Giden Doğu'ydu. Ölen Batı. Çünkü Doğu'nun gidişiyle güneş Batı için bir daha hiç yükselmemişti.
🍁
Doğu Yazgın
Ölüm, renklerin ve duyguların en acısıydı. Cennetin ve cehennemin fragmanı, ruhları kamçılayan bir katilin maskesine denkti. O maske siyah olurdu; mavi, turuncu, mor, gri, kırmızı, beyaz... Fakat o maskenin tüm renklerinin yanısıra en büyük ve tehlikelisi, gülümsemenin ta kendisiydi.
Doğu, iç çekerek oturduğu merdivenlere baktı. Emre'nin evi oldukça yokuşlu bir gecekondu mahallesindeydi. Mahallede kolaylık olması için yapılan ama birçok kişi tarafından kullanılmadığı için eskiyen bir merdiven vardı.
Doğu, buraya gelene kadar çok kez düşünmüştü yaptığının doğruluğunu. O hayatı boyunca birçok kez aksilikler yaşamış ama hiçbir zaman birinin ayağına gidecek kadar ruhunu çökertmemişti.
Yanına oturan bedenle düşüncelerini kenara iterken Cemre uykulu gözlerini kendisine çevirip gülümsedi. "Hava biraz soğuk." derken tek kaşı munzurca yukarı kalkmıştı. "Bu saatte burada ne işin var? Yoksa bana serenat mı yapacaksın?"
Doğu, Cemre'nin açıksözlülükle dile getirdiği cümlelere güldü. Cemre garip bir kızdı. Onu tanıyalı uzun zaman olmamıştı ama kızda diğerlerinden farklı bir şey olduğunu inkar edemezdi. Çünkü hiçkimseye bakarken böyle huzurlu hissettiğini hatırlamıyordu Doğu. "Ailemle kavga ettim," diye mırıldandı uzun bir sessizlikten sonra. "Annem beni Amerika'ya geri göndermekle tehdit edince zıvanadan çıktım ve belki de hiç kullanmamam gereken sözcükleri kullandım. Ben... Çok bencil bir adamım Cemre ve bu yüzümle yeni tanışıyor olmak yorucu geliyor."
Cemre hiddetle başını iki yana sallarken ciddileşmişti. "Sen bencil değilsin Doğu. Sadece, şu an hayatın ağırlığını taşımakta zorlandığın bir konumdasın. Güçleniyorsun ve her güç, beraberinde acıyı getirir."
"Güç istemiyorum ki," Doğu iç çekti. "Ben hiçbir zaman güç istemedim ki Cemre. Ben sadece mutlu olmak istedim. Mutlu olmak bu kadar zor mu?"
Cemre dudağını ısırdı. "Mutluluğun sendeki tanımına bağlı, Doğu. Benim için mutluluk sevdiklerimle birlikte olmaktır mesela. Emre için mutluluk hastaları kesmektir." Kıkırdadı. "Cihan için mutluluk bir mezar taşıyken Nil ve Ege için sarılmaktır. Peki ya sen? Senin için mutluluğun anlamı ne, Doğu?"
Doğu bir süre düşündü. Zengin olmak mıydı mutluluk? Dilediğini yapabilecek kadar özgür olmak mı yoksa ölmek mi? Cevabı netti Doğu'nun aslında. Onun için mutluluk, diğer yarısıydı. "Bütün olmak," diye mırıldandı. "Tamamen, dolu olmak." Elini sol göğsüne getirip kalp atışlarını dinledi. "Hayatım boyunca istediğim her şeye sahip oldum ben Cemre. Yeteneğim vardı, arkadaşlarım, param... Hatta ailem bile olmuştu. Ama ben hep eksiktim. Mutluluğum hep buruktu ve artık onun olmadığı bir hayat, bana yıllar sonra ilk kez anlamsız geliyor. Mutluluğu yitirmiş gibiyim ama tuhaf olan ne biliyor musun? Bunu on üç yıl sonra anladım ben. Onun nerede, nasıl olduğu aklımdan çıkmadı ama ben koca bir silgiyle silmeye çalıştım onu durmadan. Yok saydım. İnsan diğer yarısını yok sayar mı?" Gözünden bir damla yaş süzüldü. "Biliyor musun Cemre o bensiz uyumaktan korkardı. Elimi tutmadığında kabus gördüğünü söylerdi hep. Biz uyurken el ele tutuşurduk. O bensiz, bir başına sokakta uyurken ben... Ben lüks bir villada, şatafatlı bir yatakta mışıl mışıl yatıyordum. Bu ağır geliyor."
Genç kız duyduklarını sineye çekerken ne demesi gerektiğini, birine nasıl teselli verildiğini bilmiyordu. Herkesin farklı bir acısı yok muydu? Kendisi de mükemmel bir hayata sahip değildi belki ama en azından ağabeyiyleydi. Eski patronları Onur, onları okutmuş ve profesyonel birer hırsızdan ziyade mükemmel bireyler olmalarını istemişti. Bunlar yaşanırken tek tesellisi ailesinden kalan bağın kopmamış olmasıyken Doğu'ya ne diyebilirdi sahi? "Doğu," diye ismini sayıklayabildi. "Herkes bir gün ölür. Bazılarının kaderi erken son bulur bazılarının da uzun bir serüvendir. Hem ben eminim, kardeşin yaşasaydı mutlu olmanı isterdi." Elini tereddütle göğsüne uzatıp parmaklarının üstüne yerleştirdi. "O burada, dünyadan izinin silinmesi tamamen yok olduğu anlamına gelmiyor. Tanrı, onu cennetinde saklıyordur belki. Ben ailemi kalbimde taşıyorum, sen de onu orada yaşat. Kendini yaşarken öldürmen onu geri getirmeyecek Doğu ama onu kendinle büyütmek kardeşine yapabileceğin en büyük iyilik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Üçüncü Tekili
AcciónBatı için hayatındaki en değerli varlık, ikizi Doğu'ydu. Doğu, ikizine en az ismi kadar zıt bir karaktere sahipti ama onun deyimiyle diğer yarısıydı ve o olmadıkça bir yanı hep buruktu. Ancak beraber verildikleri yurtta bir gece çıkan yangın her şe...