Biri daha benden gitti bugün. Adım sesleri kulaklarımda yankılanıp kalbimi ezerken sadece dinledim. Çünkü yapabileceğim başka hiçbir şey yoktu.
🍁
Batı Poyraz
O gün, Duygu bahanesini işlevselleştirerek Doğu'nun yanına taşındığında içinde gözardı edemediği huzursuzlukla uyumaya çalışmış ama tüm gece varlığına alıştığı Batı'nın yokluğuna katlanamadığından gözüne bir damla uyku girmemişti. Diğer günse daha fazla dayanamayan Batı evin penceresinden odaya tırmanmış ve yere serdiği pikenin üstünde, eli sevgilisinin eline kenetlenmiş bir şekilde uyuyakalarak yeni yıla girmişti. Özel gün adı altındaki kutlamaları ikisi de sevmediğinden o gece ve sonrası da aynıydı onlar için. Tek farkı, takvimlerin bir yılı daha geride bırakmasıydı kuşkusuz.
Sabahında Cemre odaya girmeden kaybolan Batı, aklında ve kalbinde yer edinen Duygu ile gülümseyip kucağındaki kedisini sevdi. Evindeydi. Varlığına alıştığı kızın kokusu evin her köşesindeyken hissettiği garipliğe bir anlam veremiyordu. Sessizlik içerisinde beklerken duyduğu zil sesiyle ayağa kalktı. İki gündür her şey fazlasıyla normaldi. Ocak ayının ilk günü tatil olduğundan insanlar dışarı çıkmıştı ama o evi yeğlemişti. Gidip kapıyı açtığında Duygu'nun yüzünü görmesiyle kaşları havalandı. Dışardaki kar insanın tenini ürpertecek cinstendi. Duygu'nun kızıllarına bulaşmış beyaz lekeler gözüne çarparken kız titreyerek içeri girdi ve kapıyı kapatarak soğuğu arkasında bıraktı. "Ne işin var senin burada?" diye sordu Batı. Ellerini kızın soğuktan pembeleşmiş yanaklarına bastırdı. "Hasta mı olmak istiyorsun güzelim?"
Duygu omuz silkerek kollarını ona doladı ve "Seni çok özledim," diye fısıldadı. "Cemre ve Doğu evdeydi en son. Doğu bir saate çıkacakmış. Ben de hazır o karısıylayken sana gelmek istedim." Batı da ellerini kızın beline sararken anlam veremediği bu yakınlığa gülümsedi. Geri çekilip kızın yanaklarını sertçe çekerken "Bana çok mu aşıkmış bu kızıl cadı?" dedi sesini incelterek. Duygu ellerine vurarak kurtulurken daha da kızaran yanaklarına aldırmadan "Cıvıtmasan olmaz zaten." dedi ve içeri geçti. Kuşunu ve kedisini biraz sevip her zamanki gibi Batı'nın unuttuğu yemlerini verirken keyifle gülümsüyordu. İşini bitirip koltuğa oturduğunda Batı da yanına gitti. Kız başını sevgilisinin omzuna yaslayıp "Bugün Cemre ile alışverişe çıkacağız," dedi. "Yeğenime tatlı kıyafetler alacağım. Düşünsene Batı minicik patikler, el kadar kıyafetler... Müthiş bir şey değil mi?"
"Öyle," diye güldü Batı. "Kelimenin tam anlamıyla müthiş hem de. Onun doğmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Öyle ki Doğu bile benim kadar telaşlı değildir." Duygu gülerek başına vurdu.
Tekli koltuklarına geçip yarım saat kadar kitap okuduktan sonra Duygu saatini kontrol ederek kitabının kaldığı sayfasını kıvırdı ve koltuğun üstüne bırakarak ayağa kalktı. "Ben artık kaçayım, sonra yine görüşürüz zaten." Batı'nın burnunun aktığını gördüğünde sırıttı. "Ama mümkünse görüşmemiz sen o soğuk betonda üşütmeden önce olsun. Hem yatak büyüktü yanıma kıvrılabilirdin."
Batı çenesini dikleştirerek burnunu çekti. "Evlenmeden olmaz."
Duygu kıkırdayarak uzanıp yanağını öptü sevgilisinin ve "O da olur yakında." diyerek kapıya doğru yürümeye başladı. Holde bulduğu kedisini sevip uyuklayan kuşuna el sallayarak evin kapısını açtığında Batı odaya girip bir bere aldı ve tekrar yanına döndüğünde kızın saçlarını hafifçe sağa atarak siyah bereyi kafasına geçirdi. "Şimdi oldu." derken kızın yeşil ışık yaktığının verdiği farkındalıkla sırıtıyordu. Bu kez o öptü sol yanağını. Fark etmişti ki istemeden de olsa kızın sol yanağını öpüyordu sürekli. Dudakları sağ yanağına da değip uzaklaştığında "Geleyim mi sizinle?" diye sordu. "Uzaktan izlerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Üçüncü Tekili
ActionBatı için hayatındaki en değerli varlık, ikizi Doğu'ydu. Doğu, ikizine en az ismi kadar zıt bir karaktere sahipti ama onun deyimiyle diğer yarısıydı ve o olmadıkça bir yanı hep buruktu. Ancak beraber verildikleri yurtta bir gece çıkan yangın her şe...