♡23♡

24.9K 1.2K 24
                                    

Yanlış mı duymuştu?

''Anlamadım? '' dedi. Sahiden anlamamıştı. Bu kadın yani o Mutlu'muydu? Adımlarını ona attı. Yanına iyice yaklaştı ve saçlarını tuttu. Tuttuğu saç uçlarını burnuna götürdü. Kokladı. Öyle derin öyle içten.. ''Mutlu'm.. '' dedi. Bir damla gözyaşı Mutlu'nun elinin üstüne düştü. Tüm vücudu titredi. Bir adım geri gitti. Yaşlı gözleri Hadin'in yaşlı gözlerini buldu ve konuştu.. ''Benim Mutlu. Özledin mi? '' ne dediğini bilmiyordu. Saçmalıyordu sadece. Güldü ruhsuzca. Dudaklarını dişledi. ''Ben özledim. Kızım da özledi. '' dedi. Bunları neden söylüyordu bilmiyordu. Fakat içinden şuan bunları söylemek geliyordu. ''İki yıldır sevmediğim bir adamı özleyerek acı çektim. İki yıldır kokusuna alıştığım adamın kokusundan mahrum kaldım. Herşeyim dediğim adamın hiç birşeyi oldum. Ve belki de evleniyorsun. Ne acı ama.. '' sonlara doğru sesi alayla çıkmıştı. Yüzük parmağını kaldırdı ''Bu yüzük var ya bu yüzük. Senin bana aldığın ama bir defa bakmadığın yüzük. Bunu da mı tanımadın ?'' Evet parmağında ki gerçek yüzüğüydü. Saklamıştı. Bu günü bekliyordu takmak için. Ki takmıştı da. ''Benim parmağımda senin yüzüğün varken sen başkasına çoktan ait olmuşsun. '' sesi hafif sinirliydi. İçini kusuyordu.

Hadin sadece çaresizlik içinde dinledi. Biliyordu ki bu kadında onun kadar acı çekmişti. Biliyordu ki bu kadın ondan daha çok çekmişti. O yüzden sadece izledi. Bekledi.

''Ben varya ben 19 yaşında evlendim. Hamile kaldım. Kendim acı çekmiyormuş gibi karnımda ki küçük bebeğim de çekti. Senin babanın aptal intikamı yüzünden küçücük kızım daha dünyaya gözünü açmadan acı çekti. !'' yüzünü çevirdi acılı bir gülüş sergiledi. Küçük bir hıçkırık dudakları arasından kaçarken o gülümsemeye çalışıyordu.

''Ya ben çok acıdım ya da siz çok acıttınız.'' dedi. ''Geldim ama gidiyorum. Hiç kalmayacağım. '' dedi.

Acıyla dinledi. Son söylediği şey ile beraber Hadin'in gözleri kocaman açılmıştı. Mutlu'nun yanına gidip konuştu. ''Bir kez daha gidersen ölürüm! '' dedi yaşlı gözleri ile, ''Bir kez daha gidersen ben ölürüm kadın! ''

Ellerini tuttu sıkıca. Gözlerini kaçıran kadına baktı özlemle. Nasılda fark etmemişti onu. Nasıl da tanımamıştı? Şimdi ise muhtaç biri gibi ona tutunmuş gitmemesi için yalvarıyordu.

''Hadin.. '' dedi hıçkırıkları arasında. ''Daha çektireceğim acılar son bulmadı. '' dedi.

Yüzünü avuçları arasına aldı. Alnına dudaklarını bastırdı. Fısıltı şeklinde konuştu. ''Ömrümü aldın be kadın! Daha ne acısı? '' sordu, ''Bitsin artık bu acı! '' dedi.

''Hem ben daha kızımı sevmek istiyorum! Ona baba demeyi öğretmek istiyorum. Ben sizi yaşamak istiyorum! ''

Adamın dudaklarında dökülen her bir kelime de acısı gittikçe büyüyordu. Susmasını istiyordu Bu adamın. Yoksa dayanacak kadar güçlü değildi. Boynuna atlayacak ve affedecekti. Kendini geri çekti. Ardından konuştu. ''Acı çektim. Günlerce, haftalarca. Yalnızdım. Gözlerim eksikti diye ezdin beni. Yok saydın. Oysa ki ilk gün karım olacaksın dedin. Belki se..seversin sandım beni. Olmadı. Senden az çekmişim gibi baban dan çektim. Kızım karnımdayken hemde. Bilmediğim birşey yüzünden aylarca orada dövülüp yalnız kaldım. Fakat en acısı da neydi biliyor musun? '' arkasını döndü ve üstünü çıkardı ve elini sırtına attı. ''En acısı da bu kelebek dövmesi. '' dedi. Çünkü sırtı tıpkı bir kumaş gibi işlenmişti. Ardından ufak ufak yakılmıştı.

Önünü döndü adama. Tişörtünü başından geçirdi. ''Şimdi gitme demeye hakkın yok adam. '' dedi ve dizlerinin üzerine çöken adamı umursamadan çıktı evden.. Ardından bir kez daha öldürdüğü adamı umursamadan.

Kapıdan çıktığı gibi yere çöktü. Gitmek istememişti fakat gitmek zorundaydı. Kendine söz vermişti. Kendi için değil kızı için. Hıçkırıkları evin duvarlarına yankı yapıp tekrar kulağına geldi. Neydi bu yaşadığı.? Bir kadının çaresizliği mi?

~~~~

''Ne demek öğrendi!? '' sinirle bağırdı.

''Mutlu sana diyorum! '' dedi bir kez daha bağırarak.

Eve geldiği gibi Kerem'e söylediğini, söylemişti. Haliyle Kerem de sinirlenmişti. Ki biraz haklıydı.

''Sen daha intikam almadın? Neydi bu acelen? '' yanına gitti. Elini tuttu Mutlu'nun dudaklarına bastırdı. Sakin olmaya çalışarak bir kez daha nazikçe sordu. ''Neden yaptın bunu güzelim? ''

Titreyen dudaklarını dişleyip konuşmaya başladı. ''Bilmiyorum. O an o geldi içimden. Yaptım. '' dedi. Gözlerini kapatıp başını geriye attı Kerem.

''Sen her içinden geleni yapıyor musun ?'' diye sordu.

Başını olumsuzca salladı. Söylediği için pişman değil di fakat Kerem'in bu siniri....

Ayağa kalktı. ''Hayal'e bakmam lazım.'' diyip hızla odasına çıktı.

Küçük kızının bas ucuna geldi. Eliyle saçlarını düzeltti kızının. Eğilip alnına bir öpücük kondurdu. Kendisi de yanına uzandı. Unutmak için uyudu.

~~~~

''Hak ettim! '' diye bağırdı. ''Ben onun gidişini de gelmeyişini de hak ettim! ''

Arabasının lastiğine bir tekme attı . Belki böyle siniri geçerdi. Bir kaç tekme daha attı.

''Hadin yeter!'' dedi Samet. Anlıyordu. Hak veriyordu. Fakat bu yaptığı saçmalıktı. O da bozulmuştu. Mutlu ona nasıl söylememişti. Gerçi ilk karşılaştığın da tanımıştı . Fakat emin değildi. Ama şimdi..

Hızla Hadin'in kolunu tuttu. Kendine çevirdi. Omuzlarını sıkı sıkı tuttu ve konuştu.

''Şimdi sadece ona ayak uydur. Acısını sana ve ailene yansıtmasına izin ver. Sonradan zaten acısı geçecek ve gelecek. ''

Tıpssss üzülmeyin. İki bölüm olacak. Şimdi 24. Bölüme geçin. Biliyorum çok mükemmelim shjshj şaka yaptım. Umarım yorum hak ettim.

Kör Gelin. 1. (Zor Evlilik Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin