Mutlu'nun söylediğin den sonra hızla kolunu bırakmış ve gitmesine izin vermişti. İki adam kadının çıkışını acılı gözler ile izlerken Mutlu çoktan çıkmıştı. Korku ile arabasına bindi. Kızı.. En değerlisi şuan hastahanedeydi. Sinirle elini direksiyona vurdu. Keremi öldürecekti. Kızını ona emanet etmişti bakması için zehirlenmesi için değil.
Kısa bir süre sonra hastahanenin önüne gelen Mutlu korku ile arabasından inmiş ve koşarak hastahaneye girmişti. Kerem'in söylediği kata geldiğinde etrafına hızla bakmıştı. İlerde Kerem'i gördüğünde hızla ona gitmiş ve ''Kızıma ne oldu! '' diye bağırarak sormuştu. Genç kadının halini anlayan genç adam tepkisizce sadece ''Şuan müdahale odasında '' demişti. Ağlayan kadın sandalyelere otururken Kerem de yanına oturmuştu.
''Ne yedirdin ona! '' diye sordu.
''Sanırım mamasını yanlış yapmışım. '' dedi mahçup bir sesle.
''Ah Kerem sana defalarca o mamayı nasıl yapacağını öğrettim. '' dedi. Genç adam sadece utançla başını salladı. Mutlu haklıydı. Defalarca ona nasıl yapması gerektiğini anlatmış ve göstermişti. Fakat yapamadı işte.
~~
Bir saatin ardından müdahale odasından çıkan doktoru gören Mutlu hızla ayağa kalkmış ve ona doğru ilerlemişti.
''Kızım nasıl?'' diye sordu. Genç doktor gülümseyerek genç anneye baktı.
''Şuan da iyi. Fakat uyuyor. Görebilirsiniz. '' demiş ve gitmişti. Rahat bir nefes alan Mutlu kızının olduğu odaya girmiş ve uyuyan bebeğe bakmıştı. Alnına sıkıca bir öpücük kondurup ellerini avuçları arasına almıştı. Kızının bir kaç tuhaf ses çıkardığını duydu. Dudaklarında küçük bir tebessüm belirdi. Bu defa avuçları arasına aldığı küçük eli öptü. ''Seni Çok seviyorum kızım. ''
~~
Masasına oturduğunda kapısı açıldı. Bakışlarını Alizya'ya çevirdiğinde genç kızın gülümsediğini gördü. Kendi soğuk ifadesini korurken genç kızın ne diyeceğini merak etti.
''Hadiiiin! '' ismini uzatarak söylemesi genç adamın kulaklarını tırmalasada ifadesizce durdu.
Alizya Hadin'in bir tepki vermediğini görünce masasının üstüne oturup ona dik dik baktı.
''Ne düşünüyorsun? '' dedi merak ettiğini belli ederek.
''Onu. '' doğru söylüyordu.
Alizya bozulsada belli etmedi.
''Neyini düşünüyorsun. İki yıldır ortada yok zaten. ''
Bakışlarını hızla Alizya'ya çeviren Hadin sert sesi ile beraber ''Sanane lan! '' demişti.
Ayağa kalkan genç kız tam Hadin'in karşısında durmuş ve konuşmuştu.
''Seni sevmiyor bile! Allah bilir şimdi hangi adamın koynunda! ''
Son söylediği şey ile beraber Hadin hızla ayağa kalkmış ve genç kızın boğazına sarılmıştı. Var gücü ile sıkarken yüzüne doğru tısladı. ''O sen mi ki? Daha dün Ekinin altına yatarken bugün benim altımdasın! Unutma sadece kısa bir süreliğine şu lanet yüzüğü takıyorsun! En kısa zaman da parmağından çıkacak olan bu yüzük için kendini fazla birşey sanma.! '' demiş ve kadının dudağını var gücü ile ısırıp geri çekilmişti.
Dudağı kanayan Alizya dolu gözleri ile beraber Hadin'e bakmış ve odadan çıkmıştı. Sözleri ağır gelmişti. Fazla ağır.
Masasına tekrar oturduğun da kravatını genişletmiş ve koltuğa yayılmıştı. Onu deli gibi özlediği yetmiyormuş gibi bir de bu aralar ona benzeyen şu kadın yokmuydu. Sıkıldığını anlıyordu. Şu iki yıl boyunca belki unuturum diye defalarca kez ilişki yaşamış ve sonuç hep başarısız olmuştu. Zaten iki aydır şu formalite amaçlı parmağına taktığı yüzük sinirlerini iyice geriyordu. Neden kabul etti o bile bilmiyordu. Sadece bu kız bir zamanlar kardeşim dediği kişiydi. Bugünse kendisini sevdiğini iddia eden bir genç kız. Hayat tuhaftı. Ve değişik.. Masasının altında ki çekmeceyi açtı. Eline her zaman bakmaya doyamadığı o fotoğrafı aldı. Güzeller güzeli karısı.. Bir zamanlar ki karısı.. Boşanmıştı. Zaten en son o gün görmüştü ya. Boşanmayı kabul etmişti çünkü Mutlu'nun zamanla geri geleceğini düşünmüştü. Gideceğini değil.. İyice daralan genç adam elinde ki fotoğraf ile beraber ayağa kalkıp odasından çıktı. Dağılmış halini dahi umursamadan şirketten çıkmıştı. Hafif hafif çiseleyen yağmur onu ferahlatsada içinde ki acıyı almadı. Sadece yürüyordu. Omzunda ki şu ağır şeyleri hafifletmek için.
Kalbinde ki bu aşk gün gün ondan birşeyler alsada o hala Mutlu'nun geleceği umudunu taşıyor ve bekliyordu. Belki bir gün gelirdi.. Özlemi o kadar büyüktü ki onu gördüğü an belki günlerce sarılıp öpebilirdi.
Kadın gittiği gün adamın da kalbini de götürmüştü. Vermemek üzere..
~~
Gecenin bir vakti uykusundan huzursuzca uyandı. Bebeğine baktı. Mışıl mışıl uyuyordu. Yerinden kalktı. Pencerenin önüne geldi. Karanlık geceye baktı. Rotasını kaybetmiş bir gemi gibi ne yapacağını bilmiyordu. Hadin'i nasıl avucuna alacağını bilmiyordu. Daha doğru düzgün nasıl intikam alacağını bile bilmiyordu. Yarın Hadin'in babası şirketi gelecekti. Yüzünü görmeye nasıl dayanacaktı bilmiyordu. Elini sırtına götürdü. Ufak tefek izleri kalsada dövme hala olduğu gibi duruyordu. Bir damla yaş usulca aktı gözünden. Hadin'i özlemişti. Şuan yaşadığı duygu karmaşası fazlaydı. içinden Hadin'e sımsıkı sarılıp bırakmamak vardı. Ellerini saçlarına götürdü. Bedenini esir alan şu karmaşık duygular yüzünden ne yapacağını nasıl davranacağını bilmiyordu. Yarın büyük gündü. Hadin'in babası şirkete gelecekti ve yeni ortağı görecekti. içinden sadece onu tanımaması için dua etti. Yoksa herşey alt üst olur. Yaptıkları yanına kâr kalırdı. Ama buna asla izin vermeyecekti. Heyecan içinde tekrar yatağına döndü. Kızına sımsıkı sarılıp gözlerini yumdu. Umarım yarın güzel olur herşey.
Olaysız bir bölüm. Ya ben Hadin'in babasının adını daha önce verdim mi? Ve ve lütfen şu Benim Gizli Aşkım kitabına bir bakın yahu! Oy vermeyin ona da razıyım sadece bir okuyun. Lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gelin. 1. (Zor Evlilik Serisi 2)
General FictionKelimelerin ağırlığı omuzlarına düşünce eli gevşedi bir iki adım geriledi. Acıtmıştı küçük kadın. Tam kalbinin ortasından. Önüne düştü bir iki tutam sarı saçı. O beyaz ve yakışıklı yüzü şimdi acı dolu bir ifade ile kör geline baktı. Gidecekti. En az...