2 gün sonra.
Kim der di ki acının bir gün bedenine ilmek ilmek yayılacağını. Bir kucağında ki kızına baktı bir de cam arkasında ki sevdiği kadına. Solmuş rengi cansız gibi duran bedeni onu bir ölü gibi gösteriyordu. Tek fark onun atan bir kalbi vardı. Oysa ona içeri git demişti. Derdi neydi ki bu kadının. Nasıl böyle bir şey yapardı aklı almıyordu. Kucağında ki kızının huysuzluğu üzerine bakışlarını ona çevirdi. Küçük kız sanki anlamış gibi gözlerini açmış ve ''Anne. '' diyordu. Her ne kadar şuan acı çekiyor olsada buna gülümsemeden geçemedi. Küçük kızı konuşuyordu. Öyle güzel. Tekrar bakışlarını genç kadına çevirdi. Kesinlikle ona böyle burada yatmak yakışmıyordu. Kalkıp kendisine bağırmasını kızmasını istiyordu. Hatta sırf onu sinir etmek için tekrar Kerem ile gelsin istiyordu. Yeter ki uyansındı. Kızını tek eli ile kucağında sabitleyip tek elini cama değdirdi. ''Uyan hadi Mutlu. '' diye fısıldadı. ''Uyan ve beni cezasız bırakma. '' dedi. Kaç saattir böyle bekliyordu bilmiyordu. Fakat artık ayakları ve kolları yorulmuştu. Bu yüzden arkasını döndü ve sandalyelere yöneldi. Gözü bir an onu izleyen Kerem'e takılsa da tekrar bakışlarını önüne çevirmiş ve oturmuştu. Gözlerini kapatıp kafasını duvara yaslarken kızını daha sıkı tutmuştu.
Bir kaç dakika sonra gelen gürültü ile rahatsız bir şekilde başını kaldırdı ve gözlerini açtı. Seslere taraf döndüğün de hiç beklemediği insanların şuan burada olduğunu gördü. Mutlu'nun çok değerli ailesi...
Sinirle olduğu yerden kalkarken onunla beraber kalkan Kerem'e baktı. Sert sesi ile beraber ''Hayal'i tut. '' dedi ve kızını onun kucağına bıraktı. Sert adımları boş koridorda ses yaparken ona bakan insanlara doğru ilerledi. Yaşlı kadın ve kocası..
''Siz.. '' dedi karşılarında dururken. Tek kaşını kaldırıp ''Burada ne işiniz var? '' dedi. Yaşlı kadın gözyaşları içinde genç adama bakarken fısıldadı ''Kızım.. Mutlu o nerede? '' kulakları bunu duyduğu an ruhsuz bir kahkaha attı. Ve anında cevap verdi. ''O sizin kızınız mı ki? '' dedi sert bir sesle. Bu defa Mutlu'nun babası konuştu. ''Sınırını aşma evlat! ''
Ellerini cebine koydu ve ruhsuz bakışlarını adamın gözlerine dikti. ''Aramız da bir sınır çizildiğini hatırlamıyorum. '' dedi. ''İşte bu yüzden şimdi burayı terk edin '' dedi. Yaşlı adam dişlerini sıkarak Hadin'e baktı. ''Sen kim oluyorsun da buna karışıyorsun.? '' diye sordu.
Hadin ise sırıtarak ''Bir zamanlar kocasıydım. Şimdi de kocası olmak için bekliyorum. Fakat siz..Siz ise hiç bir şey. İki yıldır bir kez bile sorduğunuzu hatırlamıyorum. En son boşandığımızı biliyordunuz. Mutlu'nun gidişinde bile sessiz kaldınız. Şimdi çıkıpta Mutlu nerde demeye hakkınız yok. Hemen gidin! '' dedi.
Yaşlı adam kadının kolunu tutarak hızla terk etmişti orayı.
Gülümseyip başını eğdi. Ardından arkasını dönüp eski yerine oturdu. Kolunda ki saate bakarken bugün özel bir gün olduğunu hatırladı ve sadece iki saat kalmıştı.. Yıl başı..
Mutlu ile ilk yılbaşısı olacaktı. Fakat uyuyordu. Sıkıntı ile Kerem'e döndü. Kızı kucağında oda uyumuştu. Hızla yerinden kalkıp ona doğru gitti ve kızını dikkatli bir şekilde onun kucağından aldı. Tekrar yerine oturacakken vazgeçip Mutlu'nun odasına doğru ilerledi. Kapıyı yavaş bir şekilde açıp sessiz adımlar ile Mutlu'nun yatağının yanına doğru ilerledi. Sandalyeyi çekip otururken bir elini onun eline attı. Ve onun ılık elini avucuna aldı. Ona dokunmayı özlemişti. Kalbi hızlanırken kafasını iki yana salladı. Bu küçücük dokunuş bile öyle heyecan vericiydi ki..
Sessizce bekliyordu. Tam bir saattir oturmuş Mutlu'yu izliyordu. Bundan sıkılmıyordu. Aksine oldukça hoşuna gitmişti. O gün söylediği sözler içinde oldukça Pişmandı. Beyza daha temiz demişti. Oysa o Beyza'yı tanımıyordu. O Mutlu'yu tanıyordu ve onu seviyordu. Bir anlık gelen sinir ile ağzına gelenleri söylemişti.
''Özür dilerim. Çok özür dilerim Mutlu.. '' dedi. Sesi titremeye başlamıştı. Ah hayır, hayır kesinlikle ağlamayacaktı. Sahi ne çok ağlıyordu. Oysa erkek dediğin ağlamaz. Bu haline ansızın güldü. Bir bebek gibi ağlıyordu sürekli. Ve birinin bunu görmesi demek.. Düşünmek istemedi. Bu yüzden artık ağlamayacaktı.
''Demi kızım. Eğer baba ağlarsa Bu çok komik olur. '' dedi. Küçük kız gülümseyerek babasına baktı.
''Ba-ba..'' dedi. Bu ikinci oluyordu.
Vücudu titremeye başlamıştı. Çok heyecan vericiydi. Öyle güzeldi ki.
''Hadi bir daha de Hayal.'' dedi. Tekrar tekrar duymak istiyordu. Hatta bu sesi kaydedip sürekli dinlemek istiyordu. Bu yüzden hızla telefonunu çıkarıp ses kaydetme yerine girdi.
''Hadi hayal. Hadi babacım bir kez daha de. '' dedi.
Küçük kız anlamsız bakışlarını etrafa atarken bir kez daha ''Ba-ba.'' dedi.
Bu heyecanla kahkaha atan Hadin kısa bir an olsa da Mutlu'yu unutmuştu. Kızı ile biraz daha oynamıştı. Fakat saat gece yarısına 15 dakika kala kızını annesinin kucağına düz bir şekilde bırakmıştı. Ayakkabısını çıkarıp Mutlu'nun yanına uzandı. Ve bir elini kızının beline attı. Mutlu'nun kulağına yaklaştı.
''Hadi uyan. Yeni yıl bizim olsun. '' dedi. Umutla başını kaldırıp genç kadına baktı. Bir tık bile oynamıyordu yüzünde ki kaslar. Ama yine de umutsuzluğa düşmek istemedi ve dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Ardından dudaklarını çekip ''Hadi uyan. Altı üstü iki gün uyuya kaldın. Ne bu tembellik ya. Hadi kalk.! '' dedi bir çocuk edası ile.
Bir kaç dakika geçtikten sonra kızının ağzını Mutlu'nun burnunun üstüne getirdi. Uyandırma çabaları oldukça ilginçti doğrusu. Küçük bebek sulu ağzını annesinin burnunun üstünde gezdirirken Hadin dikkatle izliyordu.
Gözlerini kapatıp yataktan kalktı. Kafasını olumsuzca iki yana sallarken ''Neden! '' diye sordu kendine. ''Neden Bu haldeyim.? ''
''Hadin.... ''
Adını duyduğunu sandı. Gözlerini açıp hızla Mutlu'ya çevirirken uyandığını gördü. Yanlış gördüğünü sanarak ellerini gözlerine atıp beşe kadar saydı. Tekrar açtığında Mutlu'nun baygın gözlerle kendisini izlediğini gördü. Hızla elini onun yüzüne atarken ''Uyandın mı sahiden? '' diye sordu.
Zorlukla gülümseyen Mutlu ''Sanırım.. '' demişti.
''Affet beni Mutlu. Yeni yıla beraber girerim. Beraber herkese ceza verelim. Affet beni. '' dedi.
Genç kadın gözlerini kapatırken Hadin saatine baktı. Yeni yıla sadece bir dakika kalmıştı. Umutla Mutlu'nun gözlerine baktı. Fakat gözlerini kapatmıştı.
''Son 30 saniye. '' diye mırıldandı. Gözleri dolmaya başlarken ağlamamak için kendini sıktı. Söz vermişti. Ağlamak yok!
''Affettim.. '' dedi Mutlu. Cılız çıkan sesiyle.
Onun affettim demesi ile beraber hızla Mutlu'nun dudaklarına kapanmıştı. Küçük kızı tek eliyle tutarken diğer eliyle de Mutlu'nun kafasını kaldırmıştı. Saniyeler aradan geçerken dışardan Hoşgeldin yeni yıl nidaları geliyordu. Yeni yıla onunla girmişti. Dudaklarını hafif geri çekip mırıldandı ve tekrar dudaklarına kapandı.
''Yeni yıla bir sen bir ben bir de kızımız.. Daha ne isterim ki. Bütün yıllar bizim olsun. Güzel kadınım.. ''
Yılbaşına özel oldu biraz sanki.. Neyse artık affetti. Sizi kırmak istemedim. Yorumlarda ve özelden attığınız mesajlar sonucu daha fazla bekletipte hikayeden soğutmak istemedim. İnşallah çok doğru yaptım. Neyse bir haberim. Mısra Haya'in kitabı çıktı. Fakat bunu ben yazmıyorum. Emir yazıyor. Okumanızı tavsiye ediyorum. Emir şuraya yorum yapta profilini bulsunlar aşk.. :D bir de yeni yılda umarım tüm güzellikler benim ve sizin olurr.. :D Bir de berdel ve diğer kitabım acının geçmişine de özel bölümler gelecek bundan sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gelin. 1. (Zor Evlilik Serisi 2)
General FictionKelimelerin ağırlığı omuzlarına düşünce eli gevşedi bir iki adım geriledi. Acıtmıştı küçük kadın. Tam kalbinin ortasından. Önüne düştü bir iki tutam sarı saçı. O beyaz ve yakışıklı yüzü şimdi acı dolu bir ifade ile kör geline baktı. Gidecekti. En az...