıkaran bebeğine baktı ve güldü. Emzirmek istiyordu.
"Onu emzirmek istiyorum" dedi heyecanla.
"Tabi" dedi genç hemşire.
Mutlu Kereme baktı. Kerem ise gülerek odadan çıktı. Yalnız kalan Mutlu kızını emzirdi. Bu his çok farklıydı. Anlatılması zor. Ancak yaşanırdı.
****
Geçen bir haftanın ardından Mutlu eve gelmişti. Kızının yabancı bir ülkede doğmasını istemesede kızı başka bir ülkede doğmuş ve oranın nüfus cüzdanını almıştı. Güzelim Türkiye dururken o Amerika'da doğum yapmıştı. Buraya bile neden geldi bilmiyordu. Sadece gitmek çok uzağa gitmek istemişti. Bir kaç aydır buradaydı ama sanki yıllardır buradaymış gibi hissediyordu. Sadece toparlanması gerekiyordu. Güçlü bir şekilde ülkesine dönmek ve ona yapılanları ödetmek istiyordu.
"Mutlu? " odasının kapısında ona bakan adama baktı.
" Efendim. " dedi.
" Yemek aldım. Yiyelim mi. Hem konuşmamız lazım. " dedi.
Kafasını sallayan Mutlu Kerem çıktıktan on beş dakika sonra ancak aşağı inmişti.
Yemek bittikten sonra Kerem konuya girdi.
"Öncelikle güzelim biliyorsun amcam hala seni arıyor. Bulamayacak orası kesin. Ayrıca buraya neden geldiğimizi de unutma. Burada yeni bir iş kuracağım kuracağız. İş ile ilgili eğitim alacaksın. Bunun için iki yıla ihtiyacımız var. Sonra istikamet Türkiye ve intikam! " dedi sonlara doğru bağırarak. Çocuk edası ile söylemişti. Ardından gülmüşlerdi. Bu adam çok eğlenceli biriydi. Hadinin kuzeni falandı ama bu adam daha farklıydı. Gülen Mutlu gözlerini kısmı ve tıpkı bir ajan gibi konuşmuştu.
"Bekle bizi yaşlı moruk. O bıyıklarını tek tek cımbızla çekeceğim.! "
Huh! Bölüm bitti. Doğum oldu. Ani oldu. Vs vs. Neyse küçük kıza isim bulalım. Yoruma yazın en sevdiğimi yapacağım. Sessiz okuyucular bir açığa çıksa hani. Sonra zaman atlaması yapacağım. Birde bu bölüm benim wp gruba gelsin. Hadi görüşürüz. Ne kadar çok yorum o kadar yeni bölüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gelin. 1. (Zor Evlilik Serisi 2)
General FictionKelimelerin ağırlığı omuzlarına düşünce eli gevşedi bir iki adım geriledi. Acıtmıştı küçük kadın. Tam kalbinin ortasından. Önüne düştü bir iki tutam sarı saçı. O beyaz ve yakışıklı yüzü şimdi acı dolu bir ifade ile kör geline baktı. Gidecekti. En az...